Atama bekleyen öğretmen sayıları ve branşlarında son durum Atama bekleyen öğretmen sayıları ve branşlarında son durum

Uzun süredir Türkiye gündemini meşgul eden ve eğitimi çok derinden etkileyen 'ücretli öğretmenler' sorunu çığ gibi büyümeye devam ediyor. Yıllarca eğitimini aldıklarını mesleklerini tam hakkıyla icra etmek isteyen öğretmenler, aynı işi yaptıkları meslektaşlarıyla farklı şartlara dahip olmaya tepki gösteriyor.

Yıllarca alanlarında eğitim alan ücretli öğretmenler hayallerini kurduğu mesleklerini yapmak için uzun süre boyunca kadro stresiyle mücadele etmek zorunda kalmalarına tepki gösteriyor. Ülkemizdeki eğitim sistemi ağır eleştiriler alırken milyonlarca öğretmenin mesleklerini icra etmek için yıllarca atama beklemesi eleştirilerin de odağı oldu. 

Pes etmeden birçok mecradan yetkililere seslenen ücretli öğretmenler basın açıklamalarında bulunuyor, Twitter'da etkinlik düzenleyerek basın açıklamalarında bulunan ücretli öğretmenler yetkililere sesleniyor.

Resim

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER ANKARA'DA TOPLANDI!

Ücretli öğretmenler, yaşadıkları sigorta, asgari ücret altında maaşlar ve kadro sorunu nedeniyle bugün Ankara'daki Ulus Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği tarafından yapılan açıklamaya, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da katıldı.

Basın açıklamasını, Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Başkanı Levent Atasoy ve dernek yöneticisi Gülcan Akdoğan okudu ve şunları kaydetti:

"MÜCADELEMİZ DAHA YENİ BAŞLIYOR"

"Bizle bugün, şimdi bir bile geç olmadan atama almak için buradayız, alandayız, sabırla bekledik. Umutla bekledik; bir ay önce geldik, üç ay önce geldik, geldik de geldik… Çocuklarımızın rızkı için toplandık, geldik. Seçimden önce atama diye yine geldik.

Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği ve Bursa Ücretli Öğretmenler Dernekleri, Emektar Ücretli Öğretmenler Platformu olarak biz bugün burada yine toplandık. Sayısız basın açıklamaları ve görüşmeler yaptık. Konumuz hep aynıydı, ücretli öğretmenlik adı altında ezildik. Bakan hocamız, bir avuç emektarın atamasına karşıymışsınız, KPSS ile atama ayrı, biz emektarlar ayrı. Bizi ve tecrübemizi KPSS ile mi kıyaslıyorsunuz? Hatalısınız… Yıllarca emek verdik, tecrübe ile uzmanlaştık. Devletimizin pek çok alanda KPSS olmadan alımlarını, devam ettirirken dershane öğretmenleri, taşeron işçiler gibi bize gelince mi KPSS puanı istiyorsunuz? Hatalısınız… Mevzuat ile birikmiş tecrübe arasındaki ayrımı siz bizden daha iyi bilmelisiniz.

Ücretli öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı olmadan ucuz işçiler gibi çalıştırmak, yarım SGK primi ile emekli olma hayallerini ellerinden almak ve sonrasında hadi, senle işimiz bitti diye ortada bırakmak bizce en büyük hatadır, vebaldir. Sizin karşı olmanız gereken sistem, işte bu sistemdir Bakan hocamız… Kesemize küsmeyeceğiz, mücadelemiz daha yeni başlıyor.

"BİR ÖĞRETMEN ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA, ÜÇ BEŞ ALTI BİN LİRAYA ÇALIŞIYOR. DUYUN BİZİ"

Buradan, alandan bütün toplumun önde gelen her kesimine sesleniyoruz. Bir öğretmen asgari ücretin altında, üç beş altı bin liraya çalışıyor. Duyun bizi, duyun. Sendikalara sesleniyoruz, bir öğretmen asgari ücret altında çalışıyor. Siz buna nasıl müsaade edersiniz, bizler öğretmen değil miyiz? Ülkemiz aydın kesimlerine, gazetecilerine, yazarlarına, siyasilerine, her alanın önde kişilerine sesleniyoruz. Bir öğretmen sizi yetiştiren, topluma kazandıra bir öğretmen, hiçbir özlük hakkı olmadan, bu kast sistemi içinde çalıştırılıyor. Duyarlı her bir vatandaşımıza sesleniyoruz, bizler öğretmeniz, emekli olamıyoruz bilmiyor musunuz? Yıllarca köy okullarında, tercih edilmeyen her okulda çalıştık. Milli eğitimin emektar, candan neferi olduk. Alanımızda uzmanlaştık, bizler atamaya layık olamadık. Bizler tecrübe ile piştik. Adeta saf altın gibi parlıyoruz, tecrübemiz bizim kıdemimiz, bizler kıdemliyiz. Buraya alandan söz almaya geldik, atamayı bizlere verecek misiniz? Söz istiyoruz, atama istiyoruz.

Yıllardır sesimizi duyurmak için canla başla uğraştık; şu anda geldiğimiz nokta ise sıfır. Haklarımızı istiyoruz. Özlük haklarımız yok, mağduruz. Hiçbir düzenleme yok, hala asgari ücret altında ve yarım SGK primi ile çalışıyoruz. Ne zaman buna çözüm bulacaksınız? Hangi meslekte bu şartlar var? Adımız öğretmen, statümüz yok. Kadro yok. Neyiz biz? Adımız yok. Eğitim fakültesi mezunuyuz, formasyon sahibiyiz, atamayı emek vererek hak ettik."

"BUGÜN SİZ BURAYA SÖZ ALMAYA GELDİNİZ. SANA SÖZ ÖĞRETMENİM, SENİN KAYBOLAN HAKLARINI VERMEK BİZİM BOYNUMUZUN BORCU"

Yıldırım Kaya da burada şunları söyledi:

"Dün sizinleydik, bugün sizinleyiz. Yarın da sizinle olacağız. Biz, sizin ne yaşadığınızı biliyoruz. Mahmut Hocan Ordu'da seçim çalışması yürütüyor. Hocan seni duymaz. Hocanın seni duyabilmesi için seçim meydanlarında annen, ablan, abin, çocuğun, amcan, dayın yakasına yapışmalı siyasetçilerin. 90 bin ücretli öğretmen kölelik ücreti ile yıllarca açlığa mahküm edildi. Bugün siz buraya söz almaya geldiniz. Sana söz öğretmenim, senin kaybolan haklarını vermek bizim boynumuzun borcu. Çünkü siz, alın terinizi istiyorsunuz. Bu çocuğun hakkını istiyorsunuz, bakın bu annemiz bu bayrağa sahip çıkmış. Siz cumhuriyete sahip çıkıyorsunuz. Siz, Türkiye'ye sahip çıkıyorsunuz, siz laik, demokratik, çağdaş, bilimsel, kamusal eğitim görsün çocuklarımız diyorsunuz. Siz, depremde barınma hakkınız olmadığı halde, arabanızın içinde yatıp öğrencinize sahip çıktınız. Bu devlet, size çıkmak zorunda. Size söz olsun ki 15 Mayıs'ta sizi unutmayacağız."