İsrail'in İran'daki nükleer tesisler ve füze üslerine yönelik saldırılarının ardından başlayan çatışmalar beşinci gününe girdi. Bölgedeki siviller güvenlik amacıyla sığınaklara yönelirken, Türkiye’de de “Sığınak var mı?” sorusu kamuoyunun gündemine taşındı.
Çatışma ortamı devam ederken, başkentlerden yükselen patlama sesleri dikkat çekiyor. İran'ın İsrail’e yönelik geniş çaplı karşı saldırıları sürerken, olası bir kriz durumunda Türkiye’deki sığınak yapılarıyla ilgili bilgi arayışı arttı.
Türkiye’de sığınak var mı?
Türkiye'de savaş, saldırı veya afet durumlarında kullanılabilecek sığınakların bulunup bulunmadığı merak ediliyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklere göre; toplu konut projeleri, kamu binaları, hastaneler, okullar ve büyük iş merkezlerinde sığınak yapımı zorunlu tutuluyor.
Sığınaklara ilişkin esaslar, 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 12/e maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 36. ve 44. maddelerine dayanılarak hazırlanan “Sığınak Yönetmeliği” kapsamında belirleniyor. Bu yönetmeliğin uygulanmasından yapı ruhsatı ve kullanım izni veren kurumlar sorumlu. Ayrıca valilikler ve büyükşehir belediyeleri denetim yetkisine sahip.
Toplanma alanları sığınak mı?
AFAD tarafından belirlenen toplanma alanları ise doğrudan sığınak olarak değerlendirilmiyor. Bu alanlar, deprem, yangın ve sel gibi afetlerin ardından halkın geçici olarak güvenli bir şekilde toplanabileceği yerler olarak belirleniyor.
Sığınaklar ise nükleer, biyolojik, kimyasal ya da konvansiyonel silahların etkilerinden korunmak üzere özel olarak inşa edilen, kapalı, dayanıklı ve yalıtımlı alanlar olarak tanımlanıyor. Bu nedenle toplanma alanları sığınak niteliği taşımıyor.
Kaynak: Türkiye Gazetesi