2018 yılında yayımlanan düzenleme ile “kadro” verildiği belirtilen on binlerce belediye işçisi, fiilen belediye şirketlerinde istihdam edilmeye devam ettikleri gerekçesiyle kadro taleplerini yeniden gündeme taşıdı. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler, kamu işçisi statüsüne geçemediklerini ve hak kaybı yaşadıklarını ifade ederek, “Belediye şirket işçiliği kadro değildir” diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.
‘Kadro Verilmedi, Statümüz Değişmedi’
2018 yılında taşeron sistemine son verileceği vaadiyle çıkarılan yasal düzenleme kapsamında belediyelerde çalışan taşeron işçilerin büyük kısmı belediye şirketlerine geçirilmişti. Ancak işçiler, bu durumun gerçek anlamda bir kadro hakkı sağlamadığını belirtiyor. Belediyelerin şirketleri bünyesinde istihdam edilen işçiler, kamu işçisi statüsüne sahip olmadıkları için birçok temel haktan yararlanamadıklarını dile getiriyor.
Eşit İşe, Eşit Ücret Talebi
Belediye şirket işçileri, aynı işi yapmalarına rağmen farklı statüler nedeniyle düşük ücret ve sınırlı sosyal haklarla karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. “Eşit işe eşit ücret” çağrısında bulunan işçiler, kamu işçileriyle aynı çalışma koşullarında olmalarına rağmen, özlük hakları bakımından ciddi farklar bulunduğuna dikkat çekiyor.
Asıl İşe, Asıl Kadro Çağrısı
Sendikaların ve emek örgütlerinin de zaman zaman gündeme getirdiği bu durum, belediye şirket işçilerinin “asıl işe, asıl kadro” talebini daha görünür hale getiriyor. İşçiler, yaptıkları işin kamusal bir görev olduğunu ve bu nedenle kamu işçisi statüsünde değerlendirilmek istediklerini vurguluyor.
Gözler Yeni Düzenlemelerde
Çalışma hayatına dair yeni yasal düzenlemelerin ve reform çalışmalarının gündemde olduğu bugünlerde, belediye şirket işçileri de haklarının tanınmasını bekliyor. Kadro taleplerini her platformda dile getirmeye devam eden işçiler, eşitlik ve adalet temelinde bir çözüm bekliyor.