Kadro bekleyen PTT kargo işçileri de uzun süredir yetkililere sesleniyor. Yıllardır eşit işe eşit maaş ve eşit hak talep eden PTT taşeron işçileri yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirmesini beklerken günden güne artan ekonomik sıkıntılarla da mücadele ediyor. 

Sosyal medyada etkinlik düzenleyen PTT taşeron işçileri yetkililere seslenerek bu mağduriyetin bir an önce çözülmesini istiyor. Başta Cumhurbaşkanlığı CİMER olmak üzere, ilgili makamlara yazdıkları dilekçe ve mektuplarla yaşadıkları sorunları anlatan PTT emekçileri yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle dile getiriyor: 

''Sayın Cumhurbaşkanımız... Osmanlıdan bu yana sosyal hayatın içinde yer alan ve 177 yıllık köklü bir geçmişe sahip Posta ve Telgraf Teşkilatı çalışanları var olageldiği tarihi süreç içerisinde kurumsal ve özlük hakları noktasında bugün en zor dönemlerinden birini yașamaktadır. Bir yüzü ile devleti temsil eden, diğer yüzü ile milletimize hizmet eden Posta ve Telgraf Teșkilatı çalışanları hizmet noktasında devletin en büyük yükünü omuzlamalarına rağmen bugün hak ettiği noktada değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız... Posta ve Telgraf Teşkilatı taşeron çalışanları bugün gelinen noktada kendi devleti tarafndan ihmal edilmiş, itelenmiș ve ötelenmiș bir görüntü arz etmektedir. Kamudaki taşeron personelin kadrolu yaplması ve kamuda taşeronun sonlandırılması konusunda olan çabalarınızın ve emeklerinizin samimiyetine tüm kallbimizle inanmaktayız. Üzüntüyle belirtmek isteriz ki; kamunun asli ve asl işini yapan biz PTT taşeron çalışanları emekçileri bu çalışmanın kapsamı dışında bırakılmış durumdayız. Bu durum bizlerin hal ve hislerini son derece olumsuz yönde etkilemiştir. Temennimiz odur ki sőz verildiği gibi bizlerin de kapsama dâhil edilmesidir. ''

Posta Telefon ve Telekomünikasyon İşçileri Sendikası (PTT-SEN) Genel Başkanı Süleyman Şen İŞÇİ HABER'e konuşarak kadro sözünün tutulmamasına şu sözlerle tepki gösterdi:

Kamuda çalışan taşeronlara 2018'de bir söz verildi. Kadro sözü. Ancak gerçek manada bir kadaroya geçiş hiçbir yerde mümkün olmadı. 550000  civarında belediye taşeronu işçi belediye iştirak şirketlerine geçirildi. Yine bir çok sektörde taşeron işçiler iştirak şirketlere geçirilerek adına kadro denildi. 

Ancak 140 bin kişi civarında taşeron işçiye hiçbir şekilde kadro gelmedi. PTT, karayolları, ALO170, hastane bilgi işlem çalışanları ve çoğaltabiliriz. 

Her seçim arifesinde kadro söylemleri ekranlarda, Meclis'te köpürtülüyor ancak verilen sözün üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen somut bir adım ne yazık ki atılmıyor. 

Kamuda ve özel sektörde taşeron olarak çalışan birçok işçinin taşeronluk durumu da kalmamıştır. Taşeronluk yardımcı işçiliktir.

Örnekleyecek olursak PTT'de hizmetli olarak çalışan bir işçi taşeron olabilir ancak asıl iş olan posta, kargo işini yapan bir işçiye nasıl taşeron diyebiliriz?

Bugün PTT'de banka ve vezne dışında heryerde,her işte taşeron işçiler çalıştırılıyor. Mahkeme kararlarına,yasalara aykırı olmasına rağmen tebligat dağıtımı dahil taşeron işçi eli ile yapılıyor. Tüm şikâyetlerimiz havada kalıyor tüm ilgili merciler durumdan haberdar olmasına rağmen PTT yönetimi güvencesiz, iş korkusu ile çalışan taşeron işçilere bunu tehditlerle yaptırıyor. 

Kanunları çiğnemeye muktedir bu güç ne hikmetse işçilerin statüsünün değişmesinde bu gücü kullanmıyor.  Çünkü arada taşeron şirketlere büyük rant sağlanıyor, büyük paralar kazandırılıyor. 

Bir diğer sebebi çok daha güvencesiz olan taşeron işçiye mobbing yapmak çok daha kolay geliyor. 
PTT-SEN kurulduğundan bugüne tüm bunlarla mücadele ederken bir yandan toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli prosedürleri yerine getirmeye çalışıyor. PTT'de ilk defa taşeron işçiler adına toplu iş sözleşmesi imzalamış sendikayız. (2019 BERTEKS şirketi)

Ancak yasanın açıklarını bulan patronlar toplu iş sözleşmesi yapma yolunu kapatmanın da yolunu buldular. 
Mevcut 6356 ile taşeron işçilerin toplu iş sözleşmesi yapması neredeyse imkansızdır. 

AK Parti’den CHP’ye geçen Üsküdar Belediyesi’nde 71 işçi işten çıkarıldı AK Parti’den CHP’ye geçen Üsküdar Belediyesi’nde 71 işçi işten çıkarıldı

İşverene verilen yetki tespitine itiraz hakkı sonucu 3-4 yıl süren davalar 1-2 yıllık sözleşme imzalanan taşeron şirketlerde işletilen toplu iş sözleşmesi sürecini boşa düşürmektedir. 

Yani Türkiye Cumhuriyeti'nde sendikalaşmak anayasada yazan bir haksa da taşeronsanız bu haktan mahrumsunuz. Fiilen bu yasalar uygulatılmıyor .İşyerlerinde sendikanın "s" sini ağzınıza alırsanız işten atılırsınız. 

Toparlayacak olursak sözün özü işçileri bu güvencesiz koşullarda, haklardan mahrum bırakmanın yolu taşeron çalıştırmaktan geçiyor ve durum işlerine geliyor. Yıllardır taşeronlar bu sözün tutulmasını bekliyor. İşçiler sesini yükseltmeli bu modern kölelik taşeron sistemi her yerde son bulmalıdır.  Bizim mücadelimizde her yerde devam edecektir.