Kamu kurum ve kuruluşlarında Yardımcı Hizmetler Sınıfı'nda (YHS) görev alan engelli personeller çok ağır şartlarda, mobing altında, görev tanımı olmadan çalıştıklarını, kamunun üvey evlatları olduklarını belirterek çalışma şartlarının düzenlenmesini talep ediyor. 

Engelli YHS personelleri sağlık problemlerinden ötürü özel hayatlarında zorluk yaşarken çalışma hayatlarında da sıkıntı yaşıyor. Sağlık şartlarına göre muamele görmek isteyen, canlarını tehlikeye atmadan çalışmak isteyen engelli YHS personelleri birçok mecrada yetkililere seslenerek bir düzenleme yapılmasını istiyor. 

2010 yılında yapılan referandumda Anayasanın 10. maddesine ilave edilen cümlede 'pozitif ayrımcılık gereği engelliler hakkında alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olamayacağı' ifadesi yer almakta. Ancak aradan yıllar geçmesine rağmen engelli vatandaşların önlerindeki engeller kaldırılmadı.  

Anayasanın 50. maddesinin 2. fıkrasında 'bedenî ve ruhî yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar', 16. maddede ' kamu kurum ve kuruluşları çalışma yerlerini ve eklentilerini engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirmek , engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak gerekli tedbirleri almak ve engellilerin görev yaptıkları kadronun gereği olan işleri yapabilmeleri için engel durumlarına göre gerek duyulan yardımcı ve destekleyici araç gereçleri temin etmek zorundadır', 16. maddenin 2 fıkrasında 'engelliliği artıcı ve ek engel getirici işlerde çalıştırılamaz' gibi birçok madde varken iş uygulamaya geldiğinde engelli vatandaşlar neredeyse engelsiz vatandaşlarla aynı şekilde muamele görüyor. 

Anayasa'da yer alan pozitif ayrımcılığa uygun olarak, engel durumlarına göre çalışma şartları isteyen engelli YHS personelleri iş hayatında daha fazla engelle karşılaşmak istemiyor.  

TÜİK enflasyon verilerini açıkladı! TÜİK enflasyon verilerini açıkladı!

Bakan Göktaş: Engelli vatandaşlarımızın,yaşamın her alanında etkin, adil şekilde yer alması bizim için son derece önemli!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, engelli vatandaşların daha iyi bir yaşam sürmesi ve toplumsal yaşama en iyi şartlarda katılması için birçok projeyi hayata geçirdiklerini belirterek, "Türkiye Yüzyılı yalnızca bir temenni değil, ülkemizin her alanda bütün insanlığa vadettiği bir huzur ve medeniyet projesidir. Engelli haklarında ve yaşam koşullarında, ülkemizin standartlara uyan değil, standartları belirleyen bir ülke olması için var gücümüzle çalışıyoruz. 2005 yılında çıkardığımız ve temel politikamızı ortaya koyan Engelliler Hakkında Kanun, bu anlayışımızın en önemli yansıması olmuştur." dedi.

"Engelli vatandaşların üreten güçlü Türkiye’nin birer ferdi olması önemli"

Uygulanan istihdam politikaları neticesinde binlerce engelli vatandaşı iş hayatıyla buluşturduklarını kaydeden Göktaş, engelli istihdamına yönelik çalışmalarla, engelli vatandaşların hem toplumla bütünleşmelerini sağladıklarını hem de üretken, bağımsız, kendine güvenen bireyler olmalarına yardımcı olduklarını anlattı.

Göktaş, engellilerin kapısının çalınmadığı dönemlerden bugünlere gelindiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Ben inanıyorum ki engelli vatandaşlarımıza gerekli imkanlar sağlandığında onları sanatta, sporda, bilimde, çalışma hayatında ve birçok alanda daha çok göreceğiz. Engelli vatandaşlarımızın üreten güçlü Türkiye’nin birer ferdi olması, toplumsal yaşamın her alanında etkin ve adil şekilde yer alması bizler için son derece önemli. Biliyoruz ki engelli vatandaşlarımızın huzuru ve güveni aynı zamanda ailelerinin de huzur ve güveni demek. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak tüm çalışma arkadaşlarımla engelli vatandaşlarımız ve onları yetiştiren emektar aileleri için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."