31 Mart yerel seçimleri sonuçlandı. Çok az bir farkla CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu başkan seçildi ve mazbatasını aldı.
Oy farkı 30 bin seviyesindeydi. Yapılan itirazlar sonucu 13 bin civarına kadar geriledi. Yeniden sayılan iptal oyları, tüm İstanbul'daki sandık sayısının çok az bir miktarıydı. Aradaki farkın üçte bire kadar düşmesi bile seçimlerin hak hukuk kurallarına göre yapılmadığını, akıllarda büyük soruların oluşmasına ve seçimle alakalı bir güvensizlik ortamı oluşmasına sebep olmuştur. Bundan dolayı Ak Parti tarafindan Sn. İmamoğlu'nun mazbata almasından sonra olağanüstü itiraz yolu ile seçimlerin iptali talep edilmiştir.

Hak arama her insan ve kurum için bir haktır. Bundan hiç kimse rahatsızlık duymamalıdır. Ak Parti'nin hakkını hukuk içerisinde araması kadar doğal bir şey olamaz.

Ak Parti hakkının teslimi için; ABD, AB, Rusya veya mafyadan, yahut terör örgütlerinden değil; bilakis Türk yargısından ve kurallara uygun olarak arıyor. Esas mahkemesinde davayı kaybeden kişi temyize başvurmuyor mu? Tabi ki davayı kaybeden kişinin hakkını aramaya devam ettiği gibi siyasi partiler de yasal ve hukuk kuralları içerisinde hakkını aramaya devam edecektir. Doğal ve medeni olan budur. Yoksa "tamam kabul et artık mağlup oldun bu şartlarda" demenin mantığı yoktur. Ayrıca Ak Parti veya bir başkası; seçmenlerine karşı da onların iradelerine sahip çıkması zorunludur.

Yalova'da 2014 seçimlerini 1 oy farkla iptal ettiren ve  belediyeyi kazanan CHPnin tepkisi çok anlamsız.

Ayrıca dünyanın gelişmiş ülkelerinde seçimler, yargı gözetiminde yapıldığı gibi sonuçlarının da yargı yoluyla tayin edildiği olmuştur. 
Amerika Birleşik Devletleri'nde 2000 yılında Algor ve W. Bush arasındaki başkanlık seçimlerinin;Florida eyaletinde 36 günlük sayımdan sonra mahkeme kararıyla tamamlandığını da unutmamalıyız. ABD'de olursa sorun yok. Türkiye'de de CHP hak arayabilir; muhafazakarlar hak arayamaz öyle mi? Böyle bir saçmalık olamaz

Netice itibariyle seçimlerin yenileneceğini düşünüyorum. Kanaatim bu yöndedir. Yeterli delil vardır. Ama son sözü YSK söyleyecektir.

Şimdi de YSK'nın seçimleri iptal edip etmemesine göre Ak Parti ıçin ihtimallere göz atalım.

1) Seçimler iptal edilmezse;

CHP, Sn. İmamoğlu ve  Mansur Yavaş gibi iki muhafazakar şahsiyet üzerinden, muhafazakar kitlenin gözünde meşrulaştırılacaktır.

Ayrıca içerden ve dışardan makyaj tedbirleriyle İstanbul ve Ankara'da bir başarı hikayesi yazmaya çalışacaklardır. Daha sonra  en kısa sürede erken genel seçimle Cumhurbaşkanlığı'nı ele geçirmeyi deneyeceklerdir. Sonuç alabilirler. Ak Parti için bu ihtimal çok yüksek. AK Parti daha da zayıflayabilir.

2) Seçimin iptali halinde;

İlk ihtimalde seçim yapılır CHP kazanırsa, AK Parti çok daha sıkıntılı bir duruma düşer toparlanması zor olur. Hızla bölünebilir.
İkinci ihtimalde seçim yenilenir. AK Parti seçimi kazanır. Bu durumda AK Parti'nin üzerindeki tüm kara bulutlar dağılmış olur. Böylece ne AK Parti içerisinde yeniden parti kurma çalışmalarına hız veren ekip parti kurma çalışmasına devam edebilir. Ne de AK Parti'ye ülke içinden ve ülke dışından operasyon yapmaya çalışan çevrelerin mecali kalır. Ak Parti, yoluna sağ salimn devam eder.ü

Kanaatime gelince; Siyaset risk alma sanatıdır. Bu durumda Ak Parti riskten kaçmamalı. Kendi geleceği kadar ülkenin geleceği için de bu riski almaya değer.

Seçimlerin iptal olmasını temenni ediyorum. Sonunda AK Parti iptal olan bu seçimi farklı kazanır diye düşünüyorum .Küçük bazı tedbirler alarak gerekli hazırlıkları yaparsa kısa bir zaman dilimi içerisinde dahi olsa eksikliklerini giderir ve seçimi alır diyorum.

Saygılarımla