Orta Doğu’nun en gizemli topluluklarından biri olan Dürziler, son dönemde hem siyasal hem de dini kimlikleriyle yeniden gündemde. Kapalı inanç yapıları, tarihsel kökenleri ve farklı ülkelerdeki stratejik varlıklarıyla dikkat çeken bu topluluk, hem merak konusu hem de araştırmaların odak noktası hâline geliyor. Peki Dürziler kimdir, neye inanırlar ve neden bu kadar dikkat çekiyorlar?
Dürziler Nerelerde Yaşıyor?
Dürziler bugün ağırlıklı olarak Lübnan, Suriye, İsrail ve Ürdün başta olmak üzere Orta Doğu’ya yayılmış durumdalar. Nüfusları 1 milyonun üzerinde. Coğrafi dağılımları şöyle:
Suriye: Yaklaşık 700 bin Dürzi, özellikle Suveyda ve Şam çevresinde yaşıyor.
Lübnan: Yaklaşık 250 bin kişilik nüfusla Dürziler, siyasette oldukça etkili. En tanınan liderleri Velid Canbolat.
İsrail: Yaklaşık 130 bin Dürzi, İsrail vatandaşlığı ile yaşıyor. İsrail ordusunda görev almalarıyla dikkat çekiyorlar.
Ürdün ve Golan Tepeleri: Golan’daki Dürziler ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. İsrail’in bu bölgedeki bazı Dürzi gruplarına destek verdiği iddiaları gündemde.
Dürziliğin Ortaya Çıkışı: El-Hâkim ve İlahi Tecelli İnancı
Dürziliğin temelleri 11. yüzyılda, Mısır’da hüküm süren 6. Fatımî Halifesi el-Hâkim bi-Emrillah döneminde atıldı. Başlangıçta İsmaili Şiiliği içinde yer alan bu inanç, zamanla ayrışarak farklılaştı.
Dürzilere göre el-Hâkim, Allah’ın yeryüzündeki tecellisidir. Bu görüş, İslam'ın ana akımlarıyla büyük çelişki doğurdu. İnanç sistemi, veziri Hamza bin Ali ve onu takip eden dini liderler tarafından geliştirildi.
Dürzi İnancı Neye Dayanır?
Dürzi inancı, gizli öğretilere dayanır ve dışa kapalıdır. İman esasları yalnızca seçilmiş bir zümreye – “uqqal” (bilge olanlar) – açıklanır. Geri kalan toplum üyeleri “cuhhal” (bilgiye erişemeyenler) olarak kabul edilir.
İnançta reenkarnasyon vardır, cennet ve cehennem sembolik yorumlanır. Kutsal kitapları olan “Rasa’il al-Hikma” (Hikmet Mektupları), yalnızca inançlı Dürziler arasında dolaşır ve halka açık değildir.
Neden ‘Dürzi’ Adı Kullanılmak İstenmiyor?
“Dürzi” kelimesi, inancı halka açık bir şekilde yaymaya çalışan ve sapkın ilan edilen Muhammed b. İsmail (Neştekin ed-Derezî)'den geliyor. Dürziler, onun düşüncelerini reddettikleri için bu isimle anılmak istemiyor.
Kendilerine “Muvahhidûn” yani “tevhid ehli” demeyi tercih ediyorlar.
Dürziler dışa evlilik yapmazlar, din değiştirmezler ve inançlarına yeni üye kabul etmezler. Bu yüzden nüfusları sınırlı bir çerçevede kalır. Her ne kadar modern hayata entegre olsalar da, inanç ve geleneklerini sıkı şekilde korurlar.
Lübnan’da etkin bir siyasi güç olan Dürziler, İsrail’de ise orduya katılan tek Arap grubu olarak biliniyor. Bu durum onları İsrail-Filistin meselesinde farklı bir pozisyona yerleştiriyor.