İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Barım’ın Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya aracılığıyla kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin planlanmasına katkı sunduğu iddiaları yer aldı. Barım, protestoların planlayıcılarından biri olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmış ve tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Barım’ın tutukluluğu sırasında ciddi sağlık sorunları yaşadığı belirtildi. Kalbinde ve beyninde toplam 9 farklı hastalık bulunan Barım, 6 aylık süreçte cezaevinde defalarca bayıldı. Avukatları tarafından 20 ve 30 Mayıs’ta yapılan tahliye başvuruları reddedilirken, 5 Haziran’da hücresinde yeniden bayılan Barım için 11 Haziran’da “ani ölüm riski” gerekçesiyle bir kez daha tahliye talebinde bulunuldu.
Ani ölüm riski mahkeme dosyasında yer aldı
Mahkeme, bu talep üzerine Barım’ı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk etti. 9 kişilik uzman hekim kurulu tarafından 2 Temmuz’da hazırlanan raporda, Barım’ın cezaevinde kalmasının yaşamını doğrudan tehdit ettiği ifade edildi. Raporda, kalıcı kalp pili takılmadığı takdirde ani ölüm riski bulunduğu, beyninde oluşan yeni bir anevrizmanın ise konumu nedeniyle müdahale edilemediği vurgulandı. Bu anevrizmanın patlaması halinde Barım’ın beyin kanaması, felç ya da ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Sağlık kurulu raporunu mahkemeye sunan Barım’ın avukatları, Adli Tıp Kurumu raporu beklenmeden tahliye kararı verilmesini talep etti. Avukatlar, aksi halde yaşanabilecek hayati sonuçlardan cezaevi yönetimi ve mahkemenin sorumlu olacağını belirtti.
Kaynak: Birgün