Şap, Picorna virüs ailesinden Aphthovirus alt grubunda yer alan, Türkiye’de en çok A, O ve Asia-1 serotipleriyle görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle sığır, koyun, keçi, yaban domuzu gibi çift tırnaklılarda ortaya çıkar ve zayıf hayvanlarda ölümcül olabilmektedir.
Şap hastalığı, hayvanlarda çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Yüksek ateş (40-41°C), iştahsızlık, süt veriminde azalma, ağızda ve tırnak aralarında su dolu kesecikler (veziküller), salya akıntısı, dilde soyulma ve hatta tırnak düşmesi gibi belirtiler, hastalığın habercisidir. İnsanda ise nadiren görülen bu hastalık, el ve ağız bölgesinde su dolu kabarcıklar, boğaz ağrısı ve ateş gibi grip benzeri belirtilerle ortaya çıkabilir.
Şap Hastalığı Nasıl Yayılır?
Şap virüsü, çevre şartlarına son derece dayanıklıdır. Yapağıda 24 gün, samanda 15 hafta, toprakta ise 4 hafta canlı kalabilir. Hastalık, hasta hayvanların salyası, idrarı, dışkısı ve sütü yoluyla yayılırken, fareler, kuşlar ve yaban domuzları gibi taşıyıcılar da bulaşmada rol oynar.
Şap virüsü, Picorna virüsler ailesinden Aphtovirus alt grubuna aittir ve 7 farklı serotipi (A, O, C, SAT 1, SAT 2, SAT 3, Asia 1) ile yaklaşık 64 alt tipi bulunur. Türkiye’de en sık A, O ve Asia-1 serotipleri görülür. Her bir serotip farklı belirtiler gösterebilir ve bu çeşitlilik, hastalığın kontrolünü zorlaştırır.

Şap Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur? Kaç Günde Geçer?
Hastalığın teşhisi, ağızda köpüklü akıntı, tırnak aralarında erozyonlar ve meme başlarında lezyonlar gibi belirtilerle başlar. Ancak kesin tanı için veteriner hekim muayenesi ve antijen/antikor testleri şarttır. Erken teşhis, hastalığın yayılmasını önlemede kritik bir rol oynar.
Şap hastalığı, bağışıklığı güçlü hayvanlarda genellikle hafif seyreder ve insanlarda birkaç gün içinde iyileşebilir. Ancak genç hayvanlarda hastalık daha şiddetli olabilir ve kalp tutulumuyla ölüme yol açabilir. Kuluçka süresi sığırlarda 2-7, koyunlarda ise 1-6 gün arasında değişir.
Şap Hastalığının Tedavisi var mı?
Viral bir hastalık olan şap, tam bir tedaviye sahip değildir. Veteriner hekimler, hastalığın seyrine göre destekleyici tedaviler uygular. Ancak asıl önemli olan, hastalığın yayılmasını önlemektir. Hasta hayvanları ayrı tutmak, kullanılan ekipmanları dezenfekte etmek ve atık yemleri yakmak kritik önlemlerdir.
Tarım ve Orman Bakanlığı, şap hastalığını kontrol altına almak için 6 ayda bir aşılama programı uygular. Ayrıca, sağım öncesi ekipmanların ve memelerin dezenfekte edilmesi, yeni gelen hayvanların kontrol edilmesi ve hasta hayvanların izole edilmesi büyük önem taşır. Hastalık şüphesi durumunda Tarım Bakanlığı’na bildirim zorunludur.
Şap Hastalığı İnsana Bulaşır mı?
Şap hastalığı, nadiren de olsa insanlara bulaşabilir, özellikle bağışıklığı zayıf çocuklarda ve yaşlılarda daha etkili olabilir. Ağız ve el bölgesinde su dolu kabarcıklar, boğaz ağrısı ve ateş gibi belirtiler görülür. Ancak uygun hijyen önlemleriyle bu risk en aza indirilebilir.

Şap Hastalığı Olan Hayvanın Eti ve Sütü Tüketilir mi?
Şap hastalığına yakalanmış hayvanların eti, uygun şekilde pişirilirse virüs etkisiz hale gelir. Ancak çiğ veya az pişmiş et tüketmek risk taşıyabilir. Aynı şekilde, hastalıklı hayvanların sütü içilmemeli, çünkü virüs süt yoluyla da bulaşabilir.
Şap hastalığı, çift toynaklı hayvanlar için ciddi bir tehdit olsa da, düzenli aşılama, hijyen önlemleri ve erken teşhisle kontrol altına alınabilir. Hayvanlarınızı ve kendinizi bu hastalıktan korumak için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yönergelerine uymalı, şüpheli durumlarda hemen veteriner hekime başvurmalısınız.
Kaynak: Medical Park, Acıbadem Sağlık Grubu