Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay,  CNN Türk televizyon kanalında soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile ilkeler bazında görüşüldüğünü ve Oğan'ın da bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a desteğini açıkladığını belirten Oktay, "Orada Ata İttifakı çerçevesindeydi. Sonrasında Ata İttifakı'nın kendi içerisinde farklı bileşenlerinin, yine farklı görüşleri olabilir. Dolayısıyla burada Sayın Oğan gerekli açıklamayı yapmıştır. Sayın Özdağ'ın farklı görüşmeleri olabilir. Bu gelişmeleri de takip ediyoruz." diye konuştu.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın, "Sayın Sinan Oğan’ın açıklaması sadece kendi politik tercihidir. Bu açıklama Zafer Partisini temsil etmemekte ve bağlamamaktadır" ile "Biz Sinan Bey ile yola çıkarken cehennemin kapılarını kapatmak için yola çıktık. Biz cehennemin kapılarını kapatmaya hala çalışıyoruz" sözleri anımsatılan Oktay, şunları söyledi:

"Kapanacak kapılar terörün kapılarıdır"

"Ümit Özdağ'ın sözlerini, yorumunu biz yapacak durumda değiliz. Yani ona baktığımızda cehennem kapıları olayı Sayın Özdağ'ın özellikle bizim taban bazında baktığımızda, çok net örtüştüğümüz alan terörle mücadeledir. Zannediyorum olsa olsa terörle mücadele konusundaki, terördür cehennem kapıları. Kapanacak kapılar terörün kapılarıdır. Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde biz o kapıları zaten sonuna kadar kapattık ve bu kapıların açılmaması çerçevesinde mücadelemizi veriyoruz. Bu çerçevede zannediyorum tabana da biz bunu çok rahat anlatıyor olabileceğiz. Sayın Özdağ'ın da bu çerçevede değerlendirmelerini yapabileceğini, yapacağını düşünüyorum. Biz oradaki detaylara o kadar takılmaktan ziyade, cumhurbaşkanı adayı, cumhurbaşkanlığı için yarışta kimlerin olduğu bellidir. Sayın Oğan da gerekli açıklamaları yapmıştır ve biz sadece Sayın Oğan boyutunu da değil, yine tabana, tüm 86 milyona aslında kendimizi anlatıyoruz. Orada da yine herkese, her bir ferde kendimizi anlatacağız."

Fatih Erbakan, İstanbul'da adaylarını çekmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 3 şart sundu Fatih Erbakan, İstanbul'da adaylarını çekmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 3 şart sundu

"Hep ilkeler bazında konuştuk

Oktay, Oğan'a HÜDA PAR üzerinden gelen eleştirileri ise şöyle değerlendirdi:

"AK Parti olarak da Cumhur İttifakı olarak da hep ilkeler bazında konuştuk. Bizim kırmızı çizgilerimiz vardı; bu terörle mücadele, ülkenin bölünmez bütünlüğü, sınırlarının güvenliği ve içeriden-dışarıdan gelebilecek her türlü tehdide karşı son derece net bir duruş. İlkeler bazında baktığımızda bizim ilkelerimiz son derece net, her zaman ifade ettiğimiz ilkeler aslında. Cumhurbaşkanı'mızın da her fırsatta miting alanlarında ifade ettiği ilkeler; tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet diye... Türkiye ortak paydasında bütünleştiğimiz, milleti, bayrağı, vatanı, devleti ile tek bir yumruk olduğumuz ve onun etrafında birbirimize sarıldığımız güçlü bir Türkiye'yi hayal ediyoruz, hedefliyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim birlikteliklerimizin tamamına baktığınızda ilke bazında burada toplanılır."

Millet İttifakı'nın "ilkesizlik ve çıkarlar bazında bir araya geldiğini" söyleyen Oktay, "Yüzde birin altında, hiçbir tabanı, karşılığı olmayanın 40 milletvekili, karşılık olarak Meclis'e taşınmış oldu. Şimdi CHP tabanı bundan rahatsız değil mi? Ciddi şekilde rahatsız. Şimdi nasıl bir Meclis aritmetiği çıkacak, o da ilginç olacak. Tabanı olmayan 40 milletvekili orada kimin sesi olacak?" şeklinde konuştu.

"Buyurun referandum olsun"

"Muhalefet denge ve denetim için vatandaşın cumhurbaşkanlığını Kılıçdaroğlu'na ve dolayısıyla hükümeti Millet İttifakı'na vermesi gerektiğini savunuyor. Bu sistemde Meclis çoğunluğu ayrı, hükümet ayrı yürüyebilir mi? Bir de Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Bu, iki aday arasında tercih değil, sistem konusunda bir referandumdur' diyor ve kazanması durumunda 'yeniden parlamenter sistemin hayata geçmesi için bir umut olduğunu' ifade ediyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Oktay, şu yanıtı verdi:

"Sayın Kılıçdaroğlu, buna referandum diyorsa buyurun öyle diyelim. Yani yalan söyleyenlerle, algı üzerinden seçmenini aldatmaya çalışanlarla, gerçek, samimi olanlar arasında bir referandumsa bu, buyurun öyle olsun. Eğer bu algıyla gerçeklik arasında; yani 14 Mayıs öncesinde söylediğinizin 180 derece tersini söyleyecek kadar gerçeklikle algı arasında bir farklılığın olduğu, samimiyetsizliğin referandumu ise buyurun referanduma gidelim. Millet, 'Recep Tayyip Erdoğan' diyecektir zaten orada. Depremzedeleri otellerinden atanlar ve verdikleri bir bardak suyu haram edenlerin maskesi düşüp de gerçek yüzü ortaya çıktığındaki farklılığı referanduma götüreceksek, buyurun referandum olsun. Kılıçdaroğlu'nun referanduma gideceği; kendi vizyonsuzlukları, projesizlikleri ve terör örgütü ile kol kola, kucak kucağa bir seçime gitmiş olmalarıdır. " Oktay, Türkiye Yüzyılı'nı, güçlü bir Meclis ve Cumhurbaşkanlığı ile birlikte uyum içerisinde çalışan bir yapıyla inşa edeceklerini, 2053 ve 2071 vizyonları ile gençlere çok daha güçlü bir Türkiye'yi emanet edeceklerini söyledi.

"Milletimiz buna inanmıyor"

Kılıçdaroğlu'nun "milliyetçi söylemlerinin" 28 Mayıs'taki seçim için sonuç getirip getirmeyeceğine ilişkin soruya Oktay, şu yanıtı verdi:

"PYD terör örgütü müdür? değil midir? sorusuna 'Yok canım, kendi halkının özgürlüğü için çalışan, savaşan bir yapıdır' deyip ondan sonra 'Terör örgütüdür' diyen, duruma göre değişen veya 'Ben nasıl terör örgütü diyeyim? Amerika terör örgütü demiyor ki, Avrupa Birliği terör örgütü demiyor ki' diyen bir ortağı, mutfağından birlikte seslendirdikleri bir ortağından bahsediyorum. Şimdi siz bir taraftan böyle diyeceksiniz, ertesi gün çıkacaksınız diyeceksiniz ki 'Ben terör örgütüne karşıyım' bir gün öncesinde FETÖ'cülerle kol kola gireceksiniz, ertesi gün geleceksiniz diyeceksiniz ki 'Biz teröre karşıyız.' Bu inandırıcı mı? Mevsimsel milliyetçilik dediğimiz şey budur. Milletimiz buna inanmıyor. Kimin gerçekten samimi olarak milletinin, ülkesinin menfaatini, çıkarlarını düşündüğünü; kimin de başkalarının menfaatleri çerçevesinde ve başkalarının vesayeti altında hareket ettiğini çok net görüyor."

"Kendi samimiyetsizliklerini gösterdiler"

Oktay, CHP'de genel başkanlık yarışının şimdiden başladığını belirterek, muhalefetin bu sebeple herhangi bir proje üzerinden değil, hakarete varan söylemlerle ilerlediğini kaydetti. Kabinedeki görevinin, TBMM'deki yemin töreniyle birlikte biteceğini bildiren Oktay, "Beş yıldır bize orada, 'atanmış, seçilmiş' falan deyip de ondan sonra, sekizi birden 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' diyerek parlamentoya girmeyip cumhurbaşkanı yardımcısı atanmak için resmen yarıştılar. Dolayısıyla kendi samimiyetsizliklerini gösterdiler. Biz gideceğiz, milletimizin çıkarları doğrultusunda önceden nasıl sonuna kadar hizmet ettik, hizmetkar olmaya çalıştıksa bugün de aynı samimiyetle aynı yoğunlukta çalışmalarımızı devam ettireceğiz orada da." ifadelerini kullandı. Oktay, cumhurbaşkanı yardımcısı sayısının kaç olması gerektiğine ilişkin soruya ise "İlla bir olmak zorunda değildir ama yedi kişilik bir cumhurbaşkanı yardımcılığı da yürüyebilecek bir sistem değildir." yanıtını verdi.