"Haberin İşçisi"
İstanbul
Parçalı az bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,4864 %-0.01
43,8115 %-0.22
4.086,13 % -0,47
3.625.060 %-0.736
İşçi Haber Ekonomi ABD ekonomisinde üç yıl sonra ilk daralma: Ekonomide tersine dönüş mü başladı?

ABD ekonomisinde üç yıl sonra ilk daralma: Ekonomide tersine dönüş mü başladı?

ABD ekonomisi, 2025 yılının ilk üç aylık dönemine ilişkin öncü verilere göre yüzde 0,3 oranında daraldı. Bu oran, piyasa beklentilerinin tersine bir tablo ortaya koydu. Ekonomistlerin tahmini, ilk çeyrekte yüzde 0,2 oranında büyüme yönündeydi. Ancak açıklanan veriler, ekonomide 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana ilk kez küçülme yaşandığını gösterdi.

Okunma Süresi: 1 dk

Son verilerle birlikte ABD ekonomisinde son üç yıl içinde ilk defa negatif büyüme kayıtlara geçti. 2024 yılının tamamında yüzde 2,8 oranında büyüme gösteren ABD ekonomisi, 2024’ün son çeyreğinde de yüzde 2,4 büyüme performansı sergilemişti. Ancak 2025’in ilk çeyreği, bu pozitif ivmenin duraksadığı bir dönem oldu.

Tüketici Harcamaları Arttı, Ekonomi Neden Daraldı?

Her ne kadar genel ekonomik büyüme eksiye geçmiş olsa da, tüketici harcamaları ilk çeyrekte yüzde 1,8 oranında artış gösterdi. Bu artış, hanehalkı talebinde canlılığın sürdüğüne işaret etse de, diğer ekonomik kalemlerde yaşanan yavaşlama, genel büyüme oranını negatif seviyeye çekti.

Üç Yıl Sonra Gelen Daralma Ne Anlama Geliyor?

Uzmanlar, bu gelişmenin ABD ekonomisinin karşı karşıya olduğu küresel ve iç dinamiklerden kaynaklanabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle faiz oranları, jeopolitik riskler ve tüketici güvenindeki değişimler, önümüzdeki dönem için büyüme görünümünün daha yakından izlenmesini gerektiriyor.