Kayış’ın BBN Türk sitesinde yayınlanan yazısı şu şekilde:

“İnsan hikayelerine devam edelim.

Bu hafta sizinle Levent Atacan’ı tanıştıracağım.

Garsonluktur Atacan’ın mesleği.

Kimseler bilmez adını.

İlginç bir rekoru var.

7 yıl öncesine kadar Twitter ne demek bilmezdi.

Son 7 yılda, dile kolay tam 250 bin Twitter mesajı paylaşarak bir Türkiye rekoru kırmış olabilir.

Peki neden?

Anlatalım.

Biraz geriye gidelim.

1970’te Avrupa’da dünyaya geldi Levent Atacan.

4 yaşında kaderi onu memleketi Balıkesir’e savurdu.

Daha 17 yaşındaydı iş hayatına atıldığında.

Garsonluk yapıyordu genç Levent.

Babasıyla restoran işletmeciliği de yaptı.

Askere gitmek namus borcuydu, ödendi.

Ama döndüğünde yine işsizdi.

Garsonluğa devam dedi.

Yaşı ilerlerken 1995 yılında bir iyi adam onu sigortalı yaptı.

Bu memlekette ilk kez sigortalı olabilmek öyle kolay değildir, bir iyi adamın karşınıza çıkması gerekir.

Yani tam bir denetim yoktur işyerlerinde.

Her kriz milyonlarca işçi gibi onu da sıklıkla işsiz bırakıyordu.

Evlendi çocuğu oldu rüzgar sonunda onu İstanbul’a attı.

EYT diye bir şey duydu, ilgisini çekmişti önce ama sonra dedi ki “aman boşver emekliliğe daha çok var.”

Bir süre sonra kazın ayağının öyle olmadığını fark etti.

İş bulmak hiç kolay değildi bir yaştan sonra.

7 yıl önce yani 2015’de Levent Atacan ilk kez Twitter ile tanıştı.

O günden bu yana dile kolay tam 250 bin twitter mesajı paylaştı 6 ayrı hesaptan.

Neden mi ayrı hesaplar?

Çünkü yazdıklarından hoşlanmayanlar sürekli çalıyor hesaplarını.

Peki niye anlattık Levent Atacan’ın hikayesini bugün?

Siz tanımazsınız dedim ama o milyonlarca EYT’linin gönlünde taht kurmuş gönüllülerden birisidir.

Pandemi ile birlikte 15 yıldır çalıştığı yer kapandı ve 9 aydır işsiz.

Emekliliğine ise hala 2 yıl var.

Onun hikayesi üzerinden Türkiye’de bir emekçinin yaşadıklarını aktarmaya çalıştık.

Türkiye 1999 Ağustos depreminin şokunu yaşarken, işçilere tanınan emeklilik hakkı kimseyle konuşmadan meclisten geçirilen bir kararla değiştirildi.

Halk fark etmedi daha cenazeler yeni kaldırılıyordu.

Bazı partiler, “Bu yasa çıkartıldı ama devletin söz verdiği milyonlarca insanın hakkı gasp edildi” dedi mahkemeye başvurdu.

Yüksek mahkeme kazanılmış hak yok diyerek işin içinden çıkıverdi.

Geçen gün Levent Bey ile telefonda konuşuyorduk.

O günlerde bu hakkı onun elinden alan partilerden birisine oy verdiğini söyledi gülümseyerek.

Bana dedi ki, “Gökhan Bey sen söyle, devlet sözünden döner mi?”

Aslında yüz binlerce EYT’linin akılından aynı soru geçiyor.

“Devlet verdiği sözden vaz geçer mi?”

Bugünlerde bu adaletsizliğin sona ermesi için bazı sihirli formüller ortalığa saçılıyor.

Levent Bey 90’larda elinden hakkını alan partiye oy verdiğini ama bugün milyonlarca insanın hakkını almadan oy kullanmayacağından emin olduğunu söylüyor.

Umarım yeni adaletsizlikler oluşturulmadan devlet haksızlığa uğradığını düşünen vatandaşı ile barışabilir.

EYT mücadelesi Türkiye mücadele tarihinin en demokratik savunmasıdır.

Umutsuz kuşak gözüyle bakılan 1980 darbesi öncesi ve sonrasında çocukluk yaşayan, siyasetten uzak olmakla eleştirilen bir nesil hak nasıl aranır herkese öğretti.

Vurmadan kırmadan ama vazgeçmeden demokratik yollarla haklarını aradılar.

Ve mücadelelerinde başarıya artık çok yakınlar.

EYT’lilerin sadece Levent Atacan değil dernek çalışmalarına katılan tüm öncülere büyük bir borcu var.

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan'dan 1 Mayıs açıklaması: Taleplerimizi güçlü bir şekilde dile getireceğiz HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan'dan 1 Mayıs açıklaması: Taleplerimizi güçlü bir şekilde dile getireceğiz

Bir teşekkür de onlara.

Kalın sağlıcakla.”