Gaziantep Şehir Hastanesi’nde, kalp krizi şüphesiyle başvuran 37 yaşındaki Mehmet Ali Şirin’in ölümüne dair iddialar gündeme geldi. Şirin, eşinin kalp krizi şüphesiyle hastaneye başvurmasına rağmen, iddiaya göre hastane görevlileri tarafından sıranın gelmesi için beklemeye zorlandı. Göğüs ağrısı ve kol uyuşması şikayetiyle hastaneye gelen Şirin, sırasının gelmesini beklerken kalp krizi geçirerek yere yığıldı. Güvenlik görevlileri tarafından sedyeye alınan Şirin, sarı alanda müdahale edilmeden önce vücudunun morarmaya başladığı belirtiliyor. Uzmanlar, Şirin’e bu sırada yapılan müdahalenin yanlış olduğunu ve kullanılan ‘diazem’ adlı ilacın kalp durdurucu etkisi olduğuna dikkat çekiyor.
Mehmet Ali Şirin, 29 Haziran 2024'te gece saatlerinde Gaziantep Şehir Hastanesi’ne başvurdu. Eşi Ayşe Şirin, hastane personeline eşinin durumunun acil olduğunu defalarca bildirmesine rağmen, Şirin’e önce sadece tansiyon ölçümü yapıldı. EKG çekilmeden, kalp krizi şüphesi göz ardı edilerek sırasının beklemesi söylendi. Saatler geçtikçe, Şirin’in durumu daha da kötüleşti ve hastane görevlileri, Şirin’i sarı alana götürdü. Burada yapılan ilk müdahale de yetersiz kaldı.
İddiaya göre, Şirin’in durumunun ciddiyetine rağmen, sarı alanda bir hemşire tarafından sadece damar yolu açıldı. Ancak Şirin'e müdahale edilmeden önce diazem adlı ilaç verildi. Bu ilacın, kalp kriziyle bağlantılı olarak vücutta ciddi komplikasyonlara yol açabileceği ifade ediliyor. Saatler sonra, Şirin’in vücudu morardı ve hastanedeki kırmızı alana götürüldü. Yine de kalp masajı yapılmasına rağmen, Şirin hayatını kaybetti.
Şirin’in ölümünden sonra, hastane yönetimi tarafından Ayşe Şirin’e iğne yapılmasına ve buna bağlı olarak bir borç kağıdının gönderilmesine dair skandal bir gelişme yaşandı. Ayşe Şirin, hastanenin kendisine, eşinin sigortalı olmasına rağmen kimlik ibraz etmediği gerekçesiyle borç ödeme zorunluluğu getirdiğini belirtiyor. Ayrıca, hastane arşivlerinin yetersizliği nedeniyle savcılığa gönderilmesi gereken belgeler de hala temin edilememiş durumda.

Ayşe Şirin, eşinin ölümünden duyduğu acıyı sosyal medyada da paylaştı ve hastanedeki ihmallerin sorumlularının ortaya çıkarılmasını talep etti. Şirin’in attığı tweetlerde şu ifadeler yer aldı:
“Gaziantep şehir hastanesine, kol uyuşması, göğüs ağrısı ve kalp krizi şüphesi ile eşimle yürüyerek gittik. Aciliyetimizi defalarca söylediğimiz halde EKG dahi çekilmeden yetkililer tarafından azarlanıp bekletildik. Bekleme sonucunda 37 yaşında 2 çocuk babası eşimi kaybettim. Eşimin kalp krizi geçirdiğini söylediğim görevliler bizi önemsemeyerek herkes gibi bekleyin dediler. Kimse ilgilenmeyince tek çaremiz beklemek diyerek beklemeye başladık. Eşim bu sırada yere yığıldı, yüzüstü bir şekilde güvenlikler sedyeye koydu. Eşim sedyeye yüzüstü konduğunda ve daha sonrasında hiçbir doktor dakikalarca eşime temas dahi etmedi. Daha sonrasında eşime diyazem denen kalp durdurucu etkisi olan bir iğne vurularak durmuş olan kalbi tamamen dönülmez bir yola konduğunu öğrendim. Kamera görüntülerini ve epikriz raporlarını aldığımızda daha da şok olduk. Eşim sağlıklı iken umursanmadığı gibi yığıldıktan sonra dahi hiçbir müdahalede bulunulmadı, aksine eşime diyazem vurulduğunu öğrenince kahrolduk. Biz hastaneye yürüyerek ve kalp krizi olduğundan şüphelenerek gittik. Görevlilere bunları söyledik. Sadece tansiyonumuza bakıp sıranızı bekleyin dediler. Daha sonrasında doktor odalarına girip bizi alın durumumuz kötü dedim ama bana kızıp herkes gibi bekleyin dendi. 37 yaşında 2 küçük çocuğu olan eşim Gaziantep Şehir Hastanesinde öldü. Çocuklarım her gün ağlıyor. Lütfen sesimiz olun, sorumlular bulunsun..”
Olayın ardından ailenin şikayetiyle başlatılan soruşturma sürerken, olayın hukukî süreci devam ediyor.