Raporda, Atatürk’ten gazeteci olduğunu iddia ederek mülakat talep eden İngiliz kadının İstanbul’daki Pera Palas’ta katibiyle birlikte kaldığı bilgisi yer alıyor. Kadının talebine sıcak bakmayan Atatürk, onun bir casus olabileceğinden şüpheleniyor ve bu kadının geçmişi hakkında derinlemesine bir araştırma yapılması talimatını veriyor. Ayrıca, mülakatın kabul edilip edilmeyeceği konusunda karar verilmeden önce, kadının yazışmalarının ve belgelerinin gözden geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
MİT, Kadının İzini Sürdü, Belgeleri Topladı
MİT, 4 saatlik bir sürenin ardından bu kadına dair ilk bilgi raporunu hazırlayarak Atatürk’e sundu. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, kadının iletişim bilgileri, yazışmaları ve resmi evrakları titizlikle incelendi. Kadınla ilgili yapılan araştırmalar, onun İngiliz hükümetiyle herhangi bir bağının olup olmadığını tespit etmeye yönelikti. Ancak en dikkat çeken nokta, kadının kişisel belgelerinin ve o dönemdeki mektuplarının MİT tarafından elde edilmiş olması.
Atatürk’e Sunulan Rapor: Casus Olup Olmadığı Hala Belirsiz
Raporda, MİT’in kadının ayrılmasına iki gün kala elde ettiği tüm bilgileri ve fotoğraflarını Atatürk’e sunduğu belirtiliyor. Fakat, bu belgelerin bir casusluk şüphesini kesin olarak ortadan kaldırıp kaldırmadığı netlik kazanmış değil. Raporda, kadının odasına girilerek daha fazla bilgi toplanması gerektiği de belirtiliyor.

Atatürk’ün Kararı ve Olayın Gizemi
MİT, bu olayla ilgili olarak herhangi bir sonuca varılmadığını, ancak Atatürk’e verilen bilgilere dayanarak kararın bir süreliğine ertelendiğini bildiriyor. Bu gizli rapor, 1935 yılındaki önemli bir casusluk soruşturmasının sadece bir parçası olarak kayıtlara geçiyor. O dönemin önemli liderlerinden Atatürk, bu kadın hakkında tüm belgeleri ve şüpheli bağlantıları gözden geçirerek bir karar almaya çalıştı.
MİT tarafından yayımlanan bu rapor, Türk istihbaratının erken dönemlerine ışık tutarken, casusluk faaliyetlerine dair şüphelerin nasıl titizlikle araştırıldığını gözler önüne seriyor.