Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Sena Düzgün, 28 Mayıs 2025 gecesi üniversite kampüsü içinde asılı halde ölü olarak bulundu. Genç kadının intiharına ilişkin detaylar ortaya çıkarken, "Sena Düzgün neden intihar etti?" sorusu kamuoyunun gündeminde yer aldı. Üniversite kampüsünde yaşanan acı olayda, Sena Düzgün’ün intiharının perde arkasında dramatik bir aşk hikayesi çıktı.
SENA DÜZGÜN İNTİHARI
Sena Düzgün, gece saatlerinde evine dönmeyince ailesi endişelenerek sabah saatlerinde polis ekiplerine kayıp başvurusunda bulundu. Polis ve güvenlik güçleri tarafından yapılan geniş çaplı arama sonucu, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Hastanesi’nin arka bahçesindeki bir ağaca asılı cansız bedeni bulundu. Olayın ardından başlatılan soruşturma devam ediyor.
SENA DÜZGÜN'DEN İntihar Öncesi Dikkat Çeken Mesajlar
Genç kadının sosyal medya hesapları ve telefonunda yapılan incelemede, intihardan kısa bir süre önce kurs hocasına “Cenazemi alın” şeklinde bir mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Ayrıca, Instagram hesabında 26 Mayıs 2025 tarihli “Sağlıksız bir birey. Bir ölünün hatıra defteri.” notu, Sena Düzgün’ün psikolojik sorunlar yaşadığına dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor.
DİCLE ÜniversiteSİ Yönetimi SENA HAKKINDA Sessizliğini Koruyor
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili soruşturma başlatırken, Dicle Üniversitesi ve İlahiyat Fakültesi yönetiminden henüz resmi bir açıklama gelmedi. Üniversite öğrencileri ve kamuoyu, olayın arka planının detaylı şekilde aydınlatılması, olası ihmallerin ve mobbing iddialarının araştırılması yönünde çağrıda bulunuyor.
senA DÜZGÜN İNTİHARI Sosyal Medyada Büyük Yankı Uyandırdı
#SenaDüzgün etiketi kısa sürede Twitter ve diğer sosyal medya platformlarında gündem oldu. Kullanıcılar, genç kadının yaşadığı psikolojik baskıların araştırılması ve benzer trajedilerin önüne geçilmesi için üniversitelerde psikolojik destek ve danışmanlık mekanizmalarının güçlendirilmesini talep etti.
Erdinç, Hafize Sena’nın üniversite hocası ile yasak aşk yaşadığını, ilişkinin bitmesi üzerine intihar ettiğini söyledi
Olayın ardından gazeteci Emrullah Erdinç, sosyal medyada ve basına yaptığı açıklamada, Sena Düzgün’ün gerçek isminin Senay olduğunu ancak herkes tarafından “İsra” olarak bilindiğini söyledi. Erdinç, genç kızın yaşam öyküsünü şöyle anlattı:
"Karanlıkta yürüyen bir kız… Sevgiye susamış ama dimdik ayakta durmaya çalışan bir kadın. Anneyle yüzeysel, babayla kopuktu; sevgi yerine yalnızlık verilmişti ona. Hayatla bir türlü bağını koparmadı, güldü, çalıştı ve hayata tutunmaya çalıştı."
Erdinç, genç kızın üniversitede bir akademisyenle yaşadığı zorlayıcı ilişkiyi şu sözlerle aktardı:
"Üniversitede bir akademisyen sınav sırasında yardım bahanesiyle kopya verdi, ardından ilgi gösterdi, güven verdi, seviyor gibi hissettirdi. Ama bu bir sevgi değildi; bu bir oyun, bir manipülasyondu. Gizli ilişkiler, saklanan buluşmalar… Seviyor gibi yapıp ardından kaçış... Sena, bu ilişkiyi en yakın arkadaşlarına anlattı; ‘Beni gizliyor, arabasında ya da başkalarının evinde buluşmak istiyor’ dedi. Ailesi öğrense ne olacak diye sorduğunda ‘Ben vın, yani kaçarım’ cevabını verdi."
Gazeteci Emrullah Erdinç, sözlerine şöyle devam etti:
"Sena kullanıldı, duygusal boşluğu sömürüldü. Fake hesaplarla yazıldı, defalarca kandırıldı, kırılmış kalbi paramparça edildi. Üniversite ve bazı görevliler bu durumu görmezden geldi, hatta ‘Yenge’ diyerek dalga geçti. Bu bir aşk hikayesi değil, bir istismar ve duygusal savaş. Sena üç kez intihar girişiminde bulundu. Üçü de üniversiteye yakın yerlerdeydi. Çünkü bu karanlık orada başladı, büyüdü ve orada yalnız bırakıldı."
Erdinç, faillerin ortaya çıkarılması ve gerekli cezaların verilmesi gerektiğini vurgulayarak şu çağrıyı yaptı:
"Bu olay araştırılmalı. O öğretim görevlisinin yaptığı duygusal saldırının üstü örtülmemeli. Sena için adalet istiyoruz. Sessiz çığlığını başta Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumların duymasını talep ediyoruz."
