Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye'ye Güç Veren Kadınlar Programı'nda konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Saygıdeğer hanımefendiler sizleri hürmetle selamlıyorum. Bu güzel programa vesile olan bakanlık ekibine teşekkür ediyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Vatanımız için canlarını ortaya koyan tüm yiğit kadınları rahmetle anıyorum. 81 ilimizde anne olarak kardeş olarak hayatımıza anlam katan kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Elleri öpülesi annelerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum.

Önümüz seçim, bundan 22 gün sonra sandıklara giderek yerel yöneticilerimizi belirleyeceğiz. Kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini görüyoruz. 31 Mart mahalli idareler seçimlerine hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü kadınların günüdür.

Kamu çalışanlarına kötü haber! Personel servisleri kaldırılıyor Kamu çalışanlarına kötü haber! Personel servisleri kaldırılıyor

Kendimizi bugüne kadar asla sloganlara hapsetmedik. Kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin; ülkemiz, milletimiz ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinde koştuk.

Kadınların, şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir.

"BİZİM İNANCIMIZDA VE KÜLTÜRÜMÜZDE AİLE TOPLUMUN TEMEL DİREĞİDİR"

2024-2028 yılları arasını kapsayan strateji belgemiz 5 temel amaç üzerinde yükselmektedir. Kamu kurumlarımızın yanı sıra, iş dünyamızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşeni yapacaklarına inanıyorum. Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak, her açıdan daha huzurlu bir gelecek inşa etmenin çabası içerisindeyiz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yer yüzüne indirilen insanlar olan Hz Adem ve Hz Havva ilk ailedir. Aile bireyleri ayakta tutmuş. Ailenin zayıfladığı dönemlerde kadın erkek çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiştir. Güçlü aile geleceğimizin de garantisidir. Aile ile kadını ayıran, kadın ve aile arasında duvarlar koyan her türlü anlayışı reddediyoruz. Ülkemizde aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesim eskiden beri var. Bakanlığımızın adında yer alan aile kavramından bile rahatsız oluyorlar. Kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler yine bunlardır.

Aile bireyleri ayakta tutmuş, iyi güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini sağlamıştır. Güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk şartı da şüphesiz güçlü kadındır. Kadınla aile arasına duvar ören her türlü anlayışı reddediyoruz. Ülkemizde aile kavramına alerjisi olan bir kesim var. Bunlar modernleşme anlayışıyla aileye yapısına adeta savaş ilan etmiş durumdalar. Bunların bir özelliği de lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmamaları. Ama kendi görüşlerine uymayanları ayrıştıran da yine bunlar. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan cinsiyetsizleştirme politikalarına karşı tek bir cümle kurmazlar. Bazı kibirli siyasetçilerin ev kadınlarını aşağılamasına gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallerindeki kadına yönelik tacizi asla gündeme getirmezler. Söz konusu gerçekten kadınların özgürce var olma hakları olunca bunlar çifte standardın yanında saf tutarlar. Soruyorum sizlere, dünyada kadın hakları diye ortalığı ayağa kaldıranların, Filistin'de katledilen 32 bin masum için seslerini hiç duyduğumuz mu? İnsanlığa hak hukuk dersi verenlerin İsrail'e ses çıkardığını gördünüz mü? Son raporunda Türkiye'yi eleştiren Avrupa Konseyi'nden, İsrail'e gizli açık destek dışında bir laf işittiniz mi?

TÜRKİYE TARİHİNİN EN ÖZGÜRLÜKÇÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTUK

Türkiye olarak biz, diplomatik girişimlerimizle kendi duruşumuzu sergiliyoruz. Çünkü biz onlar gibi riyakar değiliz.

Bizim inancımız, cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Nene Hatun'dan Şerife Bacı'ya kadar nice kadın kahramanlarımızın başalarını biz nasıl unutabiliriz. Aybüke Öğretmen'inin fedakarlıklarını biz nasıl unutabiliriz? Son 21 yılda yazdığımız başarı destanından ülkemiz kadınlarının çabasını nası inkar edebiliriz. Ekonomiden eğitime, demokrasiye kadar her alanda ortada göz kamaştırıcı bir başarı varsa bunda erkekler kadar kadınların da emeği vardır. Türkiye tarihinin en özgürlükçü günlerine birlikte kavuştuk. Kim eski Türkiye'den övgüyle bahsediyorsa sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, işten atılarak, darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadeleyle elde ettiniz. Sizlerin bu asil ve zorlu mücadelesine sahip çıktık. Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınlara, iş eğitimi temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi konusunda neler yaptığımızı en iyi sizler biliyorsunuz.

Ayrıntılar geliyor...

Editör: Yudum Özel