2005 yılında ilan edilen Dünya Kan Bağışçıları Günü, ABO kan grubu sistemini bulan Nobel ödüllü bilim insanı Karl Landsteiner’in doğum günü olan 14 Haziran'da kutlanıyor. DSÖ bu yıl, kan bağışının hayat kurtarıcı etkisini vurgulamak amacıyla “Kan verin, umut verin: Birlikte hayat kurtarıyoruz” temasıyla küresel bir kampanya başlattı.
Kampanyanın amacı; bireyleri düzenli kan bağışı yapmaya teşvik etmek, kan bağışının önemini vurgulamak ve hükümetleri kan bağışı altyapılarına daha fazla yatırım yapmaya çağırmak.
Gönüllü bağışçıların önemi artıyor
Kan bağışı sistemi, üç farklı bağışçı grubundan oluşuyor: gönüllü bağışçılar, ailesi için bağış yapanlar ve ücret karşılığında kan verenler. Ancak DSÖ, kan tedarikinin ana kaynağının gönüllü ve karşılıksız bağışçılar olduğunu vurguluyor.
Bugün dünya genelinde 79 ülke, kan ihtiyacının yüzde 90’ından fazlasını gönüllü bağışçılardan sağlıyor. Buna karşın 54 ülkede, kanın yarısından fazlası aile bireylerinden veya ücret karşılığında temin ediliyor.
Bir ünite kan üç hayat kurtarabiliyor
DSÖ’nün verilerine göre, bir ünite kan, üç hastanın yaşamını kurtarmaya yardımcı olabiliyor. Özellikle yeterli kan bağışı sistemine sahip olmayan ülkelerde, talep arzı aşarken, bu durum hastalar açısından ciddi bir risk oluşturuyor. DSÖ, kan verebilecek herkesin düzenli bağış yapmasını kritik bir sağlık sorunu olarak değerlendiriyor.
Anne ve yeni doğanlar için kan bağışı hayati önem taşıyor
Bu yılki kampanyada DSÖ, özellikle anne ve bebek sağlığına dikkat çekiyor. Dünya genelinde her yıl 14 milyon kadın doğum sırasında kanama geçiriyor. Şiddetli doğum kanamaları, özellikle düşük gelirli ülkelerde anne ölümlerinin başlıca nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Güvenli ve zamanında kan transfüzyonu, anne ve bebeklerin yaşamını kurtarabiliyor. Bu nedenle DSÖ, tüm bireyleri düzenli ve gönüllü kan bağışı yapmaya çağırıyor.
DSÖ verilerine göre dünya genelinde yılda 118,5 milyon ünite kan bağışı yapılıyor. 2008-2018 yılları arasında toplam bağış miktarında 10,7 milyon ünite artış görüldü. En fazla artış ise Güneydoğu Asya'da yüzde 127 ile kaydedildi.
Bağışçıların yüzde 67’si erkek, yüzde 33’ü kadın. Yüksek gelirli ülkelerde yapılan kan bağışları toplam bağışların yüzde 40’ını oluştururken, bu ülkelerdeki kan transfüzyonlarının yüzde 76’sı 60 yaş üzerindeki hastalara yapılıyor.
Buna karşılık, düşük gelirli ülkelerdeki kan transfüzyonlarının yüzde 54’ü 5 yaş altı çocuklara uygulanıyor.
Kimler kan verebilir?
Türk Kızılayı’nın kriterlerine göre, 18-65 yaş arasında, 50 kilogramın üzerinde olan sağlıklı bireyler kan bağışında bulunabiliyor. Düzenli bağışçılar ise, doktor onayıyla 70 yaşına kadar yılda en fazla bir kez kan verebiliyor.
Kaynak: AA