20. yüzyıl boyunca birçok kez farklı biçimlerde sahneye çıkan Ermeni terörü, 1970'li yıllarla birlikte yeniden canlandı ve bu kez hedefinde doğrudan Türkiye Cumhuriyeti yer aldı. Tarih boyunca Hınçak ve Taşnak gibi örgütlerle Osmanlı'ya karşı ayaklanmalara imza atan Ermeni radikal gruplar, bu defa ASALA (Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu) adı altında organize oldu. Sovyetler Birliği'nin desteklediği bu sol görüşlü terör yapılanması, Türkiye'yi uluslararası arenada baskı altına almak, Doğu Anadolu'yu koparmak ve sözde Ermeni davasını dünya gündemine taşımak amacıyla silahlı eylemler gerçekleştirdi. Bu örgütün Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk büyük saldırı ise 7 Ağustos 1982 sabahı Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yaşandı. Bu korkunç saldırı, yalnızca kayıplarıyla değil, aynı zamanda Türkiye’nin terörle yüzleştiği en kanlı anlardan biri olarak tarihe geçti.
ASALA NEDİR? Sovyet Destekli Terörün Yeni Yüzü
Ermeni terörünün tarihsel kökeni, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Ermeni toplumunun bağımsızlık talepleriyle şekillendi. Bu süreçte Hınçak ve Taşnak adı altında kurulan isyan ve terör örgütleri, Osmanlı toprakları içinde çok sayıda isyana ve kanlı eyleme imza attı. Ermeni isyanları, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında daha da alevlendi.
Savaşın ardından sahneye çıkan ikinci kuşak Ermeni terör yapılanması Nemesis, bu kez İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ileri gelen isimlerini hedef aldı. Aralarında Talat Paşa’nın da bulunduğu birçok siyasi lider, bu suikast operasyonlarının kurbanı oldu. Yaklaşık 50 yıllık bir durgunluk döneminin ardından 1970’li yıllarda Ermeni terörü, çok daha organize ve küresel ölçekte yeniden ortaya çıktı.
1973 yılında başlayan bireysel eylemler, 1975 itibarıyla daha organize bir yapıya büründü. Bu dönemde ön plana çıkan en önemli yapı, 1975 yılında Sovyetler Birliği'nin desteğiyle Lübnan'da kurulan ASALA (Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu) oldu. Marksist-Leninist bir çizgiye sahip olan bu örgüt, siyasi ideolojisini terörle birleştirerek küresel çapta saldırılar düzenlemeye başladı.
ASALA’nın nihai hedefi, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'ni topraklarından koparıp Sovyet Ermenistan’ına katmak ve ardından tüm dünya Ermenilerini Sovyet kontrolü altında bir araya getirmekti. Bu amaç doğrultusunda çok sayıda suikast, bombalı saldırı ve sabotaj eylemi düzenlendi.
Esenboğa Havalimanı saldırısı
Esenboğa Havalimanı saldırısı, KLM Hava Yolları'nın check-in alanındaki kalabalığın içine bırakılan bir bombayla başladı. Hemen ardından bir diğer terörist, pasaport kontrolü sırasında yolcular ve görevlilere otomatik silahla ateş açtı. Saldırıyı gerçekleştiren kişiler Zohrab Sarkisyan ve Levon Ekmekçiyan’dı. Saldırganlardan biri, patlama öncesi “Bizden bir milyon kişi öldü, sizden 25 kişi ölse ne fark eder?” şeklinde bağırarak niyetlerini açık etti.
Teröristlerin saldırısı yalnızca bombalı ve silahlı eylemle sınırlı kalmadı. Kalabalığın üzerine ateş açan saldırganlar daha sonra kafeteryaya yönelerek yaklaşık 20 kişiyi rehin aldı. Kısa sürede olay yerine ulaşan güvenlik güçleri ile saldırganlar arasında silahlı çatışma başladı.
Çatışma sonucu saldırganlardan Zohrab Sarkisyan etkisiz hale getirildi. Diğer terörist Levon Ekmekçiyan ise sağ olarak yakalandı. Saldırıda 10 kişi yaşamını yitirirken, 72 kişi yaralandı. Hayatını kaybedenler arasında üç polis memuru, üç yolcu, bir havaalanı çalışanı, bir Amerikalı kadın ve bir Alman mühendis yer aldı.
ASALA’dan Tehdit Mesajı: Devam Edeceğiz, az bile!
Saldırının ardından ASALA örgütü, yayımladığı bildiriyle saldırıyı üstlendiğini duyurdu. Bildiride, Türkiye Cumhuriyeti’nden taleplerinin karşılanmaması durumunda eylemlerini sürdüreceklerini açıkladılar. Bu açıklama, örgütün uluslararası arenadaki tehditlerini Türkiye’ye doğrudan taşıdığını açıkça gösterdi.
Levon Ekmekçiyan, olayın ardından yaralı olarak yakalandı. Polis, saldırının bilançosunu kendisine bildirdiğinde, “Az bile!” diyerek soğukkanlı ve vicdansız tavrını ortaya koydu. Ancak ilerleyen süreçte Ekmekçiyan’ın tutumunda değişiklik görüldü. Cezaevindeyken örgüte hitaben yazdığı mektubunda şiddetin son bulması gerektiğini belirtti ve ASALA üyelerine silah bırakma çağrısı yaptı. Mahkeme sürecinde ise bu saldırıya yoğun eğitimlerle hazırlandığını, ancak eylem sonrası yaşananlardan büyük pişmanlık duyduğunu dile getirdi.

Levon Ekmekçiyan İdamla Cezalandırıldı
Mahkemede “Ben suçluyum, yargılayın” diyerek dikkat çeken Ekmekçiyan, örgüt tarafından beyinlerinin yıkandığını, cinayet makinesine dönüştürüldüğünü söyledi. Daha sonra yazdığı mektupta ise masumların öldürülmesinden duyduğu pişmanlığı dile getirerek diğer ASALA üyelerine silah bırakmaları için çağrı yaptı.
Levon Ekmekçiyan, “devletin bütünlüğünü bozmak, silahlı örgüt üyeliği, örgütü yönetmek ve adam öldürmek” suçlarından idama mahkûm edildi. Karar, 7 Eylül 1982'de açıklandı ve 28 Ocak 1983’te Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı. Ekmekçiyan, 29 Ocak 1983’te idam edildi. Cenazesi, tam 32 yıl sonra ailesine teslim edildi.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, saldırının ardından yayımladığı mesajda, “Akıtılan kanın hesabı tarihe bırakılmayacak” dedi. Evren, ASALA’ya karşı kapsamlı bir mücadele sürecini başlattıklarını duyurdu. Dönemin Başbakanı Bülend Ulusu da saldırıyı sert şekilde kınadı. İstanbul Ermeni Patriği ve Türkiye Ermenileri, yayınladıkları açıklamayla saldırıya tepki gösterdiler.
Tepkilerin en çarpıcısı ise Türk vatandaşı Ermeni Artin Penik’ten geldi. Penik, saldırıyı protesto etmek amacıyla 10 Ağustos 1982’de Taksim Meydanı’nda kendisini ateşe verdi.

ASALA’nın Türkiye İçindeki İlk Büyük Eylemi
1970’li ve 1980’li yıllarda Türk diplomatlarına yönelik suikastlarla adını duyuran ASALA, Esenboğa saldırısıyla Türkiye’nin içini hedef alarak eylemlerinde yeni bir safhaya geçti. Bu saldırı, diplomatların yanı sıra sivil halkın da örgütün hedefi olabileceğini net şekilde ortaya koydu.
ASALA’nın amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda zor durumda bırakmak ve terör eylemleriyle siyasi baskı oluşturmaktı. Esenboğa Havalimanı gibi stratejik bir hedef, bu yüzden özellikle seçildi.
Kahraman Polis Savaş Yücel
Olay sırasında gösterdiği cesaretle saldırganlardan birini etkisiz hale getiren polis memuru Savaş Yücel, çatışma esnasında aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti. Onun fedakarlığı, daha büyük bir felaketi önledi.

havalimanlarına x-ray cihazları bu saldırıdan sonra geldi
Esenboğa Havalimanı saldırısı, Türkiye’nin havaalanı güvenlik uygulamalarında köklü değişikliklere yol açtı. Saldırı sonrası ülke genelinde havalimanlarına x-ray cihazları ve metal dedektörleri yerleştirildi. Bu gelişme, terörle mücadelede daha sistematik önlemler alınmasının önünü açtı.
Esenboğa Havalimanı saldırısı, sadece bir terör eylemi değil, aynı zamanda Türkiye’nin terörle sınandığı en acı örneklerden biri olarak hafızalara kazındı. Bu trajedi, terör örgütlerinin hedefinde yalnızca devlet yetkililerinin değil, masum sivillerin de olabileceğini kanıtladı. Saldırının kurbanları ve özellikle kahraman polis Savaş Yücel’in hatırası, Türkiye'nin terörle mücadelesinde unutulmaması gereken bir simge olarak yaşamaya devam ediyor.
Kaynak: Sakarya Üniversitesi Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi, Sözcü, Hürriyet