KPSS sınavına girip yeterli puanı almalarına rağmen atanamayan öğretmenler, özel kurumlarda çalışmak zorunda kaldı. Girdikleri kurumlarda asgari ücretin altında çalıştırılan ücretli öğretmenler, seslerini duyurmak için 22 Mart’ta 3. kez Ankara'da toplanacak. Ücretli öğretmenler, "100 bin civarında öğretmen açığı var bizler bu açığı kapatan 90 bin ücretli öğretmeniz. Sahnenin görünmeyen kısmıyız. Kadrolu öğretmenlerle 30 saat derse girmemize rağmen 1 öğretmen maaşını 3 öğretmen paylaşıyoruz. Bize yarım prim yatırıldığı için emekli olamıyoruz. Artık devletimizin bizi görmesini istiyoruz” dedi.
Ücretli öğretmenler, sorunlarını anlatmak ve taleplerini duyurmak için 22 Mart'ta 3. kez Ankara'da toplanacak. Atama bekleyen öğretmenler de 50 bin kadro talebiyle yarın Ankara'da bir araya gelecek. ANKA Haber Ajansı'na konuşan ücretli öğretmenler, yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattılar:
Ücretli öğretmen Filiz Kaya: “14 yıldır öğretmenim. İlk branşım muhasebe finansmandı. Atama sayısı en fazla 27-30 kişi olduğu için ikinci bir lisansı daha okudum. Bana ‘ne kadar maaş alıyorsun?’ diye soranlara hakkımız verilmediği için 'öbür tarafa yatırım yapıyoruz' diye espri yapıyorum. Biz yardımcı öğretmen değiliz, personel değiliz. Diğer öğretmen arkadaşlarımızla aynı saatte derse girer aynı sorumlulukları taşırız. Ama arkadaşlarımızın aldığı maaşın 3’te 1’i SGK primi, diğer arkadaşların 30 gün primi yatarken bizimki 16 gün yatar. Emekliliğim yaklaştı ama benim prim sayım 1400 gün. Benim hiçbir zaman emekli olma gibi bir şansım yok. Kıdem tazminatı ve işsizlik maaşı da almadık. Bizim istediğimiz atanmayı talep ediyoruz.”
"NE HAYALLERLE OKUTTUM"
Ücretli öğretmen annesi Gül Eroğlu: “Ne hayallerle okuttum. Yavrum kazansın diye Muş’a gittim. Karın içerisinde kuru yerde yata yata ev bulamadım, okuttum. 5 yıldır da kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde görev yapıyor. Asgari ücret bile almıyor. Ne zaman atanacak da gününü göreceğiz biz? Bunların hali ne olacak? Geçinemiyorlar, çoluk çocuk sahibi olamıyorlar.”
“DEVLETİMİZ BİZİ GÖRSÜN”
Ücretli öğretmen Efsal Yaman (Antalya): “Türk dili ve edebiyatı öğretmeniyim. 8 yıldır ücretli öğretmenlik yapıyorum. Ücretli öğretmenlikle özlük haklarımızın tanımlanmamasından dolayı birçok sıkıntı yaşıyoruz. Ücretli öğretmenlik maaşımız şu anki artırmayla beraber 3 bin 200 TL. Bu da asgari ücretin altında rakam ki bunu sadece mesleğimizi devam ettirmek adına yapıyoruz. Ayakta kalmak adına bu ücretlerle çalışılmaz. Devletimizin bunu görmesini talep ediyoruz. İnsan haklarına aykırı bir durum, 40 yaşındayım. KPSS'ye defalarca girdim bazı branşlarda kontenjan alımları çok düşük olduğu için derece yapanlar bile atanamazken bizim umudumuz kırılıyor. 87-88 puanla atanıyor benim branşım.”
“BU ŞARTLAR ALTINDA AİLE KURAMADIM”
Ücretli öğretmen Atilla (31 yaşında): “KPSS’den 79 puan aldım. Fakat atanamadım. Çünkü bölümüm her atamada sadece 1 kişi alıyor ve 86 puanıyla kapatıyor. O nedenle bir daha KPSS’nin üzerine düşmedim. Evli değilim aile kuramadım bu şartlar altında aile kurmanın pek imkanı yok. Annemle yaşıyorum. Bu aldığım ücretle tek başına yaşamam da mümkün olmazdı.”
“80 CİVARINDA PUANLARI GÖRDÜM, FAKAT MÜLAKATA HAK KAZANAMADIM”
Ücretli öğretmen Esen Kalyoncu: “Mezun olduktan sonra aktif olarak çalışıyorum. 2018’den bu yana ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Bizlere diyorlar ki, ‘niye çalışıyorsunuz. Emek sömürüsü bu işi yapmayın’ diyenler var. Benim ailem tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Ben üniversite bittiği zaman bavulumu alıp köye dönseydim belki bugün bir çalışma hayatım olmayacaktı. Evleneceğim insanı bile seçemeyecektim belki. KPSS’ye yıllarca hazırlandım. Defalarca 80 civarında puanları da gördüm. Fakat mülakata girmeye bile hak kazanamadım çünkü bizde yeterli kontenjan verilmedi. 2018’den bu yana ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Artık devletimizin bizi görmesini istiyoruz. Bizler sadece doğum yapanın, sağlık sebebiyle ayrılanın yerine girmiyoruz. Türkiye'de şu anda 100 bin civarında öğretmen açığı var bizler bu açığı kapatan 90 bin ücretli öğretmeniz. Sahnenin görünmeyen kısmıyız. Arka tarafındaki kısmıyız. Her sabah kadrolu öğretmenlerle aynı anda okula gelip aynı anda çıkmamıza, haftada 30 saat derse girmemize rağmen bir öğretmen maaşını 3 öğretmen paylaşıyoruz.”
“ÇİFTÇİLİK, HAYVANCILIK, AMELELİK YAPIYORUM…”
Ücretli öğretmen Özer dülger 46 yaşında (Kars): “Evli ve dört çocuk babasıyım. 4 bölümden mezunum. Mezuniyet alanlarımda yeterince kontenjan açılmadığı için atanamadım. Biz ücretli öğretmenlerin zaman bulup da KPSS’ye hazırlanmak gibi bir vaktimiz bulunmamaktadır. Yaş haddinden dolayı hiçbir kuruma da giremiyoruz. 22 yıldır ücretli sınıf öğretmenliği yapmaktayım. Bu 22 yıllık emeğimin karşılığı olarak sigorta prim günüm sadece 2762 gündür. 22 yıllık süreçte maaş hesabımda inanın ki 2500 TL'yi bir arada hiç göremedim. Dolayısıyla öğretmenlik görevimin yanında çiftçilik, hayvancılık, amelelik gibi işlere de bakıyorum. Bizlerin isteği, branş ve alan engeli olmadan yaş durumlarımız da göz önüne alınarak, çalıştığımız yıl ve prim hesaplı bir atama yapılmasıdır.”
“7 YIL BOYUNCA MİLLİ EĞİTİMDE ÇALIŞIP AİLEME 5 KURUŞ DESTEK SAĞLAYAMADIM”
Ücretli öğretmen Ülkü Dumrul (Iğdır): 8 yıldır mezunum. Beden eğitimi öğretmeni mezunuyum. 7 yıl Milli Eğitim’de çalıştım. Ücretli öğretmenliğin vermiş olduğu yıpratma, hezeyanlardan dolayı kendimi geliştirmek için Ankara’ya geldim. Ailem en büyük desteğim. 7 yıldır MEB’te çalışıp da aileme bir kuruş destek sağlayamadım. Ama ben bunu yediremedim kendimi geliştirmek için Ankara’ya geldim. Ancak çok işe yaramadı. Hayatımı 3 kişilik odada çok büyük paralar ödeyerek kalıyorum. Dört ay kadar özel bir kurumda çalıştım. Mobbing yedim…”
KAYNAK: DİLAN KUTLU