"Haberin İşçisi"
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,5851 %-0.32
45,6681 %-0.99
4.328,32 % 1,03
4.182.717 %1.498
İşçi Haber Özel Haber Ayna karşısındaki sessiz savaş: Anoreksiya Nervoza nedir?

Ayna karşısındaki sessiz savaş: Anoreksiya Nervoza nedir?

Zayıflık takıntısı sadece bir estetik kaygı mı? Anoreksiya nervoza, özellikle genç kızları hedef alan ciddi bir yeme bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ezgi Acun, bu rahatsızlığın belirtilerine, nedenlerine ve psikolojik boyutlarına dair önemli bilgiler verdi.

Okunma Süresi: 7 dk

ÖZEL HABER- DİLARA ADAK

Zayıflık takıntısı, sosyal medya baskısı ve estetik kaygılar gençleri nasıl etkiliyor? Özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarında yaygın olarak görülen anoreksiya nervoza, sadece fiziksel değil, ciddi psikolojik boyutlarıyla da dikkat çekiyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ezgi Acun, yeme bozuklukları üzerine önemli uyarılarda bulundu. Anoreksiya nervozanın belirtilerinden risk faktörlerine, sosyal medyanın etkilerinden Ozempic gibi zayıflama ilaçlarının psikolojik yansımalarına kadar pek çok kritik başlığa açıklık getiren Acun, "gençlerin beden algısındaki bozulmanın bir sonucu olarak yeme bozukluklarının arttığını" vurguladı. Peki, çevremizdeki birinin anoreksiya nervozaya yakalandığını nasıl anlarız? İyileşmek mümkün mü? Sosyal medya ve zayıflık baskısı ne kadar etkili? Yanıtlar haberimizde...

BİLİNENİN AKSİNE YİYECEKLERE AŞIRI İLGİ OLABİLİR!

1. Anoreksiya nervoza nedir? Belirtileri nelerdir? 

Anoreksiya nervoza, bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya terimi iştah kaybına, nervoza terimi ise duygusal yani psikolojik nedenlere işaret etmektedir. Aslında bu kişiler iştahlarını ya da yiyeceklere olan ilgilerini kaybetmezler, kendilerini aç bırakmalarına rağmen yiyecekler ile aşırı derecede ilgili olabilirler. Örneğin sürekli yemek kitabı okuyabilir ve aileleri için özel yemekler hazırlayabilirler. Bu bozukluğun en tipik belirtisi, kişinin normal sayılabilecek kilonun %85 altında olmasıdır. Kişi kilo almaktan aşırı derecede korkar ve kilo kaybı bu korkuyu azaltmaz. Beden algısı ise gerçeklik ile uyumlu değildir, aşırı derecede bir incelme olmasına karşın kişi kendini halen çok kilolu algılayabilir. Son olarak, kadınlarda en az üç ardışık menstürasyon (adet) döneminin olmaması diğer bir belirtisidir. Bu dört belirti bir arada bulunduğunda kişiye anoreksiya nervoza tanısı konur.

2. Bu hastalık genellikle hangi yaş gruplarında ve cinsiyetlerde görülüyor? Risk faktörleri nelerdir? Genetik olarak aktarılan bir hastalık mıdır? 

Anoreksiya nervozanın başlangıcı, ergenliğin ilk dönemlerine yani 11-12 yaşlarına rastlar ve hastalık tipik olarak 15-30 yaşları arasında görülür. Kadınlarda erkeklerden on kat daha fazla oranda görülmektedir. Yani kadın olmak bir risk faktörü olarak değerlendirilebilir. Genetik faktörler elbette ki rol oynar örneğin bir araştırmada (Hsu, 1990) tek yumurta ikizlerinde bozukluğun birlikte yani her iki kişide de görülme oranının %47 olduğu bulunmuştur. Ancak genetik faktörlerin hiçbir zaman tek başına rol oynamadığını da vurgulamak gerekir. Benim uzmanlığım gelişimsel psikoloji alanında ve bu alandaki diğer meslektaşlarım da kalıtım ile çevrenin etkileşimsel doğasını vurgulayarak bu iki olgunun birlikte ele alınması gerektiğini söylemektedirler.

3. Anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza arasındaki fark nedir?

Hem anoreksiya nervoza hem de bulimia nervoza bir yeme bozukluğudur. Bulimia nervozada tipik olarak çok miktarda yiyeceğin kısa bir sürede tüketilmesinin ardından yaşanan suçluluk duygusu ve kilo alma korkusu ile birlikte yenilenleri çıkartma yani kusma davranışı görülmektedir. Kusmanın yanında aşırı egzersiz ya da hiç yememe gibi telafi edici diğer davranışlar da görülebilir. Bunu hayatınızda bir ya da iki kere yapmış olmak, size yeme bozukluğu tanısı konmasına yol açmaz, bu davranışların tekrarlayıcı nitelikte ve uzun süreli olması sonucu tanı ve tedavi süreci başlamaktadır.

Anoreksiya (Anoreksiya Nervoza) | Dora Hospital Hastanesi

ailenin desteği çok önemli

4. Yakın çevremizde anoreksiya nevroza ile mücadele eden birini nasıl fark edebiliriz? Hangi davranışlar sinyal niteliğindedir? 

Yakın çevremizdeki kişinin yeme alışkanlıklarında bir değişim-bozulma olduysa, fazla miktarda kilo vermesine rağmen bunu bir sorun olarak görmeyip kendisini hala kilolu buluyorsa, sık sık tartılıp sık sık aynaya bakıp kendini inceliyorsa ve bu durum stresli bir yaşam olayının ardından çıkmış olup uzun süredir devam ediyorsa o kişiye dikkat etmeliyiz. Anoreksiya nervozaya depresyon, kişilik bozukluğu, alkol ve madde kullanımı da eşlik edebilir, bütün bunlar bir sinyal niteliği taşımaktadır.

5. Anoreksiya nevroza ile mücadele eden bireyler iyileşebilir mi? Psikolojik destek süreci nasıl ilerliyor? 

Anoreksiya nervoza ile mücadele eden kişiler tabii ki iyileşebilirler fakat bunun bir süreç olduğu ve uzun zaman alabileceği unutulmamalıdır. Öncelik, hastanın belirli bir kilonun üzerine gelmesi ve menstürasyon döngüsünün normale dönmesi gibi fizyolojik işlevlerin düzenlenmesidir. Eğer kişi çok zayıfsa ve durumu ağırlaşmaya yakınsa hastanede yatılı tedavi gerekmektedir. Burada hastaya beslenme düzenine yönelik tedaviye ek olarak psikolojik destek ve tedavi de uygulanmalıdır. Eğer hastanede tedavi zorunlu görülmediyse de beslenmenin düzenlenmesine ek olarak mutlaka bir klinik psikolog eşliğinde psikolojik destek alınmalıdır. Psikolojik tedavilerden bilişsel-davranışçı terapiler ve aile terapileri spesifik olarak önerilmektedir, bu kişiler bu terapileri uygulayan klinik psikologlara başvurabilirler. Sosyal destek yani ailenin ve yakın çevrenin desteği de bu süreçte oldukça önemlidir.

Anoreksiya Nervoza - Yeme Bozukluğu - Ankara Erdem Psikiyatri

acun: Vücut oranları insanın güzelliğini belirleyen bir ölçüt olamaz

6. Son dönemde zayıflama ilacı olarak kullanılan Ozempic gibi GLP-1 analogları anoreksiya nevroza riskini artırıyor mu? 

Ben tıp alanında uzman değilim, dolayısıyla öncelikle bu ilaçlara dair bilgimin kısıtlı olduğunu belirtmem gerekir. Bu ilaçlar ile anoreksiya nervoza arasında neden-sonuç ilişkisi kurmanın doğru olmadığını düşünüyorum yani eğer anoreksiya nervoza artış gösterdiyse bunun nedeni zayıflama ilacı kullanımı değil psikolojiktir. Eğer bir birey obezite ya da diyabet hastası değilse ve zayıf olduğu halde daha da zayıflamak için bu ilaçları kullanıyorsa bunun nedeni var olan psikolojik durumlardır denilebilir. Yani ilaç kullanımını bir neden değil bir sonuç (psikolojik olguların örneğin depresyonun sonucu) olarak görmek daha uygun olacaktır.

7. Ozempic gibi diyabet ilaçlarının zayıflama amacıyla kullanılmasını psikolojik açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Eğer bireyler bu ilacı amacının dışında yani diyabet hastası olmadıkları halde ve zayıf biri oldukları halde daha da zayıflamak için kullanıyorsa, bu kişilerde beden imgesine dair bir bozulma söz konusudur. Bu cümlem, bu ilaçları amacı dışında kullanan herkes anoreksiya nervoza yeme bozukluğuna sahip şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu ilaçları kullanan kişilerde daha önceki sorularda bahsettiğim anoreksiya nervoza belirtileri varsa ancak o zaman tanı koyulabilir ve tedaviye başlanabilir.

8. Sosyal medya algoritmalarının sürekli zayıf bedenler göstermesi bireyin kendini “yetersiz” hissetmesine neden olabilir mi? Bu durum bir yeme bozukluğunu tetikleyebilir mi, ne düşünüyorsunuz? 

Sosyal medya algoritmalarının sürekli zayıf bedenler göstermesinin bireyin kendini yetersiz hissetmesine neden olması muhtemeldir. Yukarıda genetik faktörlerden bahsederken çevrenin de önemli olduğunu belirtip kalıtım ile çevrenin etkileşimsel doğasını vurgulamıştım. Medyada sürekli zayıf bedenlerin gösterilmesi ya da kız çocukların sıklıkla oyun oynadığı Barbie bebeklerin vücut oranları bir çevre etkisidir ve anoreksiya nervozanın kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmesi ile bağlantılı faktörlerdendir. Kültürel olarak beden tipi üzerinden belirli bir ideal ortaya koymak, o idealden uzakta olan kadınların normal bir kiloda olsalar dahi kendilerini kilolu olarak algılamalarına yol açabilir. Ortaya konan bu ideal beden şeklinin içselleştirilmesi, yetersizlik hissine yol açabilir ancak bu durum tek başına yeme bozukluğuna neden olmaz; cinsiyet, kişilik özellikleri, aile yaşantısı ve genetik faktörlerin birlikte etkisi söz konusudur.

9. Hem sağlık kaygısı hem estetik baskı arasında sıkışan özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarına bu konuda ne önerirsiniz? 

Genç kızlarımıza, onların kilolu ya da zayıf olsalar da değerli olduklarını söylemek istiyorum. Vücut oranları, onların değerini, güzelliğini belirleyen bir ölçüt olamaz. Bu noktada ergen anne babalara da çocuklarına her halleriyle güzel ve değerli olduklarını hissettirmelerini tavsiye ediyorum. Bunu güçlü bir biçimde hissettirebilsinler ki çevrenin öne sürdüğü güzellik standartlarını içselleştiremesinler ve bu standartlarda olmadıkları için yetersizlik hislerine kapılmasınlar. Ve herkesin her zaman psikolojik yardıma ihtiyaç duyabileceğini unutmayıp iyi hissetmediklerinde psikolojik destek almaktan çekinmesinler. (Kaynak: Hsu, L. K. G. (1990). Eating Disorders. New York: Guilford.)