Nisan ayında yayınlanan 7.Yargı paketinde ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlüğü personeline yapılacağı belirtilen ek ödemenin kanun teklifinde yer almaması infaz koruma memurlarının tepkisine yol açtı. 

7. Yargı Paketi Yasa Tasarısı kapsamında Madde 46(Ek Madde 39)’da İnfaz ve Koruma Memurlarına her ay 6000-8000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan aylık katsayı ile çarpımı sonucunda elde edilen rakamın ek ödeme yapılacağı “Maaş İyileştirilmesi Maddesi” 09/03/2023 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun tasarısından çıkartılmış ve sadece 16. Madde de belirtilen 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı “Terörle Mücadele Kanunun Ek 1. Maddesinin 2. Fıkrasının (B) bendinde yer alan “Mensup Personeli” ibaresi “Mensup Personeli ve Ceza İnfaz Kurumu Müdürü, İnfaz ve Koruma Başmemuru ile İnfaz ve Koruma Memuru Unvanlı Ceza İnfaz Kurumu Personeli” maddesi eklenmiştir. Bu “Maaş İyileştirilmesi Maddesinin” çıkartılması tüm infaz ve koruma memurları ile yakınlarını büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.

Maaşlarının yetersiz olduğunu, özlük haklarında düzenleme yapılması gerektiğini belirten infaz koruma memurları can güvenlikleri olmadan çalıştıklarını belirtiyor. Birçok alanda geri plana atılan infaz koruma memurları en temel hakları olan can güvenliğinin olmamasına da tepki gösteriyor. 

İnfaz koruma memurları, ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını, bu şartlarda fiziksel ve psikolojik olarak yorulduklarını belirterek yetkililerden bir çalışma yapılmasını talep ediyor. Seçim öncesinde düzenleme bekleyen infaz koruma memurlarının talepleri yetkililer tarafından görmezden gelinirken yerel seçimlerin yaklaşmasıyla taleplerini yinelemeye başladılar.

Görev yaptıkları esnada zaman zaman mahkumlarla fazla yakın olan infaz korkma memurları, hükümlü ve tutuklular tarafından tehdit, şantaj ve iftiralara maruz kaldıklarını belirterek iş ortamlarında can güvenliklerinin olmadığını belirtiyor. 

Sık sık Meclis gündeminde de yer alan infaz koruma memurları için birçok kanun teklifi sunuldu. Ancak tekliflere olumlu bir cevap gelmedi. 

İnfaz koruma memurları yeni yargı paketinden yararlanabilecek mi?

Yeni yargı paketinin gündeme gelmesinin ardından binlerce infaz koruma memuru kendilerine de yer verilmesini talep etti. 

Adalet Bakanı Tunç, yeni yargı paketine ilişkin, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı çalışmalarının 3-4 aydır sürdüğünü belirtti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na 8 bin personel alınacak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na 8 bin personel alınacak

"Yargı Reformu Strateji Belgemiz ve İnsan Hakları Eylem Planı, Türkiye Yüzyılı'nın ilk belgeleri olacak." ifadelerini kullanan Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız kamuoyuyla paylaştıktan sonra o hedefler doğrultusunda biz yasamayı ilgilendiren hususları milletvekillerimizin takdirine sunacağız, yürütmeyi ilgilendiren idari uygulamaları da yürütme olarak hangi bakanlığa düşüyorsa bunların bir hedef olarak gerçekleşmesi için gayret içerisinde olacağız." diye konuştu.

Söz konusu kanun paketine ilişkin çalışmaların sürdüğünü bildiren Tunç, düzenlemeler arasında yargı uygulamalarını ilgilendiren birçok hususun yer aldığını aktardı.

Yargı Reformu Strateji Belgesini beklemeden önce kanunlaşması gereken hususlar bulunduğunu ifade eden Tunç, "Şunu ifade edebilirim, 60'tan fazla maddeden oluşan bir paket söz konusu, taslak söz konusu. Milletvekillerimiz bunlara yenilerini ilave edebilir ya da uygun görmeyebilir. Takdir onların." dedi.

Özellikle cezasızlık algısını ortadan kaldıracak düzenlemelerin yapılması noktasında kamuoyunda büyük bir beklenti bulunduğunu, bu beklentinin karşılanması gerektiğini dile getiren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suç, işleyenin yanına kar kalmaması lazım. Yani 2 yılın altında cezaya hüküm giyen biri, koşullu salıverme süresiyle beraber denetimli serbestliği de dikkate aldığımızda hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye oluyor. Bu da toplumda bir cezasızlık algısına neden oluyor. Bu anlamda denetimli serbestlik süresini otomatik 1 yıl şeklinde değil de bir oran getirerek, beşte 1 olabilir, bu tabii milletvekillerimizin takdirindedir. 1 ay cezası olanın bile 12 gün cezaevinde kalması gerekir diye düşünüyoruz. Bu bizim katıldığımız toplantılarda hep dile getirildi. Yine 2 yıl ceza alan birisinin özellikle koşullu salıvermesi 1 yıl. 1 yılın beşte biri denetimli serbestlik olduğunda da en az 9-9,5 ay gibi cezaevinde kalması, özellikle cezasızlık algısının ortadan kaldırılması açısından önemli diye düşünüyoruz. Teklif yasalaştığında cezası 5 yılın altındaki suçlar bakımından, bu suçları işleyenler bakımından cezaevinde kalma durumu söz konusu olacak."