AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Diyarbakır annelerimizin evlat nöbeti 1027. gününe girdi. Özellikle Avrupa birliğinin Türkiye raportorüne buradan seslenmek istiyorum. Hiçbir şekilde şimdiye kadar uluslararası raporların hiçbirine Diyarbakır annelerinin girmemiş olmaması çifte standartlardan bir tanesidir. Söz konusu fetullahçı terör örgütü olduğu zaman gündemlerine alıyorlar. Bu çifte standarttır. Bunları takip etmeye devam edeceğiz.

RUSYA'NIN İLHAK KARARI

(Rusya’nın Ukrayna topraklarını ilhak kararı) Kuşkusuz ülkelerin toprak bütünlüğüne ilkesel çerçevede sahip çıkıyoruz, önem veriyoruz. Savaş hiçbir şeyi çözmez. Sadece insanlık için yıkım getirir.

Solingen faciasından 31 yıl sonra aynı korkunç şüphe! Türkiye adalet istedi Solingen faciasından 31 yıl sonra aynı korkunç şüphe! Türkiye adalet istedi

(Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Rusya ile sadece Türkiye’nin diyalog kurması rahatsız edici sözleri üzerine) Türkiye tahıl koridorundan esir mübadelesine kadar merkezi rol oynamıştır. Sayın macronun bunu bile bir çıkar çatışmasına dönüştürmeye çalışması kapasitelerini ortaya koymuştur.

YUNANİSTAN'IN TAVRI

(Yunanistan meselesi) Avrupa birliği gözü önünde bir AB üyesi Yunanistan Ege denizinde kadınları ve çocukları öldürüyor. Hiçbir tanesine seslerini çıkarmıyorlar.

Yunanistan’a verilmesi gereken mesaj masaya oturmasıdır. Masadan kaçan taraf Yunanistandır.

MÜZİSYEN ONUR ŞENR'İN KATLEDİLMESİ

"Bu cinayetten bu kardeşimizin hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. Sayın Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın ve MYK üyelerinin büyük acı duyduğunu ifade etmek isterim. Acılı ailesine başsağlığı diliyorum. Arkadaşlar ailenin yanında olacaklar. Bu cinayetin canavarca hislerle gerçekleşmiş olması çok açık. Bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceğiz. Gereken cezaları alınması için sürecin takipçisi olacağız. Kuşkusuz yargı bağımsız bir şekilde konuyu inceleyecektir. Biz de süreci takip edeceğimizi bir kere daha ifade edelim. Eşinin, güzel evlatlarının fotoğraflarını gördükçe içimizin parçalandığını ifade etmek isterim.

ONUR ŞENER CİNAYETİ: "SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ"

Bu canavarlığı reddetmek, lanetlemek, bu cinayeti işleyen katillerin gereken cezayı alması konusundaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışacağız. Fakat cinayet işlenir işlemez, kişilerin hangi bakanlıkta çalışmasının polemik konusu olması da bu acımasızlığın bir örneğidir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'nin her yerinde hiç istemesek şu meslek grubundan, şu cinsiyetten, şu kökenden bazı insanların cinayetlere imza ettiğini görüyoruz. Lanetliyoruz. Bu acı karşısında siyasi polemik üretmeye çalışanların 'Bundan hükümet, bakanlık, şu kurum sorumludur' gibisinden yaklaşım içine girmesinin bu acıyı ve cinayeti istismar etmesinden başka bir yüzü yoktur. Buradan bütün kamu iradesini ilzam etmek, bu kadar mantıksız bir şey olabilir mi?

Burada gerek bunların çalıştığı Bakanlık ve kurum hukuki süreçten ayrı olarak da kendi işlemlerini gerçekleştirecektir. Bu canavarca hislerle gerçekleştirilmiş, lanetlenmesi gereken bir cinayet. Cumhurbaşkanımız, MYK'mız, bütün hepimiz bu acıyı paylaşıyoruz. Milletimizin hepsini sarsan bir tablo maalesef ortaya çıktı. Hayatını kaybeden kardeşimize Cenab-ı Allah'ta rahmet diliyoruz. Arkadaşlarımız ailenin yanında olacaklardır. Kurumların bahsettiğiniz çerçevede, kendi iç hukukları, tüzükleri bu tip olaylar karşısında takip edecekleri süreçler açısından gereğini yapacaktır."