Türk futbolunun en çok tartışılan konularından biri: Neden genç yetenekler bir anda parlıyor ama sonrasında kayboluyor? Her dönem altyapılardan büyük beklentilerle A takıma çıkarılan, hatta geleceğin yıldızı olarak lanse edilen birçok isim, birkaç yıl içinde gündemden tamamen düşüyor. Kimisi yedek kulübesine hapsoluyor, kimisi alt liglerde tutunmaya çalışıyor, kimisi ise futboldan kopuyor. Oysa aynı yaş grubundaki oyuncular Avrupa’da yükselmeye, gelişmeye ve değer kazanmaya devam ediyor. Peki bu farkın asıl nedeni ne?
TÜRK FUTBOLUNDA GENÇLER NEDEN ANİDEN KAYBOLUYOR?
Türk futbolu yıllardır yeni yıldız adayları üretmekte zorlanmıyor. Her dönemde geleceğin yıldızı olarak lanse edilen genç oyuncular çıkıyor. Sonrasında bu oyuncuların çok büyük bir kısmı, henüz 20’li yaşlarının başında ya ya kulüp alt liglerine düşüyor ya da tamamen futbol gündeminin dışına itiliyor. Peki neden? Türk futbolunda genç yeteneklerin kısa süreli parlamalarının ardından neden kaybolduğunu anlamak için sistematik bir inceleme yapmak gerekiyor.
KULÜP SİSTEMLERİ
Türk kulüplerinin altyapılarından her dönem ciddi potansiyeller çıkıyor. Bu potansiyellerin sürdürülebilir bir şekilde profesyonel seviyeye taşınmasında büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunun başlıca nedenleri arasında;
- Altyapıdan A takıma geçişteki plansızlık: Genç oyuncular yıldız adayı ilan edildikten sonra, kısa sürede A takıma çıkarılıyor. Çoğu zaman fiziksel ve mental olarak buna hazır olmadan bu geçiş yapılıyor. Bu da oyuncunun oyun kalitesinde ve özgüveninde hızlı bir düşüşe yol açıyor.
- Süreklilik eksikliği: Genç oyunculara sabır gösterilmiyor. Birkaç kötü maç, kenara atılmalarına, hatta kulüpten tamamen kopmalarına neden olabiliyor.
- Gelişim yerine sonuç odaklı yaklaşım: Kulüpler altyapıya yatırım yapsa bile, bu yatırımlar genellikle “Bir yıldız çıkaralım, satalım” mantığıyla yapılıyor. Gelişim planı yerine ticari strateji öne çıkıyor.
- Teknik direktör istikrarsızlığı: Süper Lig’de teknik adam değişiklikleri çok sık yaşanıyor. Her yeni teknik direktör, genç oyuncuları tekrar değerlendirmektense daha tecrübeli isimlere yöneliyor.
MENAJER ETKİSİ VE YÖNLENDİRME
Genç oyuncuların kariyerinde yönlendirme çok kritik bir faktör. Ne yazık ki birçok genç futbolcu, kariyerinin en kırılgan dönemlerinde yanlış yönlendirmelere maruz kalıyor.
- Erken ve yanlış yurtdışı transferleri: Bazı gençler, Avrupa’ya gitme hayaliyle hazırlıksız şekilde yurt dışına transfer oluyor. Ancak gittikleri takımlar, bu oyunculara gerekli gelişim süresini ve sahada süreyi tanımıyor. Bu da oyuncunun özgüvenini ve ritmini kaybetmesine yol açıyor.
- Proje kulübü yerine vitrin kulübü seçimi: Birçok genç oyuncu, o an için daha büyük görünen bir kulübe transfer olmayı tercih ediyor. Sonrasında bu tercihlerde “oynama garantisi” yerine “etiket” ön planda tutulduğunda, sahada gelişim yerine tribün tecrübesi kazanılıyor.
- Menajerlerin kısa vadeli kazanç odaklı bakışı: Genç oyuncuların etrafındaki ekipler, uzun vadeli gelişim planı oluşturmak yerine, hızlı bir yükseliş ve transferle maddi kazanç elde etmeyi önceliyor. Bu da oyuncunun kariyerine değil, piyasa değerine yatırım anlamına geliyor.
AVRUPA'DAKİ SİSTEMLE BURADAKİ FARKLILIKLAR
Türk futbolundaki genç oyuncu gelişim sistemlerinin yetersizliğini daha net görmek için Avrupa’daki örneklerle kıyaslamak yeterli.
- Eğitim modeli: Avrupa’daki köklü altyapı sistemleri (örneğin Ajax, Sporting, La Masia gibi) yalnızca futbolu değil, aynı zamanda kişisel gelişimi ve disiplini de merkeze alıyor. Oyuncular burada hem saha içinde hem saha dışında yetiştiriliyor.
- Kademe kademe geçiş: Avrupa’da genç bir futbolcu, önce akademi liglerinde, sonra rezerv takımlarda, ardından A takıma yakın pozisyonlarda yer buluyor. Bu geçiş süreci zamana yayılıyor. Türkiye’de ise 17-18 yaşında “geleceğin yıldızı” etiketiyle bir anda sahneye çıkartılıyor ve beklentiler yükseltiliyor.
- Profesyonel rehberlik: Avrupa’da her genç oyuncunun kariyer yolculuğunda yanında olan mentörler, psikologlar, gelişim uzmanları bulunuyor. Türkiye’de ise bu rol, çoğunlukla menajerlerin ellerinde ve yönlendirmeleri çoğu zaman sadece maddi kaygıya dayanıyor.
TÜRK FUTBOLUNDA BAZI ÖRNEKLER
Muhammed Demirci: Henüz 12 yaşındayken “Türk Messi” yakıştırmaları yapılan Muhammed, erken şöhretin getirdiği baskıyı kaldıramadı. Beşiktaş A takımına yükseldi ama süre alamadı. Yurtdışı denemeleri başarısız oldu. Bugün amatör seviyeye yakın liglerde forma giyiyor.

Recep Niyaz: Fenerbahçe’nin büyük umutlarla vitrine çıkardığı bir diğer isim. Sürekli kiralık gönderildi, sistemli bir gelişim planı sunulmadı. Genç yaşta A takıma çıkmasına rağmen, istikrar sağlayamadı.

Emre Mor: Danimarka altyapısından yetişip Türkiye’yi seçen bir yetenek. Dortmund’a transferi büyük sükse yarattı ama disiplinsiz tavırları, uyum sorunları ve kulüp tercihlerindeki istikrarsızlık nedeniyle kariyeri bir türlü oturmadı.

Kaynak: Wikipedia, Maçkolik, beIN SPORTS