Okulların yarı yıl tatiline girdiği gün yapılan röportaj ülke gündemini sarsmış, annesiyle kasapta bulunan bir çocuğun, "Annem karne hediyesi olarak et aldı" sözleri çok tartışılmıştı.

Sosyal medyada da çok yayılan haber sonrası Habertürk yönetimi soruşturma başlatmış, sonrasında haberi yapan muhabir Fatmanur Boylu'nun işine son verildiği bildirildi. Olay sonrası, işine son verilen muhabir açıklamada bulunarak kanalın iddialarını yalanladı. Çok tartışılan görüntülerin arka planı da ortaya çıktı.

"MAALESEF TESPİT EDİLMİŞTİR"

Kanalın açıklamasında muhabirin çocuğu yönlendirdiği iddia edilerek şu ifadeler yer aldı:

Haberin tüm ham bantları yetkililerimizce incelenmiş, inceleme öncesi ve sonrası muhabir açıklaması ve savunması alınmış, haberle ilgili süreçte yer alan tüm yetkililer dinlenmiştir. Neticede incelenen ham kayıtların açıkça gösterdiği üzere; muhabirimizin haberde konuşan çocukla gazetecilik ilke ve kurallarına tümüyle aykırı olarak, çocuğa nasıl konuşacağına ilişkin dikte edici ve yönlendirici nitelikte ön konuşma yaptığı ve çocuğun bu yönlendirme doğrultusunda konuştuğu maalesef tespit edilmiştir."

Kanalın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

"Muhabir savunmasında haberin konusunun çocuk olmadığı, çocuğu ailesiyle rastlantı sonucu mağazada gördüğünü ve habere sıcaklık ve neşe katmak için çocukla şaka mahiyetinde konuştuğunu, ancak bu kısa konuşmanın sosyal medya ve diğer medya mecralarında bağlamından koparılarak çarpıtıldığını ve haberdeki bağlamın tamamen dışında bir çerçeveye sokularak kendisinin ve Habertürk’ün aleyhine bir şekle dönüştürüldüğünü ve olayın iradesi dışında getirildiği noktadan büyük üzüntü duyduğunu belirtmiş ise de bu açıklama ve savunma gazetecilik ilke ve kurallarına aykırılık oluşturacak şekilde çocuğa nasıl konuşması gerektiğini dikte eden ön konuşmayı izah ve ikna edici nitelikte bulunmamıştır.

"TOLERANS GÖSTERİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Habertürk’ün yayın ilkelerinin vazgeçilmez kırmızı çizgisi, verdiği haberin doğruluk ve dürüstlük açısından sarsılmaz bir güven ve inanç içerisinde olmasıdır. Bu güveni sarsacak ihmal veya kasta herhangi bir tolerans gösterilmesi de mümkün değildir. Esasen bu husus dürüst yayıncılığın da evrensel ilkesidir.

Bu haberde muhabirimizin, çocuğun konuşması/konuşturulması ile ilgili kısımda aldığı tutum bu ilkelerin açıkça ihlali niteliğinde görülmüş olduğundan kendisiyle iş ilişkimiz bugün itibarıyla sonlandırılmıştır. Başta haberde konuşturulan çocuk olmak üzere haberden etkilenen tüm kişilerden ve değerli izleyicilerimizden muhabirimizin kabul edilemez bu görev ihlali nedeniyle açıkça özür diliyoruz. Tespit edildiği anda hatalarını açıkça kabul etmek, doğruyu söylemek ve gerektiğinde haberin mağdurundan özür dilemek de dürüst gazeteciliğin olmazsa olmaz ilkelerinden birisidir.

Bu anlayışla, haberimizi düzeltiyor, o haberdeki çocuğun konuştuğu bölüme, haberciliğin ilkelerine aykırı olduğu için, referans verilmemesini kamuoyunun bilgisine saygıyla sunuyoruz."

MUHABİRDEN DE AÇIKLAMA GELDİ: "PEK ÇOK ÜSTADIM GİBİ BEN DE YAŞADIM"

Haber sonrası işten çıkarılan muhabir Boylu sosyal medya hesabından şunları söyledi:

"2017 yılından beri çalışmakta olduğum Ciner Yayın Holding tarafından bugün itibariyle iş akdim feshedilmiş bulunmaktadır. Pek çok gazeteci üstadımın geçmişte yaşayıp anlattığı hikayeleri ben de maalesef yaşamış bulunmaktayım.

Araç sahiplerini sevindirecek haber! Motorine indirim geliyor Araç sahiplerini sevindirecek haber! Motorine indirim geliyor

Daha çok etkileneceğimi düşünmüş olmama rağmen şu aşamada vicdanım rahat; zira kendimden, yaptıklarımdan ve gazeteciliğimden eminim. Bugüne kadar yaptığım gazetecilik ilkesinin getirdikleri doğrultusunda yaptığım hiçbir haberden pişman değilim.

"YAPTIĞIM HABERİN ADI "KARNE HEDİYESİ ET" DEĞİL"

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu hesap benim tek hesabım olup adıma açılan başka hesaplardan yapılan paylaşımlar şahsım tarafından yapılmamaktadır. İradesi başkalarının elinde olan hesap sahipleri tarafından yazılan hiçbir şeyi de dikkate almıyorum çünkü olay aksettirildiği gibi değil. Bu hesapla madem mağdurun yanında olduklarını iddia ediyorlar bu anlatacaklarımı da dikkate alırlarsa sevinirim.

Öncelikle yaptığım haberin adı "karne hediyesi et" değil, Et ve Süt kurumu tarafından yapılan açıklamanın et fiyatlarına yansımasıdır. Gerek günümüzde gerekse geçmiş günlerde var olan yoksulluk durumu bir haberdir. Sık sık zam ve yoksulluğu farklı haberlerde de dile getirdik.

"ÇOCUĞUN KULAĞINA FISILDADIĞIM İDDİALARI KESİNLİKLE YALANDIR"

Ancak söz konusu haberin konusunun yoksullukla uzaktan yakından alakası yoktur. Haberin konusu et fiyatlarının pahalılığı ve inme beklentileridir. Bütün gazeteci meslektaşlarım bilir ki; eğer haberde "Flash" bir ses varsa o ses, haberin başında olur ve haber onun üzerine yazılır.

Ancak söz konusu haberde durum böyle olsa çocuğun sesini başa çeker ve çocuğun yüzünü kapatırdık. Çocuğun kulağına fısıldadığım iddiaları kesinlikle yalandır. Yaptığımız röportaj çocuğun annesinin yanında ve hatta kasabın duyabileceği şekilde yapılmıştır.

"BİR MAĞDURUN SESİNİ HABERE TAŞIMAK İSTESEM BUNU NEDEN KURGULAYAYIM?"

Haber kasap dükkanında yapıldığı için de kasap hediye olarak et hediye etti. Söz gelimi bu haber şekerci dükkanında yapılsa belki de dükkan sahibi tarafından şeker hediye edilecekti. Ancak sonuç olarak yapmış olduğum haberden birkaç saniyelik bir kesit kırılarak paylaşıldı.

Demek ki ülkece bir yaramız varmış ki haber başlığıyla alakası olmasa da konu gündeme taşındı. Akıl var mantık var. Bir mağdurun sesini habere taşımak istesem bunu neden kurgulayayım? Daha önce defalarca ben ve meslektaş arkadaşlarım bu konuda haber yaptık.

"BELLİ BİR KESİM TARAFINDAN LİNÇ ETTİRİLEREK BİR SAAT İÇİNDE İŞTEN KOVULMUYOR"

Yaptığım haberle alakası olmasa da etin pahalı olmasından kaynaklı olarak pek çok insan tarafından alınamaması ilk defa karşılaşılan bir durum mu? Bundan birkaç hafta önce "emekli maaşıyla geçinenler" haberimde giriş sesim "ben kasabın yolunu unuttum."idi.

Bunu kabul ederek ve hayatın içinde olarak yapmaya çalıştım işimi. Uzattığım için özür dilerim ama insan sürekli olarak belli bir kesim tarafından linç ettirilerek bir saat içinde işten kovulmuyor. Bunu kabul ederek ve hayatın içinde olarak yapmaya çalıştım işimi. Uzattığım için özür dilerim ama insan sürekli olarak belli bir kesim tarafından linç ettirilerek bir saat içinde işten kovulmuyor.

"İTİBAR SUİKASTINDA BULUNANLAR HAKKINDA GEREKLİ SUÇ DUYURULARI AVUKATLARIM TARAFINDAN YAPILMAKTADIR"

Ama evet insan neredeyse çocukluğundan beri çalıştığı kurumun desteğini görmek isterdi.
Şunu da belirterek açıklamama son vermek istiyorum: Gerek şahsım hakkında yalan yanlış röportaj veren şahıslar hakkında, gerekse sosyal medya üzerinden hakaret ve itibar suikastında bulunanlar hakkında gerekli suç duyuruları avukatlarım tarafından yapılmaktadır. Gerekli hukuki süreç avukatlarım tarafından takip edilecek olup şahsıma yapılan haksızlığın geç de olsa gün yüzüne çıkacağına olan inancım tamdır. Çünkü bu ülkede hukuk kör değil ama topaldır.

"AÇIKLAMAYI KENDİ VİCDAN MUHASEBELERİNE BIRAKIYORUM"

Habertürk TV'nin 24.01.2023 18.00 ana haber girişinde, beni yakinen tanıyan ve yıllardır birlikte çalıştığım insanların sırf kendilerini ve çalıştıkları yayın organlarını aklamak için yapmış oldukları açıklamayı kendi vicdan muhasebelerine bırakıyorum. Açıktan ya da kapalı olarak beni arayarak veya mesaj atarak destek olan herkese çok ama çok teşekkür ederim."