Antalya’nın İsmetpaşa Caddesi’ndeki Tunca Çarşısı’nda saat tamirciliği yapan Üsame Çolak, çocuk yaşta babasının yanında başladığı mesleğini bugün hâlâ sürdürüyor. 1973 yılından bu yana saat tamiri ve satışında faaliyet gösteren Çolak, “Biz sadece saat tamircisi değil, aynı zamanda ustaydık, öğretmendik” diyor.
Üsame Çolak: 200’ün Üzerinde Çırak Yetiştirdim
Çırak yetiştirme konusunda oldukça deneyimli olan Çolak, şimdiye kadar 200'den fazla gence meslek öğrettiğini söylüyor: Bugün Antalya’da farklı noktalarda çalışan birçok saat ustası, zamanında yanımda çıraklık yaptı. Her birine mesleğin inceliklerini elimden geldiğince aktardım.

Saat tamirinde en sık karşılaştığı sorunların düşme, suya girme ve bozulma olduğunu belirten Çolak, “Mekanik saatler yıllara meydan okuyor. Bana 100 yıllık saatler getirenler oluyor. Bunlar dedelerden kalan yadigarlar. Bu saatler sadece bir aksesuar değil, bir hatıra, bir duygusal bağ aslında.” dijital saatlerin ömrünün sınırlı olduğuna dikkat çekiyor.

Üsame Çolak, saatçiliğin sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sanat ve ustalık işi olduğunu vurguluyor.
Geçmişte çırak bulmak için bir sorun yaşamadığını ancak bugün kimsenin bu mesleğe yönelmediğini ifade eden Çolak, ailelere şu çağrıyı yapıyor: Eskiden sabah erkenden çırak olmak isteyen çocuklar kapıya gelirdi. Şimdi ise hiçbir genç bu işe yanaşmıyor. Anne babalar, çocuklarını sadece masa başı işler için yönlendiriyor. Ama bu işler de yaşatılmalı.

Çolak, “Herkesin çocuğu memur olacak diye bir şey yok. Çocuklara bir meslek, bir el sanatı öğretin. Saat ustalığı gibi meslekler kaybolmamalı. Zanaatkar yetiştirmezsek, bu işler tarihe karışacak.” zanaatın toplumda yeniden hak ettiği değeri görmesi gerektiğini savunuyor.
Kaynak: DHA