Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bugün Türk yargısıyla ilgili laf edenler, 'Yargı bağımsız, tarafsız değil' diyenler aslında 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların yargısını özleyenler. Tüm açıklığıyla söyleyebiliriz ki bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsızdır." dedi.

İstanbul 2 Nolu Barosu tarafından İstanbul Üniversitesi (İÜ) Doktora Salonu'nda düzenlenen "28 Şubat Sempozyumu"nda konuşan Tunç, demokrasiye kara lekenin çalındığı 28 Şubat darbesinin 27. yıl dönümünde bu sempozyumu düzenleyenlere teşekkür etti.

Tunç, 1995 seçimlerinde birinci çıkan Refah Partisi Hükümetinin daha ilk yıllarında, sürekli irtica tehlikesinin pompalanmaya başlandığını, 28 Şubat 1997'de ise toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 18 maddelik bir bildiri yayımladığını hatırlattı.

"O GÜNLERİ YAŞADI BU ÜLKE"

1990'lı yıllardan 2000'lerin başına kadar parlamenter sistemdeki koalisyonların, siyasi krizlerin yol açtığı bunalımlı yıllar olarak tarihe geçtiğini kaydeden Tunç, "O günleri yaşadı bu ülke. Şimdi hatırladığımız zaman ne kadar çirkin, ne kadar kötü, ne kadar demokrasi düşmanlığı yapıldığını hafızalarımızı tazelediğimizde görüyoruz." ifadesini kullandı.

Kendisinin de 1990'lı yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğunu belirten Tunç, o dönem başörtülü kız arkadaşlarının derslere alınmadığını anlattı.

Vesayetçi anlayışın hem demokrasiye hem milli iradeye hem de ekonomiye zararının olduğunu vurgulayan Tunç, darbenin yüz kızartıcı bir suç ve milli irade hırsızlığı olduğunu, Türk Ceza Kanunu'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiğini kaydetti. Tunç, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerini yapanların yargı önüne çıktığını ve hesap verdiklerini hatırlatarak, "Aslolan bu süreçleri çocuklarımızın, gençlerimizin bir daha yaşamaması. Bunun için neler yapıyoruz, önemli olan bu." dedi.

"BİZ MİLLETİMİZE ŞÜKRAN BORÇLUYUZ"

Bu ülkede bir daha darbe olmasın, milli irade hırsızları sahneye çıkamasın diye çok önemli yapısal dönüşümleri gerçekleştirdiklerini kaydeden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve kararlılığı sayesinde siyasetçilerimizin, parlamentomuzun yoğun çalışması ve milletimizin yoğun desteği sayesinde gerçekleştirdik. Milletimizin destekleri olmasaydı, o referandumlarla anayasa değişikliklerine 'evet' dememiş olsalardı bunları gerçekleştiremezdik. 15 Temmuz'da milletimiz meydanlara inmeseydi yine ülkemizin önü kesilecekti. O nedenle biz milletimize şükran borçluyuz. Milletimiz için ne yapsak azdır. Ülkemizin geleceği için, özellikle bundan sonra demokrasi dışı müdahalelerin olmaması için gerekli yapısal dönüşümleri, anayasamızda sessiz devrim diyebileceğiniz şekilde gerçekleştirdik."

DEVLET GÜVENLİK MAHKEMELERİNİ KALDIRDIKLARINI SÖYLEDİ

Tunç, Anayasa'da temel hak ve özgürlükleri genişleten, hak arama yollarını arttıran önemli düzenlemeler yaptıklarını, darbelere gerekçe gösterilen yasa maddelerini ve uygulamaları kaldırdıklarını söyledi.

Milli Güvenlik Kurulu'nu ve Yüksek Askeri Şura'yı, yapısını sivilleştirip demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdiklerini hatırlatan Tunç, Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırdıklarını aktardı.

Şırnak'ta askeri araç devrildi: 1 asker şehit, 3 yaralı Şırnak'ta askeri araç devrildi: 1 asker şehit, 3 yaralı

Bakan Tunç, özel yetkili mahkemeler, Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesinin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi gibi önemli yapısal düzenlemeleri gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

"BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK" METNİ İMZALADIKLARINI HATIRLATTI

Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş gibi, özellikle halkın doğrudan doğruya yürütmeyi ve cumhurbaşkanını belirlediği bir sisteme geçerek, Cumhuriyet rejimini ve demokrasiyi güçlendiren bir yönetim sistemine de adım attıklarını vurguladı.

Fazilet Partisinde ilçe başkan yardımcısı olduğu dönemde "Başörtüsüne özgürlük" diye bir metin imzaladıklarını anlatan Tunç, o zamanki İstanbul Barosunun isimlerini ve adreslerini bildirmesi üzerine Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandıklarını dile getirdi. Tunç, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan 312. maddenin suç olmaktan çıkarılması üzerine, o davanın ortadan kalktığını anımsattı.

"DARBECİLERE ANAYASA HAZIRLAYAN ANAYASA HUKUKÇULARI GÖRDÜK"

Adalet Bakanı Tunç, "Özellikle vesayetçi-darbeci anlayışının kök saldığı en önemli kurumlardan birisi de yargımızdı. Türk hukuk tarihine baktığımız zaman özellikle 60 darbesi sonrası maalesef o günkü yargı mensupları darbecilerin yanında durdu, darbe mağdurlarını idama mahkum etti. Darbecileri ise baş tacı etti ve onları korudu. Darbecilere anayasa hazırlayan anayasa hukukçularını gördük." ifadesini kullandı.

Sonrasında 12 Eylül 1980 darbesinin gerçekleştiğini aktaran Tunç, "Yine o günkü yargı, darbe mağdurlarını yargıladı. Yaşlarını büyüterek gençleri astılar ve darbecilerin yanında durdu, darbecilere destek verdi. 28 Şubat'a geldiğimizde Anayasa Mahkemesi Başkanı, Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, bütün yüksek mahkeme başkanları ve daire başkanlarını alıp doğru Genelkurmaya götürdüler, askerlerin karşısında hazır ola geçirttiler." diye konuştu.

"BUGÜN YARGIMIZ HER ZAMANKİNDEN DAHA BAĞIMSIZ VE TARAFSIZDIR"

Adalet Bakanı Tunç, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti savcılarının adliyelere koşarak darbeciler hakkında gözaltı ve yakalama kararları çıkardığını vurguladı.

Millet meydanlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber darbecilere karşı koyarken Türk yargısının da adliyelerde darbecileri soruşturmak için mücadele ettiğini kaydeden Tunç, şunları paylaştı:

"Bugün Türk yargısıyla ilgili laf edenler, 'Yargı bağımsız, tarafsız değil' diyenler aslında o 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların yargısını özleyenler. Tüm açıklığıyla söyleyebiliriz ki bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsızdır. Darbeciden hesap sormaktadır. Bundan sonra da eğer böyle bir tehlike karşısında, böyle bir şeyi aklından geçirenlerle ilgili de zaten teyakkuzdadır. 28 Şubatları bundan sonra yaşamamak için elbette ki bu önemli günlerle hafızalarımızı tazeleyeceğiz ama bu yapısal dönüşümlerin daha kalıcı olması için de inşallah yeni, demokratik, sivil bir anayasayı, milletimize olan borcumuzu yerine getirerek inşallah sağlayacağız."

"2016'DA 15 TEMMUZ DARBECİLERİ YARGILANDI "

Tunç, 28 Şubat sürecinde yüz binlerce insanın fişlendiğini belirterek, demokrasi dışı müdahalelerin bir daha gerçekleşmeyeceği bir ülkeyi 2000'li yıllarda yapısal dönüşümle sağladıklarını ifade etti.

İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Yasin Şamlı ise her darbenin milletin bilimsel, teknolojik, ekonomik ve askeri alanda, her türlü gelişmesine engel olmak amacıyla yapıldığını anlattı.

Şamlı, 28 Şubat sürecinde başörtülü öğrencilerin ve memurların tamamının kurumlardan atıldığını belirterek, "Bütün vakıf ve dernekler hakkında kapatma davaları açıldı. O günün sözüm ona hukukçularına göre Müslüman kadının örtüneceği tek yer evleri olarak kalıyordu." ifadesini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bütün darbecilerin yargılandığını aktaran Şamlı, "2012'de 12 Eylül darbecileri yargılanmaya başlandı. 2013'te 28 Şubat postmodern darbecileri yargılanmaya başladı. 2016'da 15 Temmuz darbecileri yargılandı ve gerekli cezaları aldılar." diye konuştu.