Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, çalışanlardan alınan gelir vergisi tarifesi, taşeron sorunu ve kamu işçileri konusunda önemli mesajlar verdi. Çalışanlardan alınan gelir vergisi tarifesinin adaletli bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Başkan Atalay, taşeronlara kadro sözünün hayata geçirilmesi için de çağrıda bulundu. "Seçim öncesi verilen sözler tutulmalı" dedi. Atalay'ın taşerona kadro açıklaması ise belediye şirket işçilerinin tepkisini çekerken tartışmalara yol açtı. 

Genel seçim öncesi hem iktidar hem de muhalefet söz verdi. Ama şu an kimsenin sesi çıkmıyor. 90 bin taşeron var. Bunların kadroya geçmesi için sözler tutulmalı.

Uzun zamandır yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirilmesini bekleyen belediye şirket işçilerinin kadroya geçirilmesi konuşulurken yetkililerin etkili bir adım atmaması mağduriyet yaşayan belediye şirket işçilerinin tepkisini çekmeye devam ediyor.

Kendilerine verilen kadro sözlerinin tutulmasını bekleyen 600 bini aşkın belediye şirket işçisi her platformda mücadeleye devam ederken siyasilerin de vaatlerini tutmasını talep ediyor.

Çalışma Meclisi 5 yıl aradan sonra toplanıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan'la da görüşecekler Çalışma Meclisi 5 yıl aradan sonra toplanıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan'la da görüşecekler

Ancak Atalay'ın uzun zamandır kadro bekleyen belediye şirket işçilerine değinmemesi dikkatlerden kaçmadı. 

Norm kadroya alınmayı bekleyen belediye şirket işçileri Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'a tepki göstererek istifa çağrısında bulundu. 

Belediye şirket işçilerinin tepkisi büyük ses getirirken Atalay'ın bugün yaptığı açıklamalar gündeme damga vurdu. 

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Çırağan Sarayı'nda "Cumhuriyet'imizin 100. Yılında Çalışma Hayatı" temasıyla düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu'nda yaptığı konuşmada, iş kazalarındaki işçi ölümlerine dikkati çekti.

Atalay "Çöp arabasının arkasında iki tane kardeşimiz var, inanın ikisinin arasında 10 bin lira fark var. Biri kamyonun sağında biri solunda duruyor. Biri şirket elemanı, biri belediyenin elemanı." dedi.

"İşçi ve iş sağlığıyla ilgili düzgün şekilde yatırım yapanlar var mı? Tabii ki var, onların büyük çoğunluğu bu salonda. Bir sürü işveren örgütü var, TİSK'te örgütlüyüz. Diğer işverenler, ilk fırsatta imkan olsa 'Sendikalar kapansa da olur' dedikleri zaman da oluyor." diyen Atalay, memur ve işçi emeklilerine yönelik maaş zamlarının farklı olmasını doğru bulmadığını da vurguladı.

Atalay, "Çöp arabasının arkasında iki tane kardeşimiz var, inanın ikisinin arasında 10 bin lira fark var. Biri kamyonun sağında biri solunda duruyor. Biri şirket elemanı, biri belediyenin elemanı." diye konuştu.

Görevinin bu tarz yanlışları söylemek olduğunu belirterek, "Benim bir yılda iki maaşımı vergiden dolayı alıyorlar. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok." ifadesini kullanan Atalay, Türkiye'de az gördükleri yüzde 14 sendikalaşma olmasının en büyük sorumlularının kendileri ile birlikte HAK-İŞ ve DİSK olduğunu dile getirdi.

İşçisi, memuru, işsizi bu ülkenin yüzde 65'i olduklarını ancak mecliste kendilerinden kimse bulunmadığı için kale alınmadıklarını söyleyen Atalay, 20 senedir şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi için kapı kapı dolaştıklarını, Kovid-19 salgınının ardından gıdanın öneminin görüldüğünü, özelleştirilmeyen fabrikaların sayısının çok az kaldığını, sendikalaşmanın önemli olduğunu ve sendikalaşmayı itibarsızlaştırmayı doğru bulmadığını da sözlerine ekledi.