"Haberin İşçisi"
İstanbul
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,9110 %0.32
47,0647 %-0.11
4.300,90 % 0,14
4.323.450 %1.771
İşçi Haber Bilim Eski Mısır’a ışık tutan iskelet: 4.800 yıllık genetik kod çözüldü

Eski Mısır’a ışık tutan iskelet: 4.800 yıllık genetik kod çözüldü

Nature’da yayımlanan araştırmada, Eski Mısır döneminden bir erkeğin genetik yapısı ilk kez tam olarak dizilendi. Genetik izler, Mısırlıların hem yerel Kuzey Afrikalı hem de Mezopotamya kökenli olduğunu gösteriyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Araştırmacılar, antik bir Mısırlıya ait tüm genom dizilimini gerçekleştirerek yaklaşık 4.500-4.800 yıl önce yaşamış bir erkeğin kökenine dair önemli ve özgün veriler elde etti. Mısır’ın güneyinde, Kahire’nin aşağısında yer alan Nuwayrat köyünde mühürlü bir kil çömlek içerisinde gömülü olarak bulunan iskelet, bugüne dek elde edilen en eski antik Mısır DNA örneği olma niteliğini taşımaktadır.

Nature dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, bireyin genetik materyalinin yaklaşık %80’i antik Kuzey Afrika topluluklarına, %20’si ise Batı Asya ve Mezopotamya kökenli bireylere dayanmaktadır. Söz konusu bulgular, Eski Mısır ile Verimli Hilal bölgesi (günümüz Irak, İran ve Ürdün topraklarını kapsayan alan) arasında yalnızca kültürel değil, aynı zamanda genetik etkileşimlerin de var olduğuna işaret etmektedir.

Teknolojik Gelişme ve DNA Korunumu

İsveçli genetikçi Svante Pääbo tarafından yaklaşık 40 yıl önce başlatılan, ancak DNA bozulması nedeniyle tamamlanamayan çalışmanın, "shotgun dizileme” olarak bilinen teknik sayesinde başarıya ulaştığı belirtilmektedir.

Sıcak ve kurak iklime rağmen, mezarın kayaya oyulmuş olması ve iskeletin mühürlü bir kil çömlek içerisinde gömülmesi, DNA’nın korunmasını mümkün kılmıştır. Diş köklerinden alınan yedi örnekten ikisi, dizilenmeye uygun düzeyde sağlam çıkmıştır.

The remains are now kept at World Museum Liverpool.

Kimlik ve Köken Analizi

Diş izotoplarının analizi, söz konusu bireyin çocukluğunu Nil Vadisi’nin sıcak ve kuru iklim koşulları altında geçirdiğini, buğday, arpa, hayvansal protein ve bölgeye özgü bitkilerle beslendiğini göstermektedir. Genetik analizler, bireyin kahverengi gözlü, koyu tenli ve koyu saçlı olduğunu ortaya koymaktadır. Batı Asyalı bireylerle benzerlik gösteren kraniyal ve dental ölçümler, Mezopotamya’dan gelen genetik katkıyı destekler niteliktedir.

The nearly complete cranium recovered from a well in Harbin, China, dates to at least 146,000 years ago.

Yaşamı ve Mesleki Özellikleri

İskelet incelemeleri, bireyin 44 ila 64 yaşları arasında (muhtemelen yaş aralığının üst sınırında) hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 1,55 metre boyunda olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yaş aralığı, içinde bulunulan dönem açısından günümüzdeki 80’li yaşlara denk düşmektedir.

Kemiklerde yaygın artrit, osteoporoz ve belirgin kas tutunma izleri tespit edilmiştir. Öne eğik duruşu ve kollarını uzun süre önde tutmuş olması, yoğun fiziksel emek içeren bir meslekle ilişkilendirilmiştir.

Pelvik kemiklerde, sert zeminde uzun süreli oturmaya bağlı şişkinlik; sağ ayakta ise ciddi düzeyde artrit bulguları saptanmıştır. Araştırmacılar, çömlek tornasının o dönemde yeni sayılan bir teknoloji olması sebebiyle, bu bireyin usta bir çömlekçi olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.

Scientists extracted DNA from dental calculus on the tooth.

Geleceğe Dair Bilimsel Çıkarımlar

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Iosif Lazaridis, çalışmanın Eski Mısır’ın erken dönemine ait ilk tam genomu sunduğunu ve Mısırlıların kökenine ilişkin yürütülen tartışmalara genetik düzeyde katkı sağladığını ifade etmiştir. Araştırma ekibi, daha fazla antik genomun dizilenmesinin, Mısır, Afrika ve Verimli Hilal bölgelerindeki insan hareketlerine ilişkin zaman çizelgesini netleştireceğini vurgulamaktadır.

Söz konusu çalışma, antik Mısır uygarlığının erken dönem nüfusunun ağırlıklı olarak yerel Kuzey Afrikalı kökene sahip olduğunu; ancak Mezopotamya’dan dikkate değer düzeyde genetik katkı aldığını ortaya koyarak, insanlık tarihindeki kültürel ve genetik etkileşimlerin yeniden değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır.

An artist's impression depicts how Dragon Man might have looked.

 

Kaynak: CNN Breaking News