Memur öğretmenler; üniversitelerin eğitim fakültelerinden veya öğretmenlik yapmaya yetkili bölümlerinden mezun olmuş, pedagojik formasyonlarını tamamlamış, KPSS ile kamuya atanmış ve hali hazırda devletin farklı kurumlarında memur olarak görev yapan kişilerdir. Ancak asıl meslekleri olan öğretmenliğe geçiş yolları uzun süredir kapalı.
Yönetmelik Engeliyle Mağduriyet Büyüyor
Memur öğretmenlerin mağduriyeti, 31 Ağustos 2012 ile 17 Nisan 2015 tarihleri arasında yürürlükte olan MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle başladı. Bu yönetmelikle, memur öğretmenlerin kurum içi ya da kurumlar arası geçişine imkan tanıyan %3’lük kontenjan kaldırıldı. Oysa ki Anayasa ve hukuk sistemi gereği, bir kanun yönetmelik ile engellenemez.
Devletin öğretmen açığını ücretli öğretmenlerle kapattığı bir ortamda, zaten devlet memuru olan, maaş alan ve öğretmenlik vasfı taşıyan personelin değerlendirilmemesi, hem ekonomik anlamda verimsizliğe hem de kamu vicdanında rahatsızlığa yol açıyor. Üstelik bu kişiler, ÖABT sınavlarına girerek güncel müfredatla bağlarını da sürdürüyorlar.
Bakan Yusuf Tekin’in Açıklamaları Tartışma Yarattı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, memur öğretmenlerin KPSS’nin Genel Kültür-Genel Yetenek puanıyla kamuya atandığını belirterek, öğretmenliğe geçişlerinin önünü kesmişti. Ancak kamuoyunda bu açıklama eşitlik ilkesine aykırı bulunuyor. Zira daha önce, dershane öğretmenleri ve ücretli öğretmenler hiçbir KPSS branş puanı olmaksızın kararnamelerle MEB’e geçiş yaptı.
Memur öğretmenler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 74. maddesine uygun şekilde, daha önce uygulandığı gibi kurum içi geçiş hakkının geri getirilmesini ve %3’lük kontenjanın yeniden yürürlüğe sokulmasını talep ediyor. Bu geçişlerde de 50 taban puan şartıyla ÖABT sıralamasına göre bir değerlendirme yapılmasını öneriyorlar.
Kamuda tasarruf genelgesinin uygulandığı bu dönemde, öğretmen ihtiyacının giderilmesinde hazır ve maliyetsiz bir kaynak olan memur öğretmenlerin değerlendirilmesi hem bütçeye hem de liyakat ilkesine katkı sunabilir. Kamuoyunda ise bu adımın atılması, adalet ve eşitlik ilkesi açısından kritik bir sınav olarak görülüyor.