Ankara Valiliği, kent genelinde beş gün süreyle her türlü gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, imza kampanyası ve benzeri etkinliklerin yasaklandığını duyurmuştu. Bu kararın ardından Ankara Barosu, yasakların Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirterek, İdare Mahkemesi’ne iptal ve yürütmenin durdurulması talebiyle başvuruda bulundu.
Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Kemal Binici, mahkeme önünde yaptığı açıklamada, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Ankara Valiliği tarafından alınan bu yasak kararı, tamamen subjektif kriterlere dayanmaktadır ve Anayasa'ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve AİHM kararlarına açıkça aykırıdır. Bu nedenle, kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemli davayı açmış bulunuyoruz. Meslektaşlarımızla birlikte bu hukuksuzluğa karşı durmak için buradayız. Mahkeme heyetiyle görüşerek, bu hukuksuz kararın bir an önce yürütmesinin durdurulmasını talep edeceğiz.”
şimşek: Mahkeme sürecinin hızlandırılmasını istiyoruz
Ankara Barosu Genel Sekreteri Elçin Özge Şimşek Çağlayan ise mahkeme heyeti ile yapılan görüşmenin ardından, sürecin hızlandırılması gerektiğini belirtti.
“Heyet başkanıyla görüşmemizi gerçekleştirdik. Konunun aciliyetle değerlendirilmesi ve yürütmeyi durdurma kararının alınması gerektiğini ifade ettik. Ancak talihsizlik şu ki, dosyanın cuma günü öğleden sonraya kalması nedeniyle henüz havalesi yapılmadı. İncelemeye alınacağı bilgisi bizlere iletildi. Umarım en kısa sürede sonuç alırız. Özellikle hafta sonu yapılacak etkinlikler açısından bu karar kritik önem taşıyor.”
İzmir Barosu: Bu yasaklar fiili sıkıyönetim anlamına geliyor
Benzer bir yasak kararı İzmir Valiliği tarafından da alındı. 21-25 Mart tarihleri arasında her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasını yasaklayan kararın ardından İzmir Barosu da harekete geçti. İzmir Barosu, bu kararın demokratik hakları ihlal ettiğini belirterek İdare Mahkemesi’ne iptal ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı.
İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada, kararın hukuksuz olduğu vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
“İzmir Valiliği'nin 21-25 Mart tarihleri arasında aldığı gösteri ve basın açıklaması yasağı, Anayasa’yı yok sayan, halkın ifade özgürlüğünü ve demokratik haklarını gasp eden keyfi bir uygulamadır. Bu karar, valiliğin yetkilerini aşarak fiili bir sıkıyönetim ilanına dönüşmüştür. Kamu düzeni bahanesiyle hak arama özgürlüğünün bastırılmasına, yurttaşların susturulmasına ve muhalefetin engellenmesine asla sessiz kalmayacağız."
İzmir Barosu, yasak kararının iptal edilmesi için hukuki mücadelenin devam edeceğini belirtti.
"Bu ülkeyi bir 'yasaklar rejimi' haline getirmek isteyen zihniyete karşı, İzmir Barosu olarak hem hukuki hem toplumsal mücadeleyi büyüteceğiz. Demokratik hakların yok sayılmasına izin vermeyeceğiz ve bu hukuksuzluğun peşini bırakmayacağız."