Yapı kayıt mağdurları, ücretini ödeyerek aldıkları evlerinin yıkılma korkusuyla beklemek yerine devlet dairelerine müracat ediyor. Ancak o kapıdan diğer kapıya gönderilirken ellerinde uzun süren mahkeme süreçleri ve mevcut koşullarda yaptıkları harcamaların borçları kalıyor sadece. 

Yapı kayıt belgesi mağduriyetinin çığ gibi büyüdüğünü belirten mağdurlar önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen torba yasayla çözüm bulunmasını bekliyor. Birçok mecrada etkinlik düzenleyen yapı kayıt mağdurları yetkili isimlere seslenirken İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu da Meclis'e yaptığı ziyaretlerle yapı kayıt mağduriyetini duyurmaya devam ediyor. 

Türkiye’nin dört bir yanından binlerce mağdur bir araya geldi ve İmar Yasasına Takılanlar Derneği çatısı altında toplanarak seslerini duyurmak için mücadele ediyor.

Resim

Hak arayışında olan dernek üyeleri, pazar günü İzmir / Konak Meydanı’nda, saat 14.00’da kitlesel protestosunu gerçekleştirip, basın açıklamasını yapacak. Basın açıklamasının öncesinde vatandaşları bilgilendiren İmar Yasasına Takılanlar Derneği, neden mağdur olduklarını ve neyi amaçladıklarını kaydetti.

“Kamuoyunda imar barışı olarak lanse edilen uygulama 2 kez uzatılınca, vatandaş 31 Aralık 2017 sonrası yapılar için de geçerli olduğunu zannedip yanılgı yaşadı” ifadelerine yer veren dernek, “Hatta, bazı memurlar ve muhtarlar da konuyu yanlış anlayıp vatandaşın bu başvuruları yapmasına neden olmuştur. Başvuru e-devlet üzerinden ve beyana bağlı yapıldığından, SMS ile ‘başvurunuz onaylandı’ cevabı alınca, her şeyin tamamlandığını zannetti ve bu belgenin sonradan iptal edileceğini bilmiyordu. Yapı kayıt başvuru formunda inşaatın başlama ve bitiş tarihi yazmadığı gibi beyanın 31 Aralık 2017 öncesi yapılara ait olacağı kolayca anlaşılmıyordu. E-devlet üzerinden istenen m2 ve beyanlar, teknik beceri gerekiyordu, vatandaş destek almadan bu beyanı verip, kontrol aşaması uygun olmadığında, yalan beyan suçu ile karşı karşıya kaldı. Yapı kayıt belgesi ile vatandaş aboneliklerini yaptırıp yaşamaya başladı, 3-4 yıl sonra uydudan kontrol edildiği, uydudan gözükmediği için belgesinin iptal edildiğini öğrendi. Madem kontrol edilebiliyordu, neden başvuru esnasında kontrol edilmediğini anlayamadı. Devleti ile imar barışı yaptığını düşünen milyonlarca vatandaş, Sayıştay 2019 raporu ile güncel olmadığı bilinen uydu kayıtları belgeleri iptal edilip, yıkım, ağır para cezası ve hapis ile yargılandı. Müteahhidin yapı kayıt belgesi ve kat mülkiyet ile sattığı daireyi alan vatandaş, belgenin iptali ile abonelikleri iptal edilip yıkım riski ile karşılaştı. Yapı kayıt belgesi iptal edilen evlerin, yıkım işlemleri devam ediyor.”

VATANDAŞ NE İSTİYOR?

Dernek, şu sözlere de yer verdi: “Devlet vatandaşının beyanını kontrol etmekle sorumludur, beyana göre verdiği yapı kayıt belgelerinin 3-4 yıl sonra sadece uydu görüntüsü ile kontrol edilerek iptal edilmesi vatandaşın mağdur edilmesi anlamına geldiğinden, yıkımların yeni bir düzenlemeye kadar acilen durdurulması; Kırsal alanlardaki büyükşehir yasası nedeniyle, imar kanununa aykırı yapıların, bu yasada düzenleme yaparak düzenleme öncesine dönülmesi; Devlet vatandaşını afet risklerine karşı korumakla yükümlü olduğundan, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların, afet riski incelemesi ile yeniden yapı kayıt belgesi verilmesi, önceki hapis, para ve yıkım cezalarının iptal edilmesi; 3194 sayılı imar kanunda yapılacak düzenleme ile plansız alanlarda 1-2 katlı, 200 m2 geçmeyen barınma amaçlı ev yapılması önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.”

Ömer Fethi Gürer, ehliyet affı bekleyenlerin sesi oldu! Ömer Fethi Gürer, ehliyet affı bekleyenlerin sesi oldu!

Ülkemizde pandemi sonrası konut sorunu açığının oluştuğunu kaydeden İmar Yasasına Takılanlar Derneği, “Afet riski olmayan yapıların kontrol edilerek ekonomiye kazandırılması ile depreme dayanıklı yapı stoğu artmış olacaktır. Ülkemizde yaklaşık 3 milyon yapının kontrol edilmesi ile hazineye önemli katkı sağlanmış, bu katkı ile kentsel dönüşüme bütçe elde edilmiş olacaktır. Ruhsatsız yapıların tamamını yıkmak, sosyal anlamda çalkantıya sebebiyet vereceğinden, kiralık evlerin daha da fiyatını artıracağından toplumsal sorun oluşacaktır.” dedi.