Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde binlerce vatandaşın nüfus cüzdanında doğum tarihi olarak "1 Ocak" yazıyor. Ancak bu durum bir tesadüf değil. Bölgede yaşanan sosyo-ekonomik ve kültürel dinamiklerin bir sonucu olarak geçmiş yıllarda doğum tarihlerinin geç kaydedilmesi nedeniyle böyle bir durum ortaya çıkmış. Çocukların nüfusa geç kaydedilmesi ve ailelerin ihmalleri, "1 Ocak" tarihinin çok sayıda kişinin doğum günü olarak kaydedilmesine neden olmuş.
Neden 1 Ocak? Kaymakam Tanrıseven Anlatıyor
Çınar Kaymakamı Hasan Tanrıseven, özellikle 1960 ve 70'li yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da doğan çocukların çoğunun nüfusa geç kaydedildiğini belirtiyor. Tanrıseven, “Aileler çocuklarının doğum tarihini sorulduğunda çoğunlukla ‘bağ bozumu, kar yerdeyken, ekin zamanı’ gibi cevaplar veriyordu. Bu belirsizlik içinde memurlar bir tarih seçmek zorundaydı ve çoğu zaman 1 Ocak yazıldı” dedi. Bu durum, bölgedeki sosyal yapının ve yaşanan pratik zorlukların etkisiyle şekillendi.
Aileler Neden Geç Kayıt Yaptı?
Diyarbakır İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Kemal Okumuş, geçmişteki koşulların bu olayı doğurduğunu ifade ediyor. Aileler, doğum tarihlerini hatırlamadıkları gibi nüfusa kayıt işlemlerini yıllarca ertelemişlerdi. Okumuş, “Memurlar ailelerin beyanına dayanarak ya da kendi inisiyatifleriyle tarihleri belirledi. Çoğu zaman bu tarih de 1 Ocak oldu” dedi. Bugün doğum kayıtları daha sağlıklı ve düzenli bir şekilde yapılırken, geçmişteki eksiklikler hala günümüzde hissediliyor.
Birçok kişi nüfus cüzdanındaki 1 Ocak tarihini gerçek doğum günü olarak kabul ediyor ve yeni yılı aileleriyle birlikte kutluyor. Ancak 1 Ocak tarihinin seçilmesi, yalnızca “tatlı bir tesadüf” değil. Diyarbakır Tanıtma Vakfı Başkanı Erhan Akalınlar, bu kişilerin gerçek doğum tarihlerinin asla öğrenilemeyeceğini belirtiyor. “Ailelerinden sorduklarında ‘don vardı, kar kalkmamıştı, hasat zamanıydı’ gibi yanıtlar alıyorlar. Bu da bu durumun kişisel bir tercihten çok, daha geniş sistematik bir sorunun sonucu olduğunu gösteriyor” dedi.
Kaymakam Tanrıseven, özellikle sosyal yardımlaşma vakıflarının katkılarıyla doğum kayıtlarının artık daha sağlıklı bir şekilde yapıldığını ifade ediyor. 2002 sonrası sosyal yardımların artması, ailelerin çocuklarını yasal süre içinde kaydettirmeye başlamalarını sağladı. İl Planlama Koordinasyon Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmaya göre, Çınar ilçesinde 2000'lerin başında doğumların %70’i yasal süresinde kaydedilmiyordu. Ancak bugün bu oran oldukça düşmüş durumda.
Geçmişte, çocukların doğum tarihleri, o dönemin özgün olaylarıyla hatırlanıyordu. “Cumhuriyet Bayramı’ndan kısa bir süre önce” ya da “Dicle Nehri’nin taştığı yıl” gibi ifadeler, kayıt altına alınmayan yaşamların sembolü haline gelmişti. Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde binlerce kişi hala yaşını tam olarak bilmiyor. Geçmişteki bu sistematik kayıt eksiklikleri, bölgedeki kişisel tarihlerde derin bir boşluk bırakmış durumda.