Bakan Tunç, CHP'nin liderine yönelik her gün hakaret etmek yerine, eser üretmesi gerektiğini savundu. "Milletin sevdalısı olmuş bir lidere her gün hakaret ederseniz, sonunuz eski genel başkan gibi olur" diyen Tunç, bu tür siyasetin hiçbir yere varamayacağını ve halkın bu yaklaşımı desteklemediğini vurguladı.
Kongrede konuşan Tunç, Kastamonu'yu "tarih kokan bir şehir" olarak tanımlayarak, şehrin Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan mirasını vurguladı. Tunç, “Kastamonu, şehit Şerife Bacı ve Halime Çavuş gibi kahramanların memleketidir” diyerek, şehrin tarihi değerlerine ve kültürel mirasına olan bağlılıklarını dile getirdi.
AK Parti'nin iktidara gelmesinin 22 yıl önce halkın talepleri doğrultusunda gerçekleştiğini belirten Tunç, partilerinin sadece eser siyasetiyle başarılı olduğunu vurguladı. "İstanbul, CHP'nin yönetiminde yaşanılmaz bir hale gelirken, biz dört yılda şehri yeniden imar ettik" diyen Tunç, AK Parti'nin her kesimden halkın talep ettiği projelere odaklandığını söyledi.
"LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR"
Laiklik anlayışına ilişkin eleştirilerde de bulunan Tunç, "Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Laikliğin yanlış uygulamalarını sona erdiren bir iktidarız" diyerek, AK Parti'nin laiklik ve özgürlükler konusundaki yaklaşımını savundu. Ayrıca, başörtüsü serbestliği konusunda yapılan yasal değişikliklere de değinen Tunç, bu adımların laiklik anlayışıyla uyumlu olduğunu belirtti.
Yenilenen teşkilatlarıyla birlikte 2028 yılına daha güçlü hazırlandıklarını belirten Bakan Tunç, “Bundan hiç şüphemiz yok. AK Parti bir millet hareketidir. AK Parti milletin talebiyle kurulmuş bir partidir. İstanbul'un CHP yönetiminde yaşanılmaz hale getirdiği şehri 4 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan yaşanılabilir hale getirmiştir. Suyu akmayan, çöpü toplanmayan, İSKİ skandallarıyla, yolu olmayan, çamur içerisindeki bir İstanbul'u 4 yılda yeniden imar etmiştir. Bu başarıyı gören milletimiz Tayyip Erdoğan bir parti kurarsa ve başına gelirse bu ülkeyi kurtarsa kurtarsa o kurtarır demiş, adeta AK Parti'nin kurulmasını talep etmiş, zorlamış, kurdurmuştur. Böylelikle 2001 yılında AK Parti kurulmuştur. Kurulduktan 14 ay sonra iktidara tek başına gelmiştir. Kurulurken tabii ki vesayetçi anlayışla da karşılaşmıştır. Darbeci anlayış istememiştir. AK Parti'nin önü kesilmek istenmiştir. Buna rağmen tek başına iktidara gelen AK Parti ile yeni bir dönem başlamıştır. Ülkemizin 81 vilayetinde hiçbir ayrım yapmadan, icraat hamlesiyle ülkemizin her tarafını eserlerle donatmaya başlamış, 90'lı yılların çekilen sıkıntılarını tek tek ortadan kaldırmaya çalışırken yine vesayetçi anlayış devreye girmiş, 367 krizi, Cumhuriyet mitingleriyle ülkenin önünü kesmeye çalışmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri mecliste krize dönüşmüştür. Anayasa tarafından meclisteki seçimler iptal ettirilmiştir. O zaman millete gidelim denilmiştir, CHP ‘Hayır millete de gitmeyelim, millette seçemez' demiştir. Millet yanlış adamı seçer demiştir. Hayır propagandası yapmışlardır. 2007 yılındaki referandumda milletimiz 'bundan sonra Cumhurbaşkanını ben seçeceğim, bu tartışmaları bir daha istemiyorum' demiştir. Yüzde 34 ile iktidara gelen AK Parti, oyunu yüzde 47'ye çıkartmıştır. 2008 yılına geldiğimizde de AK Parti'ye laikliğe aykırı eylemleri olmasından ötürü kapatma davası açılmıştır. Bugün Milli Eğitim Bakanımıza sataşanlar, laiklikle ilgili sözlerini eleştirenler, daha dün Mecliste, okullarda, üniversitelerde başörtüsü serbest olsun diyen kanuna Mecliste ‘evet' diyen 411 ele, '411 el kaosa kalktı' diyen o günün basını değil miydi? Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Herkesin inancında, düşüncesinde serbest olmasıdır. Laikliğin yanlış uygulamalarını sona erdiren bir iktidarız. O nedenle milletimizden 22 yıldır destek alıyoruz" diye konuştu.
"MİLLET, HAKARET SİYASETİNE SICAK BAKMAZ"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e eleştirilerde bulunan Tunç, “Herkes inandığı gibi yaşayacak, herkes düşüncesini serbestçe aktarabilecek. Biz, reformcu olduğumuzdan, özgürlükçü olduğumuzdan, hukukun üstünlüğünü savunduğumuz için, biz demokrasiyi savunduğumuz için, biz icraatçı olduğumuz için 22 yıldan bu yana iktidardayız. Milletin sesi olduğumuz için iktidarda bizi tutuyorlar. Eser ürettiğimiz için iktidarda tutuyor. AK Parti eser siyaseti yapıyor, AK Parti karalama siyasetine hayır diyor. Bakın bugün CHP'nin eski genel başkanı da, yeni genel başkanı da, ne eskiden ders çıkardıkları var, ne akıllandıkları var. Sürekli bu ülkenin kalbinde yer etmiş, milletin sevdalısı olmuş bir lidere siz her gün hakaret ederseniz işte sonunuz CHP'nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz. Hakaret siyasetiyle bir yere varılamaz. Millet hakaret siyasetine sıcak bakmaz, bu sizi bir yere getirmez diyoruz. 10 yıldan fazla genel başkanlığı yapıp, çok sayıda seçim geçirip, bir yere varamamış eski genel başkanınıza bakın, bugün aynı duruma düşmeyin diyoruz. Bu sefer de diyorlar ki 'Adalet Bakanı olarak siz bunları nasıl söylersiniz. Siz, bize yargı sopasını mı gösteriyorsunuz.' Hayır diyoruz, o ifadelerin, o kabul edilemeyecek çirkin sözlerin, suç teşkil edip etmediğine karar verecek olan bu ülkenin bağımsız ve tarafsız yargısıdır diyoruz. Siz, karalama siyaseti yaparsanız milletten destek bulamazsınız. O nedenle siyasette başarılı olamazsınız. O nedenle sonunuz CHP'nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz ama anlamak istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor, çünkü eser üretmek gibi, çünkü icraat yapmak gibi bir dertleri yok.”
Muhalefete eser yapmadıkları gerekçesiyle yüklenen Bakan Tunç, "Onların dertleri hep esere karşı gelmek, rahmetli Menderes'in yaptıklarına neler dediler. Merhum Menderes, 27 Mayıs Yassıada mahkemesinde ifade verirken, 'CHP yaptığımız eserlere şöyle dönüp bakmadılar' demedi mi? 'Bu ülkenin kazanımlarına bir gün çıkıp teşekkür etmediler' demedi mi? Bu Yassıada zihniyeti aynı, maalesef değişmiyor. Biz eser üretmeye devam edeceğiz, biz icraat yapmaya devam edeceğiz. 2008 yılında kapatmanın eşiğinden döndük. Sonra 2012'de MİT krizi, ardından Gezi olayları. Sokak darbesi ile iktidarı düşürmeye kalkıştılar, başaramadılar. 17-25 emniyet-yargı darbesiyle iktidarı düşürmeye çalıştılar, başaramadılar. 2015'te terörü azdırarak ülkede bir kaos ortamı oluşturmanın gayretinde oldular, yine başaramadılar.” dedi.
"AK PARTİ ESER SİYASETİ YAPMAYA DEVAM EDECEK"
15 Temmuz darbe girişimini hatırlatan Tunç, “15 Temmuz hain FETÖ kalkışması ile bu ülkenin kutlu yürüyüşünü sona erdirip, dışardaki sahiplerinin bölgedeki planları gerçekleştirmeleri, Ortadoğu'daki enerjiye hakim olabilmek için uygun bir yönetim oluşturabilmeleri için asker kılığına giren teröristler milletin üzerine silah çektiler. Milletimiz o gece öyle bir kahramanlık gösterdi ki, Şerife Bacı, Halime Çavuş gibi meydanlara koştu. O gece lideriyle darbecilere karşı durdu ve o karartılmak istenen Türkiye'yi aydınlığa taşıdı. Şimdi sıra enflasyonda. 2002'de çift haneli aldığımız enflasyonu nasıl tek haneye düşürdüysek yine tek haneye düşüreceğiz. Emeklimizin, işçimizin, memurumuzun alım gücünü artırarak yolumuza devam edeceğiz. AK Parti eser siyaseti yapmaya devam edecek. AK Parti hep önce insan dedi. İnanı güçlendirmeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan ülkemizi kalkındırmanın gayreti içerisinde olduk. Ayrım yaptık mı hiç? Havalimanı yaparken Hakkari'ye de yaptık, İstanbul'a da yaptık. Baraj yaparken Kastamonu'ya da yaptık, Sinop'a da yaptık. Üniversiteler yaparken Ardahan'a da, Muğla'ya da yaptık. Bölünmüş yolların gitmediği bir memleket kaldı mı? Hiçbir ayrım yapmadan ülkemizin her köşesine yatırım götürdük. AK Parti'nin en önemli özeliği ayrım yapmaması. Doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin her bir köşesinde eserler ürettik. Eserler ürettiğimiz için milletimiz 22 yıldır iktidarda tuttu. 2028 geldiğinde milletimiz yine icraata, esere evet diyecek, karalama siyasetine, boş konuşmaya hayır diyecek, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti diyecek, Cumhur İttifakı diyecek” şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NA YENİ BİR ANAYASAYLA BAŞLARIZ"
Ülkede demokratik, katılımcı, sivil bir anayasayla Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceklerini söyleyen Tunç, “Tabii ki bu bir uzlaşmayla olacak şey. Mecliste siyasi partilerimizin bir araya gelip ‘biz bir toplum sözleşmesi yapmalıyız' demeleri gerekiyor. ‘Biz herkesi kucaklayan, her düşünceyi temsil eden, ayrı gayrımız olmayan bir anlayışla yeni bir anayasayı yapmalıyız' diyen parlamenterler, diyen partiler milletin gönlünde taht kurar. Ama buna karşı çıkanlar 2028'de konulacak sandıkta da milletten cevabını alır. İnşallah böyle bir olumlu tabloyu Mecliste sergiler ve Türkiye Yüzyılı'na yeni bir anayasayla başlarız" dedi.