Enerji İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mahmud Altunsoy, 10 Haziran 2025 Salı akşamı X Platformu üzerinden düzenlenen Space odası yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Altunsoy, sendikacılığın mevcut durumunu eleştirdi, geçmiş deneyimlerinden örnekler verdi ve işçi hareketinin geleceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
Programın başında Altunsoy, konuşmanın sadece ses çıkarmakla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, 19 Nisan 2013 tarihinde kurdukları Enerji İşçileri Sendikası'nın kuruluş sürecine değindi. Altunsoy, “Türkiye’de konuşmakla bir yere varılmıyor, icraata geçmek lazım. Allah’ın ilk emri ‘oku’ ama sadece okumayla kalmamalı, anlayıp uygulamalıyız” ifadelerini kullandı.
28 yaşında, 14 arkadaşıyla birlikte sendikayı kurduklarını belirten Altunsoy, iki yıl içerisinde enerji sektöründe barajı aşan ilk alternatif sendika olmayı başardıklarını aktardı. O dönemde kendilerine yöneltilen “sizi ezerler” gibi tehditlere rağmen mücadeleden vazgeçmediklerini ifade eden Altunsoy, şu anda sendikanın Türkiye genelinde 16 bin üyesi olduğunu belirtti.
Altunsoy, konuşmasında mevcut sendikal yapıların işçileri temsil etmekten uzak olduğunu savunarak, “HAK-İŞ sağcıyım diyor, DİSK solcuyum diyor, TÜRK-İŞ iktidardan yanayım diyor. Ama işçiyi doğrudan temsil eden bir konfederasyon yok,” sözleriyle tepkisini dile getirdi. “İşçiye zulme son, bu işin sonu konfederasyon,” diyen Altunsoy, bu yönde bir oluşumun kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
'Kamu Çerçeve Protokolünü Konuşmadan Önce Sendikaların İç Yapısını Tartışmalıyız'
Enerji iş kolunda işçilerin taleplerinin karşılanmadığını belirten Altunsoy, 600 bin kamu işçisinin beklediği Kamu Çerçeve Protokolü’nün halen sonuçlanmadığını hatırlattı. Protokolün konuşulmasından önce sendikaların iç yapısının tartışılması gerektiğini söyleyen Altunsoy, bazı sendikaların işverenlere ve yöneticilere çıkar sağladığını, mobilya ve araba tahsisinden, kredi kartı ödemelerine kadar pek çok örnekle iddialarını destekledi.
Sendikaların denetlenmediğini belirten Altunsoy, 1996 yılında sendikaların bakanlık denetiminden çıkarıldığını, sonrasında ise yalnızca kendi belirledikleri yeminli mali müşavirlere denetim yaptırıldığını söyledi. Bu sistemin değişmeden sendikacılığın yeniden inşa edilemeyeceğini vurguladı.
Tayin Mağdurları ve Meslek Kodu Sorununa Yanıt
Programda dinleyicilerden gelen bir soru üzerine Altunsoy, 371 sayılı kanunun 23. maddesinin 5. paragrafından kaynaklı tayin mağduriyetlerine ve meslek kodu sorununu yanıtladı. Bazı sendikaların üyelerini farklı sendikalara geçmemeleri için tehdit ettiğine yönelik iddialara ilişkin, “Böyle bir yetkinlikleri yok. Onlar isteseler de yapamazlar, çünkü onları dikkate alan yok” dedi.
Altunsoy, mevcut sendika genel başkanlarının birçoğunun liyakatsiz olduğunu iddia ederek, “Kendi gölgelerini takip edemeyen insanlar. Üç kağıtçılıkla, taklayla bu görevlere geldiler,” ifadelerini kullandı. Enerji İşçileri Sendikası’nın kuruluş gerekçesinin de bu sistemdeki yozlaşmaya bir tepki olduğunu belirten Altunsoy, “Samimi insanlar bulmalıyız, iyilik hareketini büyütmeliyiz” diyerek işçi camiasına çağrıda bulundu.
Altunsoy, konuşmasının sonunda sendikanın 7/24 esasına göre çalıştığını, Karadeniz'den İstanbul’a kadar sahada işçilerle buluştuklarını ve gerçek sendikacılığın sahada örgütlenmekle mümkün olduğunu vurguladı.
Kaynak: İŞÇİ HABER