Türkiye gündemini sarsan sahte diploma ve e-imza soruşturmasının baş aktörü olarak gösterilen Ziya Kadiroğlu, kamuoyunda “Ziya Hoca” lakabıyla biliniyor. Organize bir yapının lideri olmakla suçlanan Kadiroğlu’nun, kamu kurumlarına sızarak sahte belgeler ürettiği iddia ediliyor.
Kamu Kurumlarının Sistemlerine Yetkisiz Erişim İddiası
Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü öğrencisi ve Erzincan Eğitim Fakültesi mezunu olan Kadiroğlu’nun, sahte e-imzalarla Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi kurumların sistemlerine müdahale ettiği öne sürülüyor.
İddialara göre Kadiroğlu, bu yöntemle sınav notlarını değiştirdi, sahte mezuniyet belgeleri oluşturdu ve toplamda 270 e-imza üretti.
Daha Önce de Benzer Suçlardan Yargılandı
1999’dan bu yana evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamalarıyla birçok kez gündeme gelen Kadiroğlu, geçmişte 5 yıl cezaevinde kaldı. 2016 yılında liderliğini yaptığı öne sürülen 16 kişilik sahte diploma çetesi soruşturmasında hakkında 354 yıl hapis cezası talep edilmişti.
Soruşturma dosyasında, depremde hayatını kaybeden avukatların sicil kayıtlarının silinmesi ve sahte belgeler düzenlenmesi gibi dikkat çeken iddialar da yer aldı.
KPSS ve Diploma Çetesi Davaları
Kadiroğlu’nun halen Düzce Üniversitesi’nde doktora yaptığı öğrenildi. İfadelerinde, 2010 ve 2012’deki KPSS soruşturmasında örgüt lideri, 2016’daki sahte diploma çetesi davasında ise yine örgüt lideri olarak yargılandığını kabul etti.
Üç kez örgütsel suç kapsamında operasyon geçirdiğini belirten Kadiroğlu, bazı dosyalardan beraat ettiğini, yalnızca 2002 ve 2005 yıllarındaki davalardan ceza aldığını ifade etti. Ayrıca haksız tutuklama nedeniyle tazminat kazandığını da dile getirdi.
400’den Fazla Kişinin Akademisyen Olduğu İddiası
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davalarda, sahte üniversite, lise diplomaları ve sürücü belgeleri düzenlendiği ileri sürüldü.
Bir şüpheli, yerlerine sınava giren çete üyeleri sayesinde 400’den fazla kişinin üniversitelere akademisyen olarak yerleştiğini, bazılarının doçent ve profesör unvanı aldığını iddia etti. Ancak bu iddia, iddianamede yer almadı.