Yönetmen ve senaristliğini Reha Erdem’in yaptığı 1999 yapım Kaç Para Kaç filminin başrollerini Taner Birsel, Zuhal Gencer Erkaya ve Sermet Yeşil yer alıyor.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku: Arif'in gözünde başka bir Müzeyyen Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku: Arif'in gözünde başka bir Müzeyyen

Filmin konusu yıllarca büyük bir dürüstlük ve ahlakla işlettiği gömlekçi dükkanından kazandıklarıyla ailesiyle beraber geçinmeye çalışan Selim’in hayatı bir gün takside kendinden önce binen yolcuya ait unutulmuş bir para çantası bulmasıyla altüst olur. Dürüstlüğü ve güler yüzü sayesinde herkesçe sevilen Selim bulduğu paranın ağırlığı altında ezilmeye başlar ve kendi arzularına karşı koyamayarak paranın çekimine kapılır.

Kaç Para Kaç filmi konusu?

İzlediğim filmler arasında en güzel karakter gelişimine sahip olan filmlerden birisi oldu Kaç Para Kaç. Dürüst işinde gücünde bir adam istemeden büyük bir miktar parayı bulur, sahibine vermek ister nacak bulamaz ve para onunla kalır. Bu büyük paranın verdiği ağırlık altında ezilen ana karakterimiz bir süre sonra durumu idare edemez ve parayı harcamaya başlar.

Fazla mal adamı yoldan çıkarır dedikleri bu olsa gerek. Selim karakteri dürüstlük, ahlak, namuslu olma gibi kalıplara bağlı yaşayan orta sınıf bir vatandaştır. Film boyunca bu kalıplarla çatışmalar yaşayan karakterimiz bir süre sonra bu duruma kendisini kaptırır. Parayı bozdurarak harcamaya başlayan ana karakterimiz ailesiyle birlikte vakit geçirmeye başalar, evini yeniler, araba alır ve tüm sorunları çözülmüş gibi yaşamaya devam ederler. Gittikçe parayı bulan Selim’den bambaşka bir Selim’e dönüşür. Artık bağlı olduğu kalıpların dışına çıkar ve filmde bize sıklıkla hissettirilen o para akışına kendini kaptırır.

Bir süre sonra istemeden paralarına el koyduğu adamla karşılaşır ve bir kovalamaca başlar. Bu haz duygusu Selim’in gözünü döndürür ve hep daha fazlasını istemeye iter. Sonunda karakterimiz bu bolluk ve refahın tadına doyduğundan daha da uçarı bir şey yaparak zaten ilgisi onda olan komşusuyla birlikte olur ve basıldığında camdan düşerek ölür.

Evet aslında bakıldığında filmde öyle çok fazla alışagelmiş bir konu yok ama filmde anlatılan olayların başından geçtiği karakterin psikolojik durumu üzerine kurulu bir hikâye izliyoruz. Her sahnede yavaş yavaş o doğruluk abidesi dürüst adamın karakter gelişimiyle birlikte bambaşka birisi olma yolculuğunu ve gittikçe kendisine tezat düşen birisi olmasını izliyoruz. Film bize Selim karakterinin dönüşümünü adım adım veriyor. Filmin başında gördüğümüz Selim’in belki filmin sonunda yaptığı şeyleri asla yapmayacak birisi olduğunu düşünüyoruz ama karakter gelişimi o kadar iyi ve yerinde ki komşusuyla beraber olması biz izleyicileri şaşırtamayacak konuma getiriyor.

Tüm bunlar olurken en uçarı noktası olarak komşusuyla birlikte olmasını söyledim çünkü orada tamamen kendisini kaybetmişti. Daha önce yaptığı her şeyde vicdanı onu kemirip duruyordu. Zamanla vicdanı azaldıkça uçarılıkları arttı ve en son vicdanını öldürdüğünde kendi sonunu da hazırladı.

En başında o paraya hiç dokunmasaydı ve sahibini bulana kadar bekleseydi işler ne şekil alırdı hiç bilemeyeceğiz ama hikâyenin psikolojik yönü ve karakterin gelişimi oldukça iyi ele alınmıştı.

Oyunculuklara gelirsek hepsi birbirinden iyiydi. Özellikle ana karakterimizin oyunculuğu ve yavaşça gelişen karakter gelişimini benimseyişi biz izleyicilere artarak verdiği merak duygusu son derece başarılı bir iş ortaya koyuyor.

Editör: Nursena Yağız