Ancak dikkat çeken bir nokta var ki bu konuda maalesef bir öğrenme süreci yaşanmamış gibi görünüyor. Yıllardır benzer hatalara düşülüyor ve aynı yanlışlar tekrarlanıyor. Hala yüzdelik oranlarla artış talepleri dile getiriliyor. Bu şekilde devam edildiği takdirde, ne yazık ki zarardan ve değer kaybından kurtulmak mümkün olmayacak.

KAMU ÇALIŞANLARI, EZİLECEK VE SEFALETE SÜRÜKLENECEK

Türk-İş tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı verileri, Toplu Sözleşme Masası'nda temsilcilerin otururken bu değerleri dikkate alması gerektiğini gösteriyor. En düşük memur maaşının bile yoksulluk sınırına ulaşamadığı bir durum söz konusu.

Bütün yetkili, etkili, yetkisiz veya etkisiz sendikalar, bir araya gelmeli, el birliği ve iş birliği yaparak en azından Türk-İş'in açıkladığı verileri veya kendi belirledikleri değerleri Toplu Sözleşme Masası'nda dikkate almalı. Aksi takdirde, ağır ekonomik ve piyasa koşullarında kamu çalışanları daha da zorlanacak ve sefalete sürüklenecek.

ENFLASYONUN YÜZDE 58 OLARAK GÜNCELLEMESİ DİKKATE ALINMALI

Önerimiz, Türkiye Merkez Bankası'nın bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 58 olarak güncellediği enflasyon oranlarını göz önünde bulundurarak, Türk-İş'in açıkladığı 37.974 TL'lik yoksulluk sınırına uygun olarak en az yüzde 58 artış sağlanmasıdır. Yetkili veya etkili olunmasına bakılmaksızın, sendikaların gerçek anlamda kamu çalışanlarının temsilcileri olduğunu göstermek isteniyorsa, bu önerilere kulak verilmelidir. Unutulmamalı ki, 2023 seçimlerinde Sayın Cumhurbaşkanı'nın vaadi olan en düşük memur maaşı 22 bin TL'dir ve bu vaat gerçekleşmiştir.

ENFLASYONUN YÜZDE 58 OLARAK GÜNCELLEMESİ DİKKATE ALINMALI

Şimdi geriye dönüp bir hesap yapalım. 10 Mayıs 2023 tarihinde Ankara'da 1 litre benzin 20,17 TL iken, 1 litre mazot 18,98 TL idi. 10 Mayıs 2023'te 1 Dolar 19,53 TL ve 1 Avro 21,45 TL'ydi. O gün seçim meydanlarında vaat edilen 22 bin TL ile 1.090 litre benzin, 1.159 litre mazot, 1.126 Dolar ve 1.025 Avro alınabiliyordu. Ancak bugün, 1 Ağustos 2023 tarihinde Ankara'da 1 litre benzin 36,53 TL ve 1 litre mazot 36,84 TL'ye yükseldi. Döviz kurlarına baktığımızda ise 1 Dolar 26,92 TL ve 1 Avro 29,75 TL olarak görünüyor.

Bu hesaplamalardan hareketle, 22 bin TL'nin iki buçuk ay içindeki değer kaybını gözler önüne serelim: 10 Mayıs'ta 1.090 litre benzin alınabilirken, bu miktar 602 litreye düşmüş durumda. Aynı şekilde 1.159 litre mazot, 597 litreye; 1.126 Dolar, 817 Dolara; 1.025 Avro ise 739 Avro'ya gerilemiş durumda.

Bu kayıpları daha net anlayabilmek adına aradaki farklara bakalım: Benzinde 488 litre kayıp, mazotta 562 litre kayıp, Dolarda 309 Dolar kayıp ve Avroda 286 Avro kayıp. Türk Lirasına çevirdiğimizde ise, benzinde 17.826 TL, mazotta 20.704 TL, Dolarda 8.318 TL ve Avroda 8.508 TL değer kaybı yaşanmış durumda. Piyasa koşulları, döviz kurları ve akaryakıt fiyatları, herkesin cebine giren ve çıkan parayı etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkıyor.

"Sağlıkçının adı yok, diploması var!" "Sağlıkçının adı yok, diploması var!"

Bu nedenle, sendikaların Toplu Sözleşme Masası'nda piyasa koşullarını ve ekonomik gerçekleri gözetlemeleri, hesaplamalarını buna göre yapmaları önem taşıyor. Yüzdelik oranlar yerine, ekonomik gerçekler ve piyasa değerlerine dayalı bir yaklaşım, çalışanların haklarını korumak ve ekonomik refahlarını güvence altına almak adına gereklidir. Toplu Sözleşme Masasından çıkacak sonuçlar, sendikaların gerçekçilik derecesini ve mücadeleci yaklaşımlarını yansıtacaktır.

Mustafa Atalay/ manisadenge