DAMLA EROĞLU - ÖZEL HABER
12 yıldır İzmir Bayraklı Belediyesi’nde çalışan Pınar Dinçer, 2023 yılının Eylül ayında, kızını okuldan aldığı sırada aldığı bir mesajla işten çıkarıldığını öğrendi. Hakkında 123 soruşturma olduğu iddialarına karşı dava açan Dinçer, tüm bu iddiaların asılsız olduğunu mahkeme kararıyla kanıtladı. İşine geri dönebilmek için hukuki yollara başvuran Dinçer, mahkemenin ‘işe iade edilsin’ kararına rağmen görevine tekrar dönmesine izin verilmedi. Sesini duyurmaya çalışan Pınar Dinçer, 16 Aralık 2024 tarihinden bu yana eylem yapıyor.
BAYRAKLI BELEDİYESİ, ÇALIŞANLARINI MESAJLA İŞTEN ÇIKARIYOR
Kızını okuldan aldığı sırada işten çıkarıldığını bir mesajla öğrenen Pınar Dinçer, “Yanımda iş arkadaşım vardı. Kızımı aldık. O sırada WhatsApp’tan gelen mesajı okudum. Mesajda, 'Sayın Pınar Özkan, kartınız iş akdinin sonlandırılması sebebiyle kullanıma kapalı olacaktır. İş akdinizden doğan tazminat hakkınız tarafınıza süresi içinde yatırılacaktır’ yazıyordu. Kendimi çok kötü hissettim. Neden işten çıkarıldığımı bir türlü anlayamadım. Daha önce bana bu konuda hiçbir bilgi verilmemişti. O sırada okul müdürü, arkadaşımın biriyle konuştuğunu ve sürekli benimle ilgili bilgi verdiğini söyledi. Tahmin ediyorum ki bu kişi, bilinçli olarak yanıma gönderildi. Normalde sürekli birlikte işten çıktığım ve evine bıraktığım biriydi. Belli ki işten çıkarılmam planlanmıştı” dedi.

DİNÇER: GEREKÇE OLARAK SUNDUKLARI İDDİaLARI DESTEKLEYEN HİÇBİR BELGE YOK
Yıllardır Bayraklı Belediyesi personeli olduğunu ve kimseyle bir sorun yaşamadığını belirten Dinçer, asılsız iddialar nedeniyle işten çıkarıldığını ve bunun kasıtlı bir plan sonucu gerçekleştiğini savundu. İşten çıkarılma gerekçesi olarak SGK’ya herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirten Dinçer, ''Tebligatlarda arkadaşlarıyla geçinemiyor, iş ortamını bozuyor, sürekli saatlik izin alıyor gibi gerçek dışı gerekçeleri öne sürdüler. Ancak bu iddiaları da ispatlayamadılar çünkü böyle bir durum söz konusu değil. Ben 12 yıldır bu kurumda çalıştım. Eğer öyle bir sorun olsaydı bu kadar yıl çalışmam mümkün olmazdı. Zaten iddia ettikleri gerekçelere dair ellerinde resmi bir belge, tutanak ya da savunma yok'' diye konuştu.

BAYRAKLI BELEDİYESİ MAHKEME KARARINI TANIMADI
İşten çıkarıldığı dönemin Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ile daha önce görüştüğünü söyleyen Dinçer, ''Yolda karşılaştığımızda neden beni işten çıkardınız diye sordum. Sokak ortasında, yanındaki bürokratların önünde ‘Ben seni çıkarmadım ki. Yanlış anlaşılma olmuştur. Arkadaşlar bu duruma baksın’ dedi. Ancak beni işten çıkaran kendisiydi. Kızımla ve eşimle birlikte meclise de gittik. Orada da aynı şekilde 'Ben kimseyi işten çıkarmadım’ dedi. Şimdi yeni belediye başkanıyla da görüştüm. Bana, mahkemeyi kazanmış kişileri işe geri alacaklarını, yargı kararını uygulayacaklarını söyledi. Ancak o görüşmeden sonra hiçbir geri dönüş olmadı. Bu söz sadece bir seçim vaadi olarak kaldı'' dedi.

DİNÇER: AKRABALIK BAĞLARI, BELEDİYEDE KİMİN KALACAĞINA KARAR VERİYOR
2021 yılında Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve o dönemde ‘Bayraklı Belediyesi’ndeki mobbing öldürüyor’ haberlerinde adını geçtiğini belirten Dinçer, işten çıkarılmasına neden olan kişinin dönemin belediye başkan yardımcısı Tülay Şaroğlu olduğunu söyledi. Şaroğlu’nun emekli olduktan sonra kendisinin işten çıkarılmasını sağladığını belirten Dinçer,''Tül ay Hanım, benim işten çıkarılmamı sağladı. Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu’nun kardeşinin eşi olan Tülay Hanım, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Özgül Özel’in de kirvesi. Bu aile – akrabalık ilişkileriyle kimin işe alınıp alınmayacağına karar verebiliyorlar. Hükümeti bu konuda eleştiren CHP, kendi belediyelerinde akrabalarını işe alıyor'' dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmesine rağmen kendisiyle hiçbir zaman iletişime geçilmediğini belirten Dinçer, ''Özgür Özel İzmir’e geldiğinde kendisiyle görüşme fırsatı buldum ve yaşadığım süreci anlattım. Tülay Şaroğlu ile olan meseleyi de aktardım. Bana, ‘Bizim Şaroğlu’ dedi. Telefon numaramı aldı ve iletişime geçeceğini söyledi. Ancak daha sonra sekreterini aradığımda, kendisinin bu konuda bir bilgisi olmadığını söylediler ve konu kapandı'' dedi.

DİNÇER: İZMİR DEĞİL TUNCELİ BELEDİYESİ
CHP’li İzmir Belediyesi'nin tanıdıklarını işe alırken mevcut çalışanları işten çıkardığını öne süren Dinçer, “CHP işçilerin yanında olduğunu söylüyor ama uygulamaları hiç de öyle değil. Özellikle İzmir’de son aylarda çok fazla işten çıkarma yaşandı ve bu durum devam ediyor. İzmir adeta Tunceli Belediyesi’ne dönmüş durumda. Kendi yakınlarını, akrabalarını işe alıyorlar. Aldıkları kişiler hep Tuncelili. Artık burası İzmir Belediyesi değil, Tunceli Belediyesi olmuş gibi'' dedi.
İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİ, ARADIĞI DESTEĞİ SENDİKASINDAN GÖREMEDİ
2015 yılından beri DİSK - Genel İş üyesi olduğunu belirten Dinçer, ''İşten çıkarıldığımı öğrendikten sonra ilk aradığım yer kendi sendikam oldu. Ancak bırakın destek olmayı, beni suçladılar. ‘Senin savunulacak bir tarafın kalmamış, 123 tutanağın var’ dediler. Ancak dava sonucunda benim hakkımdaki tüm iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı. Zaten hakkımda iki tutanak bile olsa disiplin kuruluna gitmem gerekirdi. Oysa bırakın 123’ü, hakkımda tek bir tutanak bile yoktu. Üstelik sendikam bu konularda bilgi eksikliği içinde. Tutanak diye idari izin formlarından bahsediyorlar. 13 yıldır burada çalışıyorum ve yalnızca 23 saatlik idari iznim var. Bu izinler de işyeri tarafından verilmiş yasal izinlerdi. Bu konuda bilgisiz oldukları için beni suçladılar. Üyelerini savunmaları gerekirken işverenin tarafında yer aldılar'' ifadelerini kullandı.

BİR KADIN İŞÇİNİN HAK MÜCADELESİ DEVAM EDİYOR
Aylardır haftada en az üç gün hakkını almak için eylem yaptığını belirten Dinçer, ''Bu süreç çok yorucu ama en güzel yanı yalnız olmamam. Tanıdıklarımla değil, hiç tanımadığım insanlarla bu mücadeleyi yürütüyorum. İşten çıkarıldığımı kızımın okulunun önünde öğrendiğimde gururum incindi. O gün kendime söz verdim: Ne olursa olsun, kızımın gözündeki bu kötü imajı silmeden ölmeyeceğim. Bu mücadelemde bana inanan çok fazla insan var ve onların desteği beni motive ediyor. En çok mutlu eden şey, insanların benim eylemime destek vermesi ve benimle gurur duymaları'' dedi.