Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik hükmün istinaf tarafından usulden bozulmasının ardından 72'si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı davada, tutuklu sanıkların mütalaaya karşı savunmaları alındı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın 24. duruşmasına, Oktar'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

"MEHDİYET İNANCIM VAR"

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Halil Hilmi Müftüoğlu, kendilerini bir araya getirenin inançları ve ortak davaları olduğunu belirterek, "Yaşam biçimimizi kimileri yadırgıyor olabilir ama bu bizim bir suç örgütü olduğumuzun varlığının delili değildir. Mehdiyet inancı adı üstünde dini bir inançtır. Dini inançlar suçlanamaz, suçlama konusu yapılamaz. İddianame ve mütalaada, bu anayasal hakkımızı çiğnemiş, suç işlemişlerdir. Benden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyen bir konuda suçlanmaktayım. Evet, mehdiyet inancım vardır. Buna inanmak bir suç değildir." dedi.

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda aksama! 60 saattir giderilemedi Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda aksama! 60 saattir giderilemedi

"OKTAR'I YAKICI BİR AŞKLA SEVİYORUM"

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunması alınan tutuklu sanık Merve Büyükbayrak da "Adnan beyi yakıcı bir aşkla seviyorum. O cennetten gelmiş bir kuzu gibi gözümde ama asıl ruhunu seviyorum. Saçının telinden tırnağının ucuna kadar aşığım. Bu metafizik bir bağ ve bu bağı Allah'ın izniyle kimse koparamaz." ifadelerini kullandı. Büyükbayrak daha önce de bir duruşmada Oktar'ın cinsel hayatına yönelik övgü dolu sözleriyle gündeme gelmişti.

Tutuklu sanık Tarkan Yavaş ise savunmasında, kendi lehlerine sonuçlanmış soruşturma kararları bulunduğunu savunarak, örgüt olmadıklarını iddia etti. Yavaş, savunmasında dosyalarının çoğunda suç olmayan ithamların bulunduğunu öne sürerek, "Baştan örgüt olduğumuz ilan edilmiş. Örgüt olduğumuzu söyleyen kesinleşmiş bir mahkeme kararı var da biz mi bilmiyoruz." dedi. Duruşma, savunmaların alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.