30 yıl önce, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından soykırım olarak kabul edilen Srebrenitsa katliamı, hala hafızalarda taze ve acı verici. Bosna Savaşı sırasında gerçekleşen ve 8 binden fazla Boşnak Müslümanın sistematik olarak katledildiği bu trajedi, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak kabul ediliyor.
Srebrenitsa’da Neler Yaşandı? Tarihin Kanlı Dönemi
1990'ların başında Yugoslavya'nın dağılması sonrası Sırplar, Boşnaklar ve Hırvatlar arasında başlayan savaşta, 1993’te Srebrenitsa kasabası BM tarafından “güvenli bölge” ilan edildi. Ancak 11 Temmuz 1995’te Bosnalı Sırp güçleri, General Ratko Mladiç komutasında kasabaya saldırdı ve BM barış gücü askerlerinin yetersiz müdahalesiyle 20 binden fazla Müslüman sivilin bir kısmı teslim edilirken, en az 8 bin 372 erkek sistematik olarak katledildi.
Soykırım mı, Savaş Suçu mu? Mahkeme Kararları Ne Diyor?
Lahey’deki Birleşmiş Milletler Mahkemesi ve Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), Ratko Mladiç ve Radovan Karadziç’in de aralarında bulunduğu yaklaşık 50 Bosnalı Sırp lideri Srebrenitsa’daki savaş suçlarından mahkum etti. Mladiç ve Karadziç, soykırım suçundan müebbet hapis cezası aldı. Mahkeme, katliamın önceden planlandığını kanıtladı ve “insanlığın bildiği en iğrenç suçlar arasında” olarak tanımladı.
Ancak, Bosnalı Sırp yetkililer ve bazı Sırp çevreler bu katliamın soykırım olmadığını, sadece savaş suçu olduğunu iddia ediyor. 2024’te Bosnalı Sırp milletvekilleri, bu görüşü destekleyen bir rapor kabul etti.
2023 yılında BM, katliamın başladığı 11 Temmuz’u “Katliam Kurbanlarını Anma Günü” ilan etti. Kararın kabulü sırasında Türkiye, ABD, İngiltere ve Fransa destek verirken, Sırbistan, Rusya ve Çin gibi ülkeler karşı çıktı. BM Güvenlik Konseyi’nde ise Rusya’nın veto hakkı nedeniyle benzer bir karar kabul edilmedi.
Uluslararası toplumun dikkatini tekrar çektiği bu karar, Srebrenitsa’daki trajedinin unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılması için büyük önem taşıyor.
Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), katliamda baş aktörler Mladiç ve Radovan Karadziç’e soykırım suçundan müebbet hapis cezası verdi. BM Genel Kurulu ise 11 Temmuz’u “Katliam Kurbanlarını Anma Günü” ilan etti. Ancak Sırp yetkililer ve bazı Bosnalı Sırplar soykırım tanımını reddediyor, yaşananları “suç” olarak kabul etmekle birlikte “soykırım” ifadesini kullanmıyor.
1990’larda ağırlıklı olarak Boşnak Müslümanların yaşadığı Srebrenitsa, savaş sonrası nüfus yapısında büyük değişim yaşadı. Bugün bölge, Sırp Cumhuriyeti sınırları içinde ve çoğunluğu Sırp nüfustan oluşuyor.
Soykırım Kurbanları Anıt Mezarlıkta Yatıyor
30 yıl önce, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından soykırım olarak kabul edilen Srebrenitsa katliamı, hala hafızalarda taze ve acı verici. Bosna Savaşı sırasında gerçekleşen ve 8 binden fazla Boşnak Müslümanın sistematik olarak katledildiği bu trajedi, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak kabul ediliyor.
Katledilen kurbanların çoğu, Srebrenitsa yakınlarındaki Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedildi. Burada binlerce sade beyaz mezar taşı savaşın acısını simgeliyor. Hala 1000’den fazla kişinin cenazesine ulaşılamadı. 30 yıl sonra bile, Srebrenitsa’da oğlunu bekleyen anne Beguna Salihovic gibi acılı aileler, kaybettikleri yakınlarının cenazelerini bulmak için umutlarını koruyor.
Potoçari Anıt Mezarlığı’nda şimdiye kadar 6 bin 751 kurban defnedilirken, kimlik tespiti yapılan birçok kurbanın cenazesi hala beklemede. Bölgede yaşanan trajedinin izleri sadece mezar taşlarında değil, hayatta kalanların yüreklerinde de derin yaralar açmaya devam ediyor.
Srebrenitsa, Avrupa'nın 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük toplu katliamı olarak tarihe geçti. BM, uluslararası mahkemeler ve pek çok ülke bu trajediyi “soykırım” olarak tanımlasa da, bölgedeki siyasi gerilimler ve inkar politikaları acıyı hafifletmiyor.
Kaynak: AA, BBC