05.06.2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "İmar Barışı" olarak bilinen ve milyonlarca konutun imar ve iskân sorununu çözmesi hedeflenen Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin detayları açıklarken, ''Yaklaşık 15 milyon insan imar sorunları nedeniyle devletle ihtilaflı, kavgalı, bir türlü mahkemelik. İnsana böldüğümüzde 50 milyon ediyor." diyerek bu konunun çok büyük toplumsal bir mesele olduğunu işaret etmişti. Bu konuşmanın üzerinden yıllar geçti ancak yapı kayıt belgesi mağdurları ve devlet daireleri arasında davalar henüz sonuçlanmadı. 

Ülkemizin farklı illerinde değişik nedenlerle -yapı kayıt belgeleri iptal olanlar, yapı kayıta başvuramayanlar, pandemi ve depremler sürecinde şehir dışına kaçıp müstakil ev yapmak zorunda kalanlar olmak üzere -imar mağduriyeti yaşayan vatandaşlar sosyal medya üzerinden bir araya gelerek Yapı Kayıt Mağdurları Platformu adı altında yaşadıkları mağduriyetin çözülmesi için yetkililere sesleniyor.

Her gün evsiz kalma korkusuyla uyuyan yapı kayıt mağdurları yaşadıklarının haksızlık olduğunu belirterek bir çözüm bulunmasını talep ediyor. Ücretini ödedikleri, deprem şartlarına uygun olan evlerinden çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya olan yapı kayıt mağdurları yaşadıklarının toplumsal bir sorun haline geldiğini belirtiyor. 

Vatandaşlar, müteahhitler tarafından kandırılarak imar izni olmayan evler satın aldı. İmar Barışı döneminde ortaya çıkan gerçekle hayal kırıklığına uğrayan yapı kayıt mağdurları bedelini ödeyerek aldıkları evlerinden çıkartılma korkusuyla karşı karşıya kalırken bitmek bilmeyen mahkeme süreleri, masrafları altında da ezilmeye devam ediyor.

Yapı kayıt mağdurları, ücretini ödeyerek aldıkları evlerinin yıkılma korkusuyla beklemek yerine devlet dairelerine müracat ediyor. Ancak o kapıdan diğer kapıya gönderilirken ellerinde uzun süren mahkeme süreçleri ve mevcut koşullarda yaptıkları harcamaların borçları kalıyor sadece. 

Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren teklif TBMM Genel Kurulunda kabul edildi!

Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Kanunla, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, bu depremlerin ve akabinde meydana gelen depremlerin etkisiyle oluşan hasarlarla bağlantılı olması kaydıyla, hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere hasar tespit raporlarına dayalı olarak tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında yeni usuller getiriliyor. Düzenlemeyle yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor.

Buna göre, 10 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak. Savunma verme süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak; bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla 10 gün uzatılabilecek. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılacak.

Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyecek.

Keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gereken hallerde, dosyanın tekemmülünden itibaren 15 gün içinde keşif yapılacak. Tarafların hak ve menfaatlerinin korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde keşif ve bilirkişi incelemesi, ilk incelemeyi müteakiben de yapılabilecek. Bilirkişi raporları 15 gün içinde mahkemeye teslim edilecek. Bilirkişilere ve bilirkişi raporlarına, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilecek.

Duruşma yapılması, tarafların istemine ve mahkemenin kararına bağlı olacak. Duruşma davetiyeleri, duruşma gününden en az 15 gün önce taraflara gönderilecek.

Bu davalar dosyanın tekemmülünden veya ara karar, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gereken hallerde bunların tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak.

Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilecek. İstinaf dilekçeleri 10 gün içinde incelenecek ve tebliğe çıkarılacak. İstinaf dilekçelerine cevap verme süresi 15 gün olacak. İstinaf istemi en geç 2 ay içinde karara bağlanacak.

Tam yargı davalarıyla bu madde kapsamındaki iptal davaları birlikte görülemeyecek. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce birlikte açılmış olan iptal ve tam yargı davaları ayrılacak ve bu davalar bulunduğu aşamadan itibaren görülmeye devam edilecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar hakkında da bu madde hükümleri bulunduğu aşamadan itibaren uygulanacak.

Buna göre işlemeye başlamış olan savunma verme süresi, bilirkişi raporuna itiraz süresi, istinaf başvuru süresi ve istinaf dilekçesine cevap verme süresi değişmeyecek.

Rezerv yapı alanları yeniden tanımlanıyor

Kanunla, dış finansman imkanlarının Kentsel Dönüşüm Başkanlığına, krediye ilişkin anlaşmadaki amaca sadık kalınarak kullandırılmasını sağlamak üzere düzenleme de yapıldı. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un "dış borcun tahsisi" tanımına "Kentsel Dönüşüm Başkanlığına" ibaresi eklendi.

Kanunla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, özel bütçeli idare olarak teşkilatlandırılırken Dünya Bankası tarafından finanse edilen kredinin Kentsel Dönüşüm Başkanlığına tahsisli olarak kullandırılmaya devam edilmesine yönelik düzenleme yapıldı.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'daki "rezerv yapı alanı" tanımında değişikliğe gidildi. Rezerv yapı alanı tanımında yer alan "yeni yerleşim alanı olarak" ibaresi metinden çıkarılırken bu düzenlemenin gerekçesinde, uygulamada açılan davalarda, herhangi bir taşınmazın rezerv yapı alanı olarak belirlenebilmesi için meskun alanlar dışında olması gerektiği yönünde değerlendirme yapılarak hüküm kurulduğu, yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı olarak belirlenmesinin mümkün olmasının amaçlandığı belirtildi.

Kanunla riskli yapı tespiti ve Hazine taşınmazlarının değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsisine ilişkin görev, hak ve yetkilerin bundan sonra Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca kullanılmasını sağlamak üzere değişiklik yapıldı.

Buna göre, riskli yapı tespiti Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarece resen yapılabilecek. Uygulamada bazı maliklerce veya kiracılarca riskli yapı tespiti yapılmasının engellendiği ve kendi bağımsız birimlerinden tespit için numune alınmasına müsaade edilmediği görüldüğünden, riskli yapı tespitinin, gerekmesi halinde mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapılar veya alanların açtırılması suretiyle yapılabilmesine imkan sağlanacak.

Riskli yapı tespitine ilişkin bilgileri ihtiva eden tutanak, riskli yapıya asılacak, maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirim yapılacak ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süreyle ilan edilecek. Tespite ilişkin bilgileri ihtiva eden tutanağın muhtarlıkta yapılacak ilanın son günü hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılacak.

Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince mülkiyetlerindeki taşınmazların rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi talebinde bulunulabilmesi için; bu taşınmazların yapılaşmaya esas arsa metrekaresinin yüzde 30'unun mülkiyetinin devrine muvafakat edilmesi veya aynı miktarın değerinin dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilmek üzere Kentsel Dönüşüm Başkanlığına verilmesi gerekecek.

Kolluk kuvveti marifetiyle tahliye

Alanlarda uygulama süresince imar ve yapılaşma haklarının kısıtlanması ve alandaki yapılara verilen elektrik, su ve doğal gaz gibi hizmetlerin durdurulması konularında Bakanlığa verilen görev ve yetkiler Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca kullanılacak.

İstanbul'da dönüşümü hızlandırmak için başlatılan "yarısı bizden" kampanyasının uygulanabilmesi için hak sahiplerine yapım için mali yardım yapılabilmesine yönelik kanunda düzenleme yapıldı.

Riskli yapıların yıktırılması konusunda Bakanlığa verilen görev ve yetkiler de bundan sonra Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca kullanılacak.

Riskli yapıların yıktırılması için maliklere tek seferde 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek.

Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda; mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle tahliye yapılacak.

Başkanlık veya idare tarafından yapılan veya yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında maliklerden tahsil edilecek.

Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesine ve yıktırılmasına ilişkin olarak ayni ve şahsi hak sahiplerine yapılacak tebligat, tahliye ve yıktırmaya ilişkin tutanağın yapıya asılması, maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilmesi ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süreyle ilan edilmesi suretiyle yapılacak. Tahliye ve yıktırmaya ilişkin işlem, muhtarlıkta yapılan ilanın son günü ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılacak.

Kentsel dönüşümlerde, yapı ruhsatı alınması da dahil olmak üzere tüm iş ve işlemler, hisseleri oranında maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılabilecek.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Kabul edilen kanuna göre, kentsel dönüşümlerde, yapı ruhsatı alınması da dahil olmak üzere tüm iş ve işlemler, hisseleri oranında maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılabilecek.

Salt çoğunluk ile karar alan malikler tarafından, alınan karar ile anlaşma şartlarını ihtiva eden teklifin salt çoğunlukla alınan karara katılmayan maliklere, noter vasıtasıyla veya ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmek suretiyle bildirilecek.

Satış işleminin satış bedelinin eksik hesaplandığı gerekçesi ile iptal edilmesi durumunda, satış bedeli ile yargı kararında belirtilen şekilde hesaplanacak bedel arasındaki fark, hisseyi satın alan malik tarafından hissesi satılan eski malike ödenecek.

Yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek bağımsız bölümler için hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi fakat hak sahibinin borçlanma bedelini ödeyecek mali gücünün olmaması durumunda, hak sahibi adına isabet eden bağımsız birimin tapuda hak sahibi ile Başkanlık adına paylı mülkiyet esaslarına göre tescil edilmesi mümkün olduğundan, böyle bir durumda hak sahibinin üzerine kayıtlı ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkulü yok ise bu bağımsız bölümler üzerinde hak sahibine ve hak sahibi evli ise işlem yapıldığı tarihteki eşine oturma hakkı tanınacak.

Arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek

Kentsel Dönüşüm Başkanlığına devredilen Hazine taşınmazları; Bakanlığın bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları ile bunların iştiraklerine, belediyelere ve bunların şirketlerine, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup 30 Mart 2014 tarihinden önce üzerinde yapılanma olan taşınmazların öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine rayiç bedel üzerinden; küçük sanayi sitesi yapılmak üzere bu amaçla kurulmuş kooperatiflere ve belediyelere ise rayiç bedelin yüzde 50'sinden az olmaması kaydıyla Başkanlıkça belirlenecek bedel üzerinden doğrudan satılabilecek veya Başkanlıkça belirlenecek bedel üzerinden doğrudan kiralanabilecek.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığının ön alım hakkı, başkanlığın veya Hazinenin kanun kapsamındaki taşınmazlarda paydaş olup olmadığı ile bu taşınmazlarda paylı veya müstakil mülkiyet olup olmadığına bakılmaksızın, bu taşınmazların tamamen veya kısmen alanda veya parselde malik olanlar dışındaki üçüncü kişilere satışı durumunda kullanılacak.

Kanun kapsamındaki alanlar ve parsellere ilişkin olarak onaylanan imar ve parselasyon planları, ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde 15 gün süreyle ilan edilecek. Bu planlara itiraz, ilan süresi içinde ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne yapılacak ve itirazlar bakanlıkça 5 gün içinde değerlendirilecek. İtirazların reddedilmesi halinde, planlar başkaca bir onay işlemine gerek kalmaksızın ret kararı tarihinde kesinleşecek.

Düzenleme kapsamındaki uygulamalar ile bu uygulamalar için karar alınması ve uygulamaların yürütülmesi konularında Başkanlıkça lisanslandırılacak kuruluşlar faaliyet gösterebilecek.

Düzenleme kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre dava açılabilecek ancak ortaklığın giderilmesi için dava açılmış olması, bu düzenleme kapsamında hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu ile karar alınmasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel teşkil etmeyecek.

Kanunla, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı yönetici kadrolarının mali ve özlük hakları da düzenlendi.

Kanunla riskli yapı tespiti, Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca talep edilmesi halinde mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle resen yapılabilecek.

Verilen sürede yapıların tahliye edilmemesi durumunda, mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle tahliye ve yıktırmaya yönelik iş ve işlemler, Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca yapılabilecek.

Hak sahipliği çalışmaları, hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibine verilecek konut veya iş yerinin değeri gözetilerek veya Başkanlıkça karar alınması halinde kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve benzeri usullerle yürütülecek.

Hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi durumunda, borçlanma bedeli üzerinden hak sahibi ile sözleşme yapılacak ve borçlanma bedelinin tamamı ödenmeden tapuda devredilemeyecek.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından inşa edilecek yapılara imar planlarında o maksada tahsis edilmiş olmak, uygulama imar planı ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyetin başkanlık tarafından üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla başkaca belge istenmeksizin müracaat tarihinden itibaren 30 gün içinde avan projeye göre yapı ruhsatı ve bu yapıların tamamlanmasının akabinde de 30 gün içinde yapı kullanma izni verilecek.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığının gelirleri, genel bütçeden yapılacak Hazine yardımları her türlü nakdi, taşınır ve taşınmaz niteliğindeki bağış ve yardımlar, başkanlık tarafından gerçek ve tüzel kişilere verilecek bilgi, belge ve hizmetler karşılığında alınacak ücretlerden, taşınır malların satışından veya kiraya verilmesinden ya da işletilmelerinden elde edilen gelirlerden, taahhütlerini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen yüklenicilerden alınan tazminatlar ile gelir kaydedilen teminatlardan ve diğer gelirlerden oluşacak.

Dönüşüm projeleri özel hesabı 31 Aralık 2025 itibarıyla kapatılacak. Bu tarih itibarıyla söz konusu hesapta bulunan nakit tutarları bir yandan Başkanlık bütçesine öz gelir, diğer yandan mevcut veya yeni açılacak bütçe tertiplerine Başkanlıkça ödenek kaydedilecek. Özel hesaba ilişkin hak ve yükümlülükler başkanlığa devredilecek.

Sağlığı tehdit ediyor! Binlerce litre sahte zeytinyağı ele geçirildi Sağlığı tehdit ediyor! Binlerce litre sahte zeytinyağı ele geçirildi

Kanunla , Bilirkişilik Kanunu'nda düzenleme yapıldı. Buna göre, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi kabul edilen yerlerde, 1 Ocak 2028'e kadar, adli ve idari yargı mercilerinde depremlerle bağlantılı olarak görülmekte olan iş, dava, soruşturma ve kovuşturmalarda bilirkişi görevlendirmesi yapılabilecek.

Asgari şartları taşıyan ancak ilgili bilirkişilik bölge listesinde veya listelerinde yer almayan bilirkişilerin, ilgili kanunlardaki usule tabi olmadan görevlendirilmesine imkan tanınacak.

Yapı kayıt mağdurları kentsel dönüşümden önce yasal düzenleme istiyor!

Birçok mecrada etkinlik düzenleyen yapı kayıt mağdurları yetkili isimlere seslenirken İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu da Meclis'e yaptığı ziyaretlerle yapı kayıt mağduriyetini duyurmaya devam ediyor. 

Geçtiğimiz haftalarda Meclis'e ziyarette bulunarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na ve Siyasetçi Hüseyin Akgün'e taleplerini ileten Hacıoğlu yapı kayıt mağduriyetinin bir an önce çözüme kavuşması adına çalışmalar yürütmeye devam ediyor. 

İmar Yasasına Takılanlar Derneği, birçok kişi ve kuruma ziyarette bulunurken yaşadıkları mağduriyet hakkında bir dosya teslim ediyor. Yaşadıkları mağduriyetin ortaya çıkışı anlatan ve çözüm önerilerini sunan imar yasasına takılanlar şu açıklamalarda bulunuyor:

''Ülkemizde, gerek yapı kayıt belgeleri iptal olan, gerek pandemi, deprem, hayat pahalılığı kaygısı ile kendi arazisine çoğu az katlı müstakil ev yapmak zorunda kalan, gerekse evlerinde tadilat yapmak zorunda kalıp komşu şikâyetleri ile ağır idari para cezaları, sicil sorunlarına neden olan ceza davaları ve yıkımla yüz yüze kalmış ve daha önce mahkeme yüzü görmemiş orta-alt gelir grubuna ait ve şu ana kadar hep sessiz bir şekilde kaderlerine teslim olmuş milyonlarca vatandaş vardır. 

Hayat pahalılığı ve sağlam konut kıtlığı ortasında bu zamana kadar birikerek milyonları ve ailelerini olumsuz bir şekilde etkileyen bu devasa toplumsal meseleyi ülkemiz ve vatandaşlarımız için en yaralı bir şekilde çözmek zaruriyet haline gelmiştir. 

1.YAPI KAYIT MAĞDURU NEDİR?

Kentsel dönüşüme kadar geçerli olmak üzere, 2018 yılında, 3194 sayılı imar kanunu, geçici 16 maddesi ile 31.12.2017 öncesi ruhsatsız yapılar ile ruhsat eklerine aykırı yapılara, ücretinin ödenmesi kaydı ile yapı kayıt belgesi verildi.

Yapı kayıt belgesi ile yıkım ve imar cezaları ortadan kaldırılmaktaydı.

Yeterli başvuru gelmediğinden, 2019 yılı sonuna kadar başvuru uzatıldı.

Aşağıdaki nedenler ile yeterli bilgisi olmayan vatandaş mağdur oldu;

a.Kamuoyunda imar barışı olarak sunulan uygulama 2 kez uzatılınca, vatandaş 31.12.2017 sonrası yapılar içinde geçerli olduğunu zannedip yanılgı yaşadı. Hatta bazı memurlar ve muhtarlar da konuyu yanlış anlayıp vatandaşın bu başvuruları yapmasına neden olmuştur.

b.Başvuru e-devlet üzerinden ve beyana bağlı yapıldığından, SMS ile başvurunuz onaylandı cevabı alınca, her şeyin tamamlandığını zannetti ve bu belgenin sonradan iptal edileceğini bilmiyordu.

c.Yapı kayıt başvuru formu Ek-1’de, inşaatın başlama ve bitiş tarihi yazmadığı gibi, beyanın 31.12.2017 öncesi yapılara ait olacağı kolayca anlaşılmıyordu.

d.E-devlet üzerinden istenen m2 ve beyanlar, teknik beceri gerekiyordu, vatandaş destek almadan bu beyanı verip, kontrol aşamasında uygun olmadığında, yalan beyan suçu ile karşı karşıya kaldı.

e.Yapı kayıt belgesi ile vatandaş aboneliklerini yaptırıp yaşamaya başladı, 3-4 yıl sonra uydudan kontrol edildiği, uydudan gözükmediği için belgesinin iptal edildiğini öğrendi. Madem kontrol edilebiliyordu, neden başvuru esnasında kontrol edilmediğini anlayamadı.

f.Devleti ile imar barışı yaptığını düşünen milyonlarca vatandaş, Sayıştay 2019 raporu ile güncel olmadığı bilinen uydu kayıtları belgeleri iptal edilip, yıkım, ağır para cezası ve hapis ile yargılandı.

g.Müteahhitin yapı kayıt belgesi ile kat mülkiyet ile sattığı daireyi devletin verdiği belgeye güvenerek alan vatandaş, belgenin iptali ile abonelikleri iptal edilip yıkım riski ile karşılaştı.

h.Yapı kayıt belgesi iptal edilen evlerin, yıkım işlemleri devam etmektedir.

2. PANDEMİ, DEPREM VE HAYAT PAHALILIĞI GİBİ NEDENLERLE KIRSALDA KENDİ ARZİSİNE EV YAPMAK ZORUNDA KALAN VATANDAŞ NEDEN İMAR İZNİ ALAMADI?

2014 yılındaki büyükşehir yasası ile kırsaldaki köyler mahalleye dönüştürülmüş, bu köylere ev yapma şehirler ile aynı olmuştur. Köylerdeki 1-2 katlı yapılar önceden imar uygulaması aranmazken, bu kanun ile ruhsatsız yapıya dönüşmüştür.

2020 yılındaki pandemi ve büyükşehirlerdeki deprem tehlikesinden kaçan, kırsal alanlarda kendi arazilerinde yaptıkları az katlı evlerde yaşamak isteyen vatandaşlar, barınma amaçlı bu yapıları nedeniyle, hapis, yıkım ve ağır para cezası ile karşılaştı.

Planlı veya plansız alanlardaki tadilat izni için, arsa sahibi hissedarların tamamından onay alınması istenmektedir, ilave inşaat alanı tahsil edilmemek şartı ile tadilat ruhsatı için arsa hissedar onayı kaldırılması gerekmektedir, aksi takdirde sayısız ihtilaflar, şikâyetler ve mağduriyetler oluşmaktadır.

Büyükşehirlerden kaçıp köylerde yaşamayı tercih eden vatandaş, deprem güvenliği ve az katlı sağlam konut stoku açısından devlet tarafından teşvik edileceği yerde, yukarıda izah edildiği üzere cezalandırılmıştır.

1985 yılında 3194 sayılı imar kanunun eskimiş olduğu, vatandaşı afet risklerinden korumadığı, barınmanın önünde engel olduğu TBMM deprem araştırma komisyon raporunda yer almıştır.

3. VATANDAŞ NE İSTİYOR?

1) Devlet vatandaşının beyanını kontrol etmekle sorumludur, beyana göre verdiği yapı kayıt belgelerinin 3-4 yıl sonra sadece uydu görüntüsü ile kontrol edilerek iptal edilmesi vatandaşın mağdur edilmesi anlamına geldiğinden, yıkımların yeni bir düzenlemeye kadar ACİLEN durdurulması,

2) Kırsal alanlardaki büyükşehir yasası nedeniyle, imar kanunu aykırı yapıların, bu yasada düzenleme yaparak düzenleme öncesine dönülmesi,

3) Devlet vatandaşını afet risklerine karşı korumakla yükümlü olduğundan, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların, afet riski incelmesi ile yeniden YAPI KAYIT BELGESİ verilmesi, önceki hapis, para ve yıkım cezalarının iptal edilmesi ve gerektiğinde kentsel dönüşüme katılabilme hakkı,

4) 3194 sayılı imar kanunda yapılacak düzenleme ile plansız alanlarda 1-2 katlı, 200m2 geçmeyen barınma amaçlı ev yapılması önündeki engellerin kaldırılarak, ücretsiz tip proje, alt yapı desteği ve düşük mali ve bürokratik yüklerle teşvik edilmesi ve böylece kaçak yapılaşmanın nedenlerinin ortadan kaldırılması.

4) DÜZENLEME İLE HANGİ FAYDALAR SAĞLANACAKTIR?

1)Ülkemizde pandemi sonrası, konut sorunu açığı oluşmuştur, afet riski olmayan yapıların kontrol edilerek ekonomiye kazandırılması ile depreme dayanıklı yapı stoğu artmış olacaktır.

2)Ülkemizde yaklaşık 3 milyon yapının kontrol edilmesi ile hazineye önemli katkı sağlanmış, bu katkı ile kentsel dönüşüme bütçe elde edilmiş olacaktır.

3)Ruhsatsız yapıların tamamını yıkmak, sosyal anlamda çalkantıya sebebiyet vereceğinden, kiralık evlerin daha da fiyatını artıracağından toplumsal sorun oluşacaktır.''