Prof. Dr. Atılgan, adet kanamalarının dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, “Üreme çağındaki kadınlarda gebelik dışı gelişen anormal uterin kanamaların genellikle rahim iç zarı kaynaklı oluyor. Bu tür kanamalar, şiddetli kanama, adet dışı düzensiz kanama, adet döngüsünde uzunluk değişiklikleri ve adet ortası kanamalar şeklinde kendini gösterebiliyor. Adet döngüsü, bir adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen süredir ve genellikle 24-38 gün arasında değişir. 24 günden kısa döngüler sık adet, 38 günden uzun döngüler ise seyrek adet olarak tanımlanır. Hiç adet görmemek ise amenore olarak adlandırılır. Kanamanın 8 günden uzun sürmesi anormal kabul edilirken, 18-25 ve 42-45 yaş aralığında bu süre 9 güne kadar uzayabilir” dedi.
Atılgan, anormal kanamaların nedenleri hakkında ise şu bilgileri verdi:
“Anormal adet kanamalarının nedenleri arasında rahim içi polipler, adenomyozis, myomlar, endometriyal hiperplazi, rahim kanseri, pıhtılaşma bozuklukları, yumurtlama sorunları, ilaç kullanımı veya cerrahi müdahaleler sayılabilir. Menopoz öncesi polip kaynaklı kanamalarda kanser riski düşük olmakla birlikte, her anormal kanama ciddi şekilde değerlendirilmelidir.”
Prof. Dr. Atılgan, tanıda kullanılan yöntemlerini “Tanıda kan testleri, ultrasonografi, rahim iç zarı biyopsisi ve rahim ağzını incelemeye yarayan histeroskopi gibi yöntemler kullanılır. Polip veya myom tespit edildiğinde cerrahi işlemle alınarak patolojiye gönderilir ve tedavi planlanır. Sezaryen sonrası oluşan skar defektleri, sürekli lekelenme, kötü kokulu vajinal akıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı ve karın-kasık ağrılarına neden olabilir. Adet kanaması bu skar boşluğunda birikerek şikayetlere yol açar ve değerlendirilmesi gerekir.” şeklinde sıraladı.
Covid-19 Aşısı Adet Döngüsünü bozdu mu?
Covid-19 aşısı sonrası bazı kadınlarda adet döngüsünde değişiklikler gözlemlendiğini ifade eden Atılgan, “Covid-19 aşısı sonrası bazı kadınlarda adet döngüsünde bir günlük uzama gözlemlenmiştir ancak bu konuda daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır” diye konuştu.
Ergenlik dönemine de değinen Prof. Dr. Atılgan, “Ergenlikte özellikle menarş sonrası ilk iki yılda döngü bozuklukları yaygındır ve genellikle geçicidir. Ancak 2-3 yıldan uzun süren bozukluklarda, polikistik over sendromu, tiroid hastalıkları, Cushing sendromu, böbrek üstü bezi bozuklukları, hiperprolaktinemi ve diyabet gibi hastalıklar araştırılmalıdır. Aşırı adet kanaması yaşayan, menopoz sonrası kanama yaşayan ve 14 yaşını geçmesine rağmen hiç adet görmemiş kadınların mutlaka kadın doğum uzmanına başvurması gerekiyor” dedi.
Kaynak: İHA