"Haberin İşçisi"
İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,5992 %0.33
43,6545 %0.2
4.018,80 % 0,37
3.717.675 %-0.444
İşçi Haber Genel TCMB Başkanı Karahan: Sıkı para politikasıyla dezenflasyona devam ediyoruz

TCMB Başkanı Karahan: Sıkı para politikasıyla dezenflasyona devam ediyoruz

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesi'nin “Belirsizlik Çağında Finansal Dönüşüm” temasıyla düzenlediği Finans Zirvesi 2025’te yaptığı konuşmada, para politikası stratejilerine ve enflasyon görünümüne dair önemli açıklamalarda bulundu. “Türkiye Ekonomisinde Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı sunumunda Karahan, küresel belirsizliklerin etkilerini değerlendirerek, sıkı para politikası duruşunun devam edeceğini vurguladı.

Okunma Süresi: 3 dk

Haziran 2024'ten itibaren başlayan dezenflasyon sürecinin istikrarlı şekilde sürdüğünü belirten Karahan, özellikle hizmet ve mal enflasyonundaki düşüşün dikkat çekici olduğunu ifade etti. Karahan, “Uyguladığımız politikalarla birlikte iç talepteki dengelenme enflasyonun gerilemesine katkı sağladı. Enflasyon beklentileri aşağı yönlü eğilim gösteriyor. Para politikasında kararlı duruşumuzu sürdürerek bu sürecin devamlılığını sağlayacağız” dedi.

Karahan, konuşmasında küresel jeopolitik riskler, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve finansal piyasalardaki oynaklıkların, dünya ekonomisi üzerinde aşağı yönlü baskı yarattığını söyledi. Bu koşulların gelişmekte olan ülkelerde makrofinansal kırılganlıkları artırdığını vurgulayan Karahan, "Yatırımlar erteleniyor, tüketim daralıyor, ihracat odaklı ekonomiler büyüme baskısı altında kalıyor. Sermaye, daha güvenli piyasalara yöneliyor" açıklamasında bulundu.

karahan: 2022-2023 sonrası gelişmekte olan ülkelerde etkiler daha ağır hissedildi

Küresel enflasyonda yaşanan artışın ardından, gelişmekte olan ülkelerdeki beklentilerin daha fazla bozulduğunu ifade eden Karahan, bu ülkelerde dış şokların fiyatlara geçişkenliğinin daha yüksek olduğunu, borçluluğun ise önemli bir kırılganlık oluşturduğunu dile getirdi. “Fiyat ve finansal istikrar, sadece büyümedeki geçici yavaşlamayla sınırlı kalmıyor, kalıcı etkiler de yaratabiliyor” dedi.

Merkez bankalarının, özellikle belirsizlik dönemlerinde politika faizini tamamlayıcı araçlar kullandığını belirten Karahan, bu araçları iki ana grupta topladı: Döviz müdahaleleri ve makro ihtiyati önlemler. Özellikle 2008-2009 krizinden sonra bu uygulamaların daha fazla öne çıktığını söyleyen Karahan, "Kur geçişkenliğinin yüksek olduğu ekonomilerde doğrudan ya da dolaylı döviz müdahaleleri fiyat istikrarını destekleyici rol oynuyor" dedi.

Karahan, makrofinansal koşulların ülkeden ülkeye farklılık göstermesi nedeniyle gelişmekte olan ekonomilerde tek tip politika yaklaşımının mümkün olmadığını belirtti. “Her ülke, kendi borç yapısına, döviz hassasiyetine ve sermaye hareketliliğine göre esnek politika kombinasyonları oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

karahan: TL mevduat oranını artırmayı ve KKM’yi azaltmayı hedefliyoruz

Karahan, Türkiye'de uygulanan para politikası araçlarını üç ana başlık altında topladı: TL mevduat oranını artırmaya ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemini azaltmaya yönelik düzenlemeler, kredi büyümesini kontrol eden uygulamalar ve sistemdeki fazla TL likiditenin yönetimi. Bu araçlarla parasal sıkılığın artırıldığını ve enflasyon risklerinin azaltılmaya çalışıldığını kaydetti.

Karahan, Türk lirasına olan yönelimin artmaya devam ettiğini belirterek, TL mevduat oranının yüzde 58 seviyesine ulaşarak tarihsel ortalamalara yaklaştığını bildirdi. KKM hesaplarındaki erimenin ise sistem üzerinde herhangi bir finansal risk oluşturmadığını ifade etti.

Mart-Nisan 2025 dönemine dair rezerv gelişmelerini de paylaşan Karahan, 22 Mart 2024’te 124 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervlerin, 14 Mart 2025 itibarıyla 171 milyar dolara çıktığını ve 2 Mayıs itibarıyla 139 milyar dolara gerilediğini açıkladı. Swap hariç net rezervler ise aynı dönemde -65 milyar dolardan +66 milyar dolara çıktı. 14 Mart - 2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70'inin yurt dışı kaynaklı olduğunu da sözlerine ekledi.

Karahan, politika faizi artışlarının mevduat ve kredi faizlerine beklentilere uygun şekilde yansıdığını, bu durumun da tasarrufları teşvik ederek TL’nin cazibesini artırdığını ifade etti. TCMB olarak tüm para politikası araçlarını piyasa kurallarına uygun ve kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini belirtti.