5 veya 10 litrelik su şişelerinde bulunan taşıma kulpları, kullanıcıya büyük kolaylık sağlarken; daha ağır olan 19 litrelik damacanalarda kulp olmaması birçok kişinin dikkatinden kaçmıyor. Peki, neden taşıması daha zor olan damacanalar kulpsuz üretiliyor? Görünüşte pratik gibi görünen bu detayın arkasında aslında çok yönlü gerekçeler yer alıyor.
Damacanalar Neden Kulpsuz Tasarlanıyor?
Damacanalar, kullanım sonrası geri alınıp defalarca yeniden doldurularak tüketiciye ulaştırılıyor. Bu nedenle tasarımlarında kolay temizlenebilirlik büyük önem taşıyor. Kulp gibi girintili-çıkıntılı yüzeyler ise mikroorganizmaların birikmesi için elverişli alanlar oluşturabiliyor. Uzmanlar, düz ve sade tasarımın sterilizasyon işlemlerini kolaylaştırdığını, bu yüzden kulp kullanımından kaçınıldığını belirtiyor.
Her ne kadar küçük bir parça gibi görünse de kulp, üretim sürecine ekstra kalıp, fazladan plastik ve karmaşık montaj süreçleri anlamına geliyor. Bu da hem üretim maliyetini artırıyor hem de tüketiciye ulaşan fiyatları etkileyebiliyor. Dolayısıyla üreticiler, daha ekonomik ve sade çözümleri tercih ediyor.
Kulp eklendiğinde, damacanaların şekli bozulduğu için istifleme ve taşıma işlemleri daha zor hale geliyor. Düz ve silindirik yapıya sahip damacanalar, taşıma sırasında daha az yer kaplıyor, daha az zarar görüyor ve daha düzenli istiflenebiliyor.
Damacanaların yaygın olarak kullanıldığı sebil ve pompa sistemleri, düz tasarımlara göre geliştirilmiştir. Kulp eklendiğinde bu sistemlerle uyumsuzluk, yerleştirme zorluğu ve cihaz hasarları gibi teknik problemler ortaya çıkabiliyor. Üreticiler, kullanıcı konforunu düşünerek sistem uyumunu bozmamak adına kulp eklemiyor.