İş güvenliğinin temel amacı, işyerinde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyo-ekonomik açılardan en iyi seviyeye ulaşmasını sağlamaktır. Diğer bir ifade ile yapılan işler sırasında veya işler nedeniyle iş kazası yaşanma ihtimalini en aza indirmek, çalışma ortamı nedeniyle oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemek ve meslek hastalığı oluşturabilecek işlerde önlemler almaktır. Bunun sonucu olarak da işyerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulmasına katkıda bulunmaktır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) iş sağlığı ve güvenliği ortak komisyonu işçi sağlığının esaslarını;

Bütün iş kollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını yüksek düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak,

Çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek,

Her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak,

özet olarak işin-işçiye ve işçinin-işe uyumunu sağlamak, olarak belirlemiştir.

İş yeri kazalarının %88'i güvensiz eylemlerden/hareketlerden (insan davranışlarından) kaynaklanmakta iken %10'u ise güvensiz ekipman veya koşulların sonucunda olmaktadır.

Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) tahminlerine göre 8 milyarlık dünya nüfusu içerisinde yılda yaklaşık 2,5 milyon insan iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybetmekte, yine yaklaşık 350 milyon işçinin ise iş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla yaralanmakta ve hastalanmaktadır. Bu oranlar ülkemizde dünya ortalamasının üzerinde olup iş kazaları sıralamasında ön sıralarda bulunmaktadır.

İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin zamanında alınmaması, iş güvenliğ uzmanlarının denetim raporlarının dikkate alınarak uygulanmaması ve gerekli eğitimlerin yapılmaması sonucuda iş kazaları ve meslek hastalıklarının artmasına dolayısıyla işçi, iş gücü, makine, malzeme ve ürün kayıplarına neden olmakta  işyeri mal veya hizmet üretimi ile verimliliğin azalmasına sebebiyet vermektedir.

Yine, iş kazası ve meslek hastalığının işyerine ve ulusal ekonomiye yüklediği işgücü kaybı, üretim kaybı gibi maliyetlerinin yanında hastane masrafları, ilaç bedelleri, mahkeme masrafları ve sigortalıya ödenen tazminatlar gibi yan maliyetler  de gözardı edilmemelidir.

İşyeri gürültü ölçümü ve gürültü haritası çıkarılması, işyeri  toz ölçümü, işyeri aydınlatma (ışık şiddeti) ölçümü, işyeri termal konfor (nem, ısı, hava akım hızı vb.) ölçümü, kimyasal maddelerin ortam (organik buhar, gaz buhar) ölçümü, genel vibrasyon ölçümleri ile el, kol, bacak vibrasyon ölçümleri gibi gerekli tüm işyeri ortamı gözetim ve ölçümlerinin yapılması gerekmektedir.

Kişisel koruyucu donanımlar; iş kazası ya da meslek hastalığının önlenmesi, çalışanların sağlık ve güvenlik risklerinden korunması, sağlık ve güvenlik koşullarının iyileştirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. İşveren, kişisel korunma tedbirlerine öncelik vermek zorundadır.

Acil Durum ise afet olarak değerlendirdiğimiz ve dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmal, kasıt ve çeşitli amaçlarla meydana gelen veya getirilen olayların tümünün yol açtığı hallerdir.  Bu acil durum gerektiren; yangın, deprem, iş kazası,sel baskınları, sabotaj vb. olaylara karşı Acil Eylem Planları hazırlanmalı, var olan eylem planları güncellenmeli ve bunlarla ilgili eğitimler geciktirilmeden zamanında yapılmalıdır.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatlarına uygun olarak faaliyette bulunulan işyerleri ve bu mevzuatlara uygun çalışan işçilerden oluşan sağlıklı ve güvenli  ortamlar;

İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine,

İş tatminin sağlanmasına,

Başarı ve üretimin artmasına vesile olacaktır.