18 Ağustos 2021 Tarihli 31572 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmelik” ile hala uygulanmakta olan 12.05.2010 Tarihli ve 27579 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği”nde önemli değişiklikler yapılmış bulunmaktadır.

Yapılan değişikliklerin önemli bir kısmı 5510 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi’ nin birinci fıkrasının a fıkrası 4/1-a, 4/a kapsamındaki sigortalılar ve bu sigortalıları çalıştıran işverenlerle ilgili olup, önem ifade eden 4/b’li sigortalılarla ilgili olanlar da dikkate alınmıştır.

Bilindiği üzere Kanun, yönetmelik ve diğer mevzuatlarda, özellikle ibare değişiklikleri ve cümle değişiklikleri gibi değişikliklerde, madde veya fıkra hükmünün tamamı yer almadığından, önü arkası belirtilmeden yapılan bu değişliklerin anlaşılması imkânsız bulunmaktadır. 

Değişiklik Yönetmeliği’nin 1. maddesi ile SSİY’nin 5. maddesinin dördüncü fıkra değişikliği ile, önceden sadece üçüncü fıkrada belirtilmekte olan ve Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü’nce imzalanacak bir tutanakla tevsik edilmesi gereken, işverenin elinde olmayan nedenlerle süreye bağlı mükellefiyetlerini sürenin son gününde de yerine getirememe durumlarında bu durumlarını, Sosyal Güvenlik Kurumu’na, süreyi takip eden beş iş günü sonuna kadar, yetkili makamlardan alacakları belgelerle tevsik etmeleri halinde mükellefiyetin yasal süresinde yerine getirildiğinin kabul edilmesi sağlanmıştır. 

Maddeye eklenen beşinci fıkra ile işverenlerin yasal mükellefiyetlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkilendirilen 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci ve Yeminli Mali Müşavirler Kanunu  kapsamında yetkilendirilen meslek mensuplarının mükellefiyete ilişkin yasal sürenin sona ermesine yedi günden az bir süre kala vefat etmesi halinde, bu yükümlülüklerin yasal süreyi takip eden yedinci günün sonuna kadar yerine getirilmesi halinde yasal süresinde yerine getirilmiş olarak değerlendirileceği belirtilmektedir.

Yapılan düzenleme ile mükellefiyetlerin yerine getirilememesinde SGK taşra teşkilatına yetki tanınmış; işverenlerin, meslek mensuplarının vefatı nedeniyle belge vermede meydana gelen aksamalar karşısında mağdur olmamaları sağlanmaya çalışılmıştır.

Değişiklik Yönetmeliği’nin 2. maddesi ile SSİY’nin 9. Maddesi’ ne eklenen fıkra ve değiştirilen e bendi ile 5510 Sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinde ve ilgili tebliğde, her ne kadar ev hizmetlerinde aynı gerçek kişi yanında ayda on gün ve daha fazla çalışanlar ile konut kapıcılığı işyerlerinde çalıştırılanların Kanun’un 4/a kapsamında sigortalı sayılacakları belirtilmekte ise de bu durum SSİY’ e de taşınmış,

e bendi değişikliği ile de aynı gerçek kişi yanında on günden az çalışan sigortalıların normalde iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerine tabi olacakları, istemeleri halinde uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanacağı, yönetmelik hükmü haline getirilmiştir.

Yapılan düzenlemeler ile ilgili kanunlara göre harp malulü kabul edilen ve kendilerine vazife malullüğü aylığı bağlananların 4/b kapsamındaki köy ve mahalle muhtarları hariç 4/a kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde haklarında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerinin uygulanacağı, istenmesi halinde uzun vadeli sigorta hükümlerinin, talep tarihlerini takip eden aybaşından itibaren uygulanması sağlanmıştır.

Yapılan düzenleme ile; Harp malullerine ilişkin ilgili düzenleme ile bu kapsamdaki kişilerin geriye yönelik olarak tüm sigorta kollarına tabi sayılması veya sayılmaması, geriye yönelik prim ödenmesi veya idari para cezası gibi konularda yaşanılan hukuki ihtilafların asgariye indirilmesinin amaçlandığı düşünülmektedir.  

Değişiklik yönetmeliğinin 4. maddesi ile SSİY’nin 25. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile uygulamada eksik gün nedenleri belirtilmesine rağmen, belirleme yetkisi belirtilmediğinden, aslında uygulanmakta olan eksik gün nedenlerinin belirlenmesine ilişkin doğabilecek hukuki ihtilafların önüne geçilmeye çalışıldığı düşünülmektedir.

Değişiklik yönetmeliğinin 5. maddesi ile SSİY’nin 27. maddesinin yürürlükten kaldırılan onuncu fıkra ile özel sektörde, işyeri dosyalarının birleştirilmesi uygulamasına son verilmiştir. Yaklaşım ile istihdam teşvikleri uygulamasında, özellikle sigortalı sayılarının tespitinde yaşanılan yoğun ihtilafların ve hatalı uygulamaların önüne geçilmek istendiği değerlendirilmektedir.

Eklenen fıkralar ile de şirketlerin, 4/a kapsamında sigortalı çalıştırılmasalar dahi kuruma elektronik ortamda intikal ettirilen işyeri tesciline ilişkin bilgilere göre Kurumca işyeri tescilinin yapılacağı, ilgililerce ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenmeyeceği; tescili yapılacak işyerinde, sigortalılara ücret ödenmesinde aybaşı yaklaşımının 1-30; 15-14 olarak uygulanması halinde her iki çalışma dönemi için, aynı kamu kurum ve kuruluşunda, hem 4/a hem de 4/c kapsamına giren sigortalıların çalıştırılması halinde, her iki sosyal güvenlik statüsünde olanlar için, ayrı işyeri bildirgesi düzenlenerek ayrı ayrı işyeri dosyası tescil edileceği düzenlenmiştir.

Ayrıca işverenin 18 yaşından küçük olması nedeniyle velisinin ve sınırlı ehliyetsiz olması nedeniyle de atanan vasisinin işyeri bildirgesini işveren vekili olarak imzalamaları suretiyle işyerlerinin tescil edileceği düzenlenmiştir.

4447 Sayılı Kanun gereğince işsizlik ödeneğinden yararlananlar ile Türkiye İş Kurumunca düzenlenen meslek edinme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler için Türkiye İş Kurumu’nun ilgili il müdürlüklerince, SGK’nin ilgili ünitesinde işyeri dosyası tescil ettirmeleri gerektiği,

Aynı işkolunda birden fazla nakil aracı bulunan işverence nakil araçlarının kayıtlı olduğu ilgili idareyi gösterir belge ibraz edilmek suretiyle, tek işyeri bildirgesi düzenlenerek, işyeri tescillerinin idarenin bulunduğu bölgeyi içine alan SGK ünitesince yapılacağı hükümleri SSİY’ne taşınmış olmaktadır.

Değişiklik yönetmeliğinin 6. maddesi ile SSİY’nin 28. maddesinin a bendindeki yapılan değişikliğe göre bir bakıma SSİY işlemlerinin uygulanmasında, mahiyet kodu tayininden hareketle bir kamu kurumu tanımı geliştirilerek, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ve bunların ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklık ve işletmeler, özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumları kamu kuruluşu kapsamında değerlendirilmiş olup, devamlı işyerlerine “1”, geçici işyerlerine “3” mahiyet kodunun verileceği esasa bağlanmıştır.

Yapılan işin hangi iş koluna girdiğinin belirlenmesine ilişkin olarak; 21.08.2013-28742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve değişiklik öncesine kadar uygulanmakta olan İş Kolu Kodu Listesi yerine 26.12.2012 -28509 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği”nin esas alınması uygulamasına geçilmiştir.

Değişiklik yönetmeliğinin 7. Maddesi ile SSİY’nin 29. Maddesinde yapılan değişiklikle;

İşyeri tescillerinde SGK tarafından, işyeri bildirgesinin yeterli olduğundan bahisle, (maddede özellikle belirtilenler ile ihtiyaç duyulması hali hariç olmak üzere) elektronik ortamda temin edilebilecek belgelerin istenmesinden vazgeçilmiştir.

Bu bağlamda, yerleşim belgesi, imza sirküleri ve Ticaret Sicil Gazetesi’nin istenmemesi icap etmektedir. Diğer taraftan, Asıl İşveren-Alt İşveren sözleşmesinin, Noter Onaylı Adi Ortaklık Sözleşmesinin, ihale konusu işlerde, işin üstlenildiğine dair idareden alınacak belgenin, inşaat işyerlerinde Arsa Sahibi-Müteahhit Sözleşmenin istenmesine devam edilmektedir.

Değişiklik yönetmeliğinin 8. maddesi ile SSİY’nin 33. maddesinin üçüncü fıkrası değiştirilmiş ve yapılan değişiklikle, şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi, bölünmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda veya adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması hallerinde  değişiklik öncesinde mevcut olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu” yerine “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu” hükümlerinin uygulanacağı belirtilmekte olup, işyeri bildirgesinin verilmesine ilişkin süre (10 gün) muhafaza edilmiştir. Diğer taraftan, bu tür durumlarda işyeri bildirgesinin e-sigorta kanalıyla verilmesi zorunlu kılınmıştır. 

Eklenen fıkralar ile işyerinin devir veya intikalinde; şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya bir şirketin diğer bir şirkete katılması ya da adi şirketlerde yeni ortak alınması durumlarında düzenlenen işyeri bildirgesine istinaden yeni işyeri dosyası tescil edilmeyeceği ve işlemlerin eski işyeri dosyası üzerinden devam edeceği; işyerinin, başka bir ildeki adrese nakledilmesi nedeniyle düzenlenen işyeri bildirgesine veya aynı il içinde olmakla birlikte başka bir ünitenin görev alanındaki adrese nakledilmesi nedeniyle yapılan yazılı bildirim üzerine yeni işyeri dosyası tescil edileceği; İşyerinin başka bir ünitenin görev alanına giren adrese nakledilmesi halinde, durumun yeni ünite tarafından bildirimin kendisine yapıldığı tarihten itibaren on beş gün içinde eski işyeri dosyasının bulunduğu üniteye yazılı olarak bildirileceği; İşyerinin aynı ünitenin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, yeni adresin, işyerinin nakledildiği tarihten itibaren on gün içinde işyerinin işlem gördüğü üniteye yazı ile bildirileceği, hükümleri SSİY e derç edilmiş bulunmaktadır.

Değişiklik yönetmeliğinin 9. maddesi ile SSİY’nin 32. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bir ibare yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan değişikle; değişiklik öncesinde ünitece karar verilemeyen ve sadece maluliyet veya ölümle neticelenen iş kazalarının Kurumun denetim elemanları veya iş müfettişleri tarafından soruşturulması öngörülmekteyken, fıkradaki maluliyet veya ölümle neticelenen ibaresi yürürlükten kaldırılarak, ünitece karar verilemeyen her iş kazasının maluliyet veya ölümle sonuçlanmasına takılmadan Kurumun denetim elemanları veya iş müfettişleri tarafından soruşturulması sağlanmıştır.

Değişiklik yönetmeliğinin 10. maddesi ile SSİY’nin 39. Maddesindeki yapılan düzenleme ile;

Sigortalılık statüleri ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki tedavileri sonucunda alınan istirahat raporlarının ilgili ülke mevzuatına uygun olduğunun ülkemiz dış temsilciliklerince onaylanması halinde Kurumca yetkilendirilen hekim ve sağlık kurulları tarafından ayrıca onaylanması şartı aranmamaktayken fıkranın esasına ilişkin bir değişikliğe gidilmemiş olup, sigortalılık statülerinin (yeniden düzenlenen fıkraya “sigortalıların….” ibaresi ile başlanarak) bir bir sayılmasından vazgeçilerek, fıkra uygulamasının tüm sigortalıları kapsaması sağlanarak daha kolay anlaşılması temin edilmiştir.  

Değiştirilen sekizinci fıkra ile istirahat raporlarının yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından kendilerine tanınan sürede kuruma yapacakları bildirimde elektronik ortamda gönderilmesi/gönderilmemesi gibi bir ayırım yok iken değişiklik sonrasında; istirahat raporlarının elektronik ortamda düzenlenmesi halinde yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularınca düzenleme tarihinden itibaren üç iş günü içinde onaylanması, elektronik ortamda düzenlenememesi halinde, raporlarının birer nüshasının düzenlenme tarihinden itibaren üç iş günü içinde sigortalının işyerinin bulunduğu kurum ünitesine gönderilmesi gerekli hale getirilmiştir. Eklenen on ikinci fıkra ile sigortalılara verilecek tek hekim raporlarının 40 günü geçemeyeceği, aşması halinde bu raporların sağlık kurullarınca verileceği betimlenmiştir.

Değişiklik yönetmeliğinin 11. Maddesi ile yapılan yapılan değişikle; yürürlük tarihinden (18.08.2021) itibaren; Sigortalının, aynı süre içinde aynı sigortalılık hâline tabi olacak şekilde birden fazla işyerinde çalışması hâlinde, üst sınır dikkate alınarak ilgili dönemdeki prime esas kazançlar toplamının, bir ay için 30, toplamda 90 günü geçmemek üzere bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle gelir ve ödeneğe esas günlük kazanç hesaplanması yöntemine geçilmiş bulunmaktadır.

İşverenlerin geçici iş göremezlik ödeneklerinin sigortalılara doğrudan ödemelerini müteakip, ödenen tutarın varsa borcuna yoksa, ilk prim borcuna mahsup edilmesine ilişkin değişiklik öncesi uygulama, kamu kurumları ve toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile sınırlı iken,  bu konuda kurumla protokol yapan bütün işyerleri için uygulanabilir hale getirilmiştir.

Sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödenmesinde; ödeme süresi olan “yedi iş günü” saklı kalmak kaydıyla, ödeme mercilerinin bankalar ile ilgili kısmi değiştirilmiş olup kısaca anlaşmalı bankalara ve tanımlı banka hesaplarına ödenmesine ilişkin olarak kurum yetkilendirilmiş bulunmaktadır.

İşverene sorulan çeşitli sorular kaldırılmış olup, söz konusu sorulara ilişkin bildirimlerin yapılması zorunlu kılınmasına rağmen sigortalının çalışıp, çalışmadığına ilişkin bildirimin istirahatın sona erdiği sona erdiği aya ait Aylık Prim ve Hizmet Belgesi/Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (APHB/MPHB) ile elektronik ortamda bildirilmemesi durumunda 5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi gereğince idari para cezası uygulanacağı belirtilmektedir.

Değişiklik yönetmeliğinin 12. maddesi ile SSİY’nin 42. maddesinin üçüncü fıkrasına ibare eklemesi yapılmıştır. Yapılan değişiklik ile sürekli iş göremezlik gelirinin alındığı sırada ölen sigortalının, geçerli ölüm belgesinin temin edilememesi halinde, durumun kurum denetim elemanlarınca araştırılacağı ve nihai kararın kurum sağlık kurulunca verileceğine ilişkin önceki uygulama kapsamına, tedavisi devam etmekte iken ölen sigortalılar da dahil edilmiştir.

Değişiklik yönetmeliğinin 13. maddesi ile SSİY’nin 50. maddesinin dördüncü fıkrası değiştirilmiştir. Değiştirilen dördüncü fıkrada; üçüncü fıkrada tanımlanan, hizmet borçlanması yapmak suretiyle asgari 1800 gün prim ödeme gün sayısını tamamlayarak sevk işlemi yapılan sigortalıların taraflarına aylık bağlanmadan önce prim borçlarını ödemeleri ve malul sayılmaları durumunda sevk işlemlerine ilişkin masrafların Kurum’ca karşılanacağı belirtilmektedir. 

Değişiklik yönetmeliğinin 14. maddesi ile SSİY’nin 53. maddesinin üçüncü fıkrası değiştirilmiştir. Yapılan değişiklikle, malullük aylığı bağlanma talebinde bulunan sigortalılardan, önceden kurumca yetkilendirilen sağlık kuruluşlarının sağlık kurullarından temin edilen (geriye yönelik her hangi bir süre belirtilmeden) rapor kabul edilirken; değişiklik sonrasında bu nitelikli talep tarihinden önceki 6 ay içinde yine bu kuruluşlardan temin edilen sağlık kurulu raporunun da kabul edilmesi sağlanmıştır.

Değişiklik yönetmeliğinin 15. maddesi ile SSİY’nin 59. maddesinin üçüncü fıkrasına cümle eklemeleri yapılmıştır. Yapılan değişiklikle, yaş şartını doldurduğu halde malullük veya yaşlılık aylığının bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya yapılan toptan ödemelerin, bu sigortalıların gerekli prim ödeme gün sayılarını sonradan tespit edilen hizmet ile tamamlayanlara, (yapılan toptan ödeme tutarının bağlanacak aylıklardan mahsup edilmek kaydıyla) toptan ödeme talebinden önce tahsis talebinde bulunanlara talep tarihi, diğerlerine ise toptan ödeme talep tarihleri esas alınarak aylık bağlanması imkanı sağlanmıştır.

Değişiklik yönetmeliğinin 16. maddesi ile SSİY’nin 60. birinci fıkrasına cümle eklemesi yapılmış, dördüncü fıkrası değiştirilmiştir. Birinci fıkraya eklenen cümle ile fıkrada değişiklik öncesinde; ölüm aylığı bağlanabilecek hak sahipleri belirtilmekle birlikte, bağlanan aylığın kesilmesine sebep olabilecek durumlar belirtilmemişken,  yapılan düzenleme ile 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayan hak sahibi çocukların 4/a kapsamında sigortalı sayılmaları hallerinde aylıklarının kesilmemesi sağlanmıştır.

Değişiklik yönetmeliğinin 17. maddesi ile SSİY’nin 63. maddesinin birinci fıkrasına cümle eklemesi yapılmıştır. Eklenen cümle ile ölüm toptan ödemesi yapılarak tasfiye edilen sürelerin, ölüm aylığından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının sonradan hizmet tespiti yapılarak tamamlanması durumunda kendilerine (62. maddenin birinci fıkrası esas alınmak suretiyle) ölüm aylığının bağlanması sağlanmış bulunmaktadır.

Değişiklik yönetmeliğinin 18. maddesi ile SSİY’nin 66. maddesinin birinci fıkrası ile on ikinci fıkrası değiştirilmiş üçüncü fıkrasında da ibare değişikliği yapılmıştır.

Değiştirilen birinci fıkra ile 5510 Sayılı Kanun’un 41. maddesinde belirtilen borçlanılabilecek süreler için değişiklik öncesinde tescil edilmiş olma şartı aranmakta iken fıkranın değişiklik tarihinden itibaren, 4/a sigortalıları için prim bildirilmiş veya tahakkuk etmiş olması, 4/b sigortalıları için ise tahakkuk etmiş veya ödenmiş süresi olması şartının aranacağı belirtilmektedir.

Üçüncü fıkrada yapılan ibare değişikliği ile 41. maddenin (b), (d),(e), (h), ve (j) bentlerine göre yapılan borçlanmalarda prim ödem gün sayısı ve prime esas kazanç tutarlarının geriye götürülerek ilgili aylara mal edileceği belirtilmektedir. 

• Değiştirilen on ikinci fıkrasında uygulamayı değiştiren önemli bir unsur bulunmamaktadır.

Değişiklik yönetmeliğinin 19. maddesi ile SSİY’nin 69. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış, ikinci fıkrası değiştirilmiş, dördüncü fıkrasına da ibare eklenmiştir. Yapılan değişikle, gelir ve aylıkların ödenmesinin cumartesi ve pazara denk gelmesi halinde ne zaman ödeneceğinin belirtilmesine ilişkin son verilmiş, ödeme gününün dini bayrama denk gelmesi halinde, yeni ödeme gününün kurumca belirleneceği hüküm altına alınmış ve ödeme günü öne alınanlar ile durum değişikliği veya ölüm halinde bu tarihlerde kanunda belirtilen ödeme döneminde peşin ödenen gelir ve aylıkların geri alınmayacağına ilişkin uygulamaya bayram ikramiyeleri de dâhil edilmiştir.

Değişiklik yönetmeliğinin 22. maddesi ile SSİY’nin 97. maddesine dört adet fıkra eklenmiştir. Yapılan değişikle;

a) Eklenen ikinci fıkrada; 4/a kapsamında çalışan sigortalıların prime esas kazançlarının tespitinde; Ücretlerin, hak edildiği ayın; kullanılamayan yıllık izin ücretlerinin akdin feshinden sonra ödenmesi halinde feshedildiği ayın; toplu iş sözleşmesi (TİS) uygulanan özel sektör işyerinde veya kamu kuruluşlarında çalışan personele geriye yönelik olarak ödenen ücret farklarının ilişkin oldukları ayların; TİS uygulanan işyerlerinde, bir aydan fazla istirahat alan sigortalılara, işverenlerce de TİS’e dayanılarak istirahatli bulunan süre için ayrıca ücret ödenmesi durumunda, bu ücretlerin istirahatli bulunulan ayların; kamu kurumlarında çalışan sigortalılar için mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ödenmesi halinde bu ücretlerin ilişkin oldukları ayların; ücret dışındaki prim, ikramiye gibi her türlü ödemelerin, ödemenin yapıldığı ayın kazancına dâhil edilerek prime tabi tutulacağı belirtilmektedir.

b) Eklenen üçüncü fıkrada; Sigortalılara ücretinin yanı sıra prime esas kazanca dâhil edilebilecek nitelikte ücret dışında ödeme yapılması halinde, bu kazançların, prime esas aylık kazanç üst sınırının aşılmaması kaydıyla prime tabi tutulacağı, aşması halinde, ücret dışındaki ödemenin üst sınırı aşan kısmının, en fazla takip eden iki ayın prime esas kazanç tutarına dâhil edileceği ifade edilmektedir.

c) Eklenen dördüncü fıkrada; Sigortalılara, ay içinde çalışmasının bulunmadığı ve ücret ödenmediği (prim ödeme gün sayısının bulunmadığı) aylarda prime esas kazanca dâhil edilecek nitelikte ücret dışı bir ödemenin yapılması halinde, bu ödemelerin, ödemenin yapıldığı tarihi takip eden iki ayın prime esas kazancına dâhil edileceği, ödemenin yapıldığı tarihi takip eden iki ayda da ücret ödemesi yoksa bu ödemelerin prime esas kazanca dâhil edilmeyeceği hükmü yer almaktadır.

d) Eklenen beşinci fıkrada; İşçinin işe iadesinde; kesinleşen mahkeme veya özel hakem veya arabuluculuk kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak üzere başvurmuş olması kaydıyla, işe başlatılsa da başlatılmasa da çalıştırılmayan süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarının, akdin feshedildiği aydan başlanılarak ilgili ayların prime esas kazançlarına dâhil edileceği, işsizlik sigortası primi de dâhil olmak üzere tüm sigorta kollarına ait primlerin kesileceği ve bu sürelerin hizmetten sayılacağı, işçinin işe başlatıldığında bildirim süresine ait ihbar ücreti ile kıdem tazminatının peşin olarak ödenmesi halinde bu ödemenin işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edileceği, Kanun’un 80. maddesi uyarınca bildirim süresine ait ihbar ücreti ile kıdem tazminatının prime tabi tutulmaması nedeniyle işçiye işe başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakların mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulacağı ve bu sürelerin prim ödeme gün sayısından sayılacağı,

e) Eklenen altıncı fıkrada; İdari yargı tarafından sigortalılara fiilen çalışmadıkları süreler için ücret ve benzeri nitelikte ödeme yapılması halinde; ücretlerin, ilişkin olduğu aylara mal edilmek, ücret dışındaki diğer ödemelerin ise ödendiği ayın kazancına dâhil edilmek suretiyle prime tabi tutulacağı açıklanmaktadır.

f) Eklenen yedinci fıkrada; Sigortalılara;

• Yemek verilmeyen işyerinde, yemek parası adı altında yapılan ödemelerin, fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak günlük asgari ücretin % 6’sının, yemek verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutarın,

• Sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla ve fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın; (nitelikleri fıkrada belirtilen) en fazla iki çocuk için çocuk zammı adı altında yapılan ödemelerin, çocuk başına aylık asgari ücretin % 2’si oranındaki tutarın,

• Aile zammı adı altında yapılacak ödemelerin, sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla (eşinin fıkrada belirtilen niteliklere uygun olması şartıyla) aylık asgari ücretin % 10’u, oranındaki tutarın,

prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacağı belirtilmektedir.

g) Eklenen sekizinci fıkrada; Sigortalı için ay içinde özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında işverence yapılan ödemeler toplamının aylık asgari ücretin % 30’una isabet eden kısmının,

h) Eklenen dokuzuncu fıkrada; Ayni yardımlar, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemeler ve keşif ücreti, ihbar tazminatı ve kasa tazminatının,

prime esas kazanca dahil edilmeyerek prime tabi tutulmayacağı ifadelerine yer verilmiştir. 

ı) Eklenen Onuncu fıkrada; Kanun’da ismen sayılmayan nedenlerle yapılan ödemelerin, ödemenin yapıldığı aydaki prime esas kazanca dâhil edileceği, hak kazanıldığı halde kullanılmayan yıllık izin süresi için ödenecek ücretlerden 4857 sayılı Kanun’un 61. maddesindeki istisnai hüküm üzerinde durulmadan kısa vadeli sigorta kolları priminin kesileceği belirtilmektedir.

Değişiklik yönetmeliğinin 24. maddesi ile SSİY’nin 100. maddesinin ikinci fıkrasına cümle ve ikinci fıkradan sonra gelmek üzere bir de fıkra eklenmiştir. Eklenen cümlede; işe başladığı ay içinde işe giren ve işten çıkan sigortalının prim ödeme gün sayısının işe giriş ve çıkış tarihleri dâhil edilerek o ay içinde çalıştığı gün sayısı kadar kuruma bildirileceği açıklanmaktadır.

Merkez Bankası'ndan enflasyon mesajı Merkez Bankası'ndan enflasyon mesajı

Eklenen üçüncü fıkrada; Ayın bazı günlerinde çalışmayan sigortalıların prim ödeme gün sayılarının ayın gün sayısından ücret alınmayan gün sayıları çıkartılmak suretiyle tespit edileceği ifade edilmektedir.

Eklenen dördüncü fıkrada; İşverenlerce sigortalılara, Kurumca ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile normal günlük kazançları arasındaki fark ücretlerin veya ayrıca normal günlük ücretlerinin ödendiği durumlarda, bu ödemelerin (5510/80-1(a),(1) kapsamında değerlendirilerek) prime tabi tutulacağı hükmüne yer verilmiştir.

Eklenen beşinci fıkrada; Sigortalıların işe başladığı aydaki prim ödeme gün sayılarının ve prime esas kazanç tutarlarının hesaplanmasında; 4857 Sayılı Kanun uyarınca, hak kazanılan hafta tatilinin prim ödeme gün sayısına dâhil edileceği, hak kazanılmayan hafta tatilinin dikkate alınmayacağı, hak kazanılmadığı halde kullanılan hafta tatili için ücret ödenmesi halinde, ödenen ücretin prime esas kazanca ve dolayısıyla prim ödeme gün sayısına dâhil edileceği ifadeleri yer almaktadır.

Değişiklik yönetmeliğinin 25. maddesi ile SSİY’nin 102. maddesinde çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 

• Birinci fıkra değiştirilerek, Kuruma verilen APHB’nde belirtilmesi gereken bilgi çeşitleri artırılmış olup başkaca önemli değişikliğin olmadığı değerlendirilmektedir.

• Üçüncü ve altıncı fıkrasında yapılan düzenlemeler ile APHB’nin kuruma gönderilmesine ilişkin süre, takip eden ayın 23’ünden 26’sına çekilmiş, altıncı fıkranın (d), (f), ve (ğ) bentlerinde yapılan düzenleme ile iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar gereğince göreve iadelerde, arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ilam niteliğindeki belge (kamu kuruluşlarında çalışan sigortalılar içinde geçerli olmak üzere) gereğince, TİS tabi işyerleri, kamu idareleri, yargı mercileri yada arabuluculuk ilam niteliğindeki belge gereğince hizmet akdinin olmadığı veya askıda olduğu tarihte ödenen ücret dışı ödemelerin, hizmet akdinin olduğu en son ay kazancına dahil edilmek suretiyle bu kararların kesinleşme tarihlerini takip eden aydaki 23’üne kadar olan süre 26’sına kadar uzatılmış olmaktadır.

• On üçüncü fıkrası değiştirilerek eksik gün belgesi olarak tanımlanan belgelerde önemli bir değişikliğe gidilmemiş olmakla birlikte ek 10 belgesinin ve eksik gün belgelerinin posta ile gönderilmesi uygulamasına son verildiği görülmektedir.

• On dördüncü fıkrasının birinci cümlesi yürürlükten kaldırılarak her zaman düzenlenebilir nitelikte olmayan belgelerin de eksik gün belgesi olarak kabul edilebileceğine ilişkin uygulamaya son verilmiş, bunun yerine otuz günden az çalışıldığını gösteren belgeleri belirlemeye Kurum Yönetim Kurulu yetkilendirilmiştir.

Değişiklik yönetmeliğinin 26. maddesi ile SSİY’nin 108. maddesinde çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

Beşinci fıkranın (d), (f) ve (ğ) bentleri değiştirilerek; İş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca göreve iadesine karar verilen sigortalılar için (Kamu kuruluşları da dâhil) verilmesi gereken APHB’nden; arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğini haiz bulunan anlaşma belgesi uyarınca sigortalı için verilmesi gereken APHB’nden doğan sigorta primlerinin ve TİS’ne tabi işyeri işverenlerince veya kamu idarelerince ya da yargı mercilerince verilen kararlar ile arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğinde bulunan anlaşma belgesine istinaden, hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda bulunduğu bir tarihte ödenen ücret dışındaki ödemelere ilişkin sigorta primlerinin, belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihleri veya arabuluculuk anlaşma belgesinin ilam niteliğini kazandığı tarihi izleyen ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş kabul edileceği hükümlerine yer verilmiştir.

Yapılan düzenleme ile ilgili fıkraların esasına ilişkin önemli değişikliklerin yapılmadığı, uygulamada ihtilafa neden olan ifadelerin daha kolay anlaşılır hale getirildiği değerlendirilmektedir.

Değişiklik yönetmeliğinin 27. maddesi ile SSİY’nin 111. maddesinin dördüncü fıkrası değiştirilmek ve beşinci fıkrası da uygulamadan kaldırılmak suretiyle düzenleme yapılmıştır. Yapılan değişiklik öncesinde; asgari işçilik uygulamalarında inşaatın niteliğinin esas alınmasına ilişkin olarak çeşitli alternatifler öngörülmekteyken, değişiklik sonrasında inşaatın yapı sınıf ve grubunun belirlenmesinde; ruhsatnamede belirtilen yapı sınıf ve grubunun esas alınacağı hususunda kesin hüküm düzenlenmiş olup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayımlanan tebliğde bulunmayan, inşaata ait birim maliyet bedelleri için aynı tebliğdeki benzeri bir inşaatın birim maliyet bedellerinin esas alınacağına ilişkin uygulamaya da son verilmiştir.