ÖZEL HABER - GİZEM GÜVEN
Türkiye ekonomisinde son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon ve dalgalı döviz kuru, yatırımcıların birikimlerini değerlendirme tercihlerinde önemli değişimlere yol açtı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan mevduat uzmanı, yatırımcı davranışlarını şekillendiren bu gelişmeleri, olası stratejileri ve sektörün dijital dönüşümünü ayrıntılarıyla anlattı.
Uzman, “Artan enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları, bankaların kullanmış olduğu faiz oranlarını da artırdı. Yüksek enflasyon karşısında bankalar faiz oranlarında ciddi yükselişe gitti. Yatırımcılar ise dünyanın içinde bulunduğu çatışma durumundan dolayı hem İsrail-İran hem de Ukrayna-Rusya Savaşlarından dolayı, panik ve korkuya kapılıp ani döviz kurunda artış beklentisiyle döviz alımına olan talebi artırıyor. Son dönemde enflasyondaki azalış beklentisiyle beraber tekrardan bu yılın sonuna doğru mevduat faiz oranlarının yüzde 30 bandına gelmesi bekleniyor.” dedi.
TASARRUF SAHİPLERİ İÇİN UZMANından ÖNERİLER!
Riskleri minimize etmek isteyen tasarruf sahipleri için önerilerini paylaşan uzman isim, “Türkiye'de portföy yönetim şirketleri tarafından oluşturulan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun onayından geçen yatırım fonları, TEFAS sistemi üzerinden işlem görmektedir. Bu fonlara, TEFAS’a üye olan bankalar ve aracı kurumlar aracılığıyla erişim sağlanabilir ve alım-satım işlemleri gerçekleştirilebilir. Burada para piyasası fonları daha az riskli ve daha garanti getiri sağlayan fonlardır. Bunlar tercih edilebilir elbette. Bir kısmını mevduata bir kısmını fonlarda bir kısmını altına yüzde 10'luk kısmını da BIST30 hisse senetlerinde değerlendirebilir. Tabi bu kişinin risk algısına göre de değişebilir.” ifadelerini kullandı.

‘KLASİK VADELİ HESAP ANLAYIŞI YERİNİ, FİNANSAL TEKNOLOJİLERLE ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ BİR TASARRUF EKOSİSTEMİNE BIRAKACAK’
Bankacılık sektörü, müşteri alışkanlıklarındaki değişimi yakından izliyor ve teknolojik altyapısını bu doğrultuda yeniliyor. Klasik mevduat anlayışı yerini daha esnek ve dijital ürünlere bırakıyor. Uzman, bu dönüşüm sürecine dair şunları söylüyor:
“Dijital bankacılık ve fintech alanındaki hızlı gelişmeler, mevduat ürünlerinin yapısını ve sunuluş biçimini köklü şekilde değiştiriyor. Eskiden mevduat dediğimizde akla sadece vadeli ya da vadesiz hesaplar gelirdi. Ancak bugün müşteriler hem dijital kanallar üzerinden saniyeler içinde işlem yapmak hem de tasarruflarını daha esnek, getirisi yüksek ve kişiselleştirilmiş ürünlerde değerlendirmek istiyor. Bu değişim, bankaları klasik mevduat ürünlerini yeniden tasarlamaya zorluyor. Örneğin, artık günlük faiz işleyen esnek vadeli hesaplar, mobil uygulamalar üzerinden tanımlanabilen hedefe yönelik birikim hesapları ve dövize endeksli hibrit ürünler gibi seçenekler sunuluyor. Bazı fintech girişimleri ise kullanıcılarına yatırım fonlarına entegre dijital birikim modelleri veya anlık faiz karşılaştırması gibi yenilikçi çözümler sağlıyor.
Bankalar bu dönüşüme ayak uydurabilmek için teknolojik altyapılarını güçlendiriyor, kullanıcı deneyimini merkeze alan dijital platformlar geliştiriyor. Gelecekte mevduat ürünlerinin daha çok veri odaklı, kişiye özel ve yatırım araçlarıyla entegre bir yapıya kavuşacağını öngörüyoruz. Yani klasik 'vadeli hesap' anlayışı yerini, finansal teknolojilerle zenginleştirilmiş, çok boyutlu bir tasarruf ekosistemine bırakacak.”

FAİZ ORANLARINDA YAŞANAN YÜKSELİŞ MEVDUAT HESAPLARINA İLGİYİ ARTIRDI
Son dönemde faiz oranlarında yaşanan yükseliş, mevduat hesaplarına ilgiyi artırmış durumda. Ancak mevduat uzmanı, bu ilginin ne derece kalıcı olacağına dair önemli bir noktaya dikkat çekiyor:
“Yükselen faiz oranları, özellikle belirsizlik dönemlerinde yatırımcıların daha güvenli limanlara yönelmesine neden oluyor. Türkiye’de de son dönemde faizlerin artmasıyla birlikte mevduat hesaplarına olan ilgi ciddi şekilde yükseldi. Çünkü insanlar hem parasının değerini korumak hem de risksiz bir getiri elde etmek istiyor. Ancak bu ilginin kalıcı olup olmayacağı, büyük ölçüde ekonomik politikalara ve enflasyon beklentilerine bağlı. Eğer faiz oranları düşerse ve enflasyon da kontrol altına alınırsa, yatırımcılar yeniden borsa, altın, döviz veya yatırım fonları gibi alternatif araçlara yönelebilir. Yani mevduata olan ilgi bir anlamda fırsat odaklı ve dönemsel oluyor. Bununla birlikte, bankalar da artık sadece faiz oranı değil, mevduat ürününün esnekliği, dijital kolaylıkları ve ek avantajlarıyla da müşterileri elde tutmaya çalışıyor. Bu stratejiler başarılı olursa, mevduat ürünlerine olan ilgi daha istikrarlı hale gelebilir. Ama net olarak söylemek gerekirse; faiz nereye giderse, tasarruf sahibinin rotası da genellikle oraya doğru kayıyor.”