Türkiye'nin farklı illerinde yüzlerce işçi, artan hayat pahalılığı ve düşük ücretler nedeniyle iş bırakma eylemleri düzenlerken, sendikaların bu süreçteki tutumu da kamuoyunun dikkatini çekiyor. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan’ın Güney Afrika'da düzenlenen L20 toplantısına katılması, içeride süregelen işçi direnişleriyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
Kayseri’de Yataş İşçileri 145 Gündür Direnişte
Kayseri’de bulunan Yataş Fabrikası’nda çalışan 2 binden fazla işçi, 145 günü aşkın süredir grevde. İşçilerin talepleri net: En az yüzde 40 oranında maaş zammı. Ancak bu taleplere karşılık bulamadıklarını belirten işçiler, sendikadan da yeterli desteği alamadıklarını ifade ediyor.
Öziplik-İş Sendikası, grev sürecinde görünür bir rol üstlenmemekle eleştirilirken, HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan’ın konuya dair herhangi bir açıklamada bulunmaması işçilerin tepkisini artırdı.
'Aidat Var, Destek Yok'
Grevdeki Yataş işçileri, sendikalara olan güvenlerini kaybettiklerini açıkça dile getiriyor. İşçiler, “Sadece aidat topluyorlar, bizi savunmuyorlar. Bu nedenle sendikayı değiştiriyoruz,” diyerek mevcut sendikaya karşı memnuniyetsizliklerini kamuoyuyla paylaştı.
Altındağ Belediyesi ve HAK-İŞ Arasında Gerilim
Ankara Altındağ Belediyesi ile HAK-İŞ arasında yaşanan bir diğer kriz, işçi-sendika ilişkilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, kameralar önünde yaptığı açıklamada HAK-İŞ yönetimini eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“İşçinin değil, kendi koltuklarının derdindeler.”
Başkan Tiryaki, Ocak ayında belediye olarak işçilere zam teklifi sunduklarını, sendikanın bu teklifi reddettiğini, ancak belediyenin yine de bu zammı uyguladığını belirtti. Ardından sendikanın belediyeyi mahkemeye verdiğini açıklayan Tiryaki, mahkemenin grevin yasal olmadığı ve belediyenin haklı olduğu yönünde karar verdiğini söyledi.
İşçilerin Hakları Konusunda Sessizlik İddiası
Sendika ve konfederasyon yönetimlerine yönelik eleştiriler sadece grev süreçleriyle sınırlı kalmıyor. İşçiler, yıllarca yatırılmayan sigorta primleri, ödenmeyen alacaklar ve çözüm üretilmeyen sorunlar konusunda da sessizlikle karşı karşıya olduklarını belirtiyor.
Grevdeki işçiler ve kamuoyundaki birçok kişi şu soruyu soruyor:
“İşçinin hakkını kim koruyacak?”