Seçim sathı mailinin neredeyse sonuna geldik ve çok yakında yüce gönüllü halkımız sandık başına giderek irade beyanında bulunacak. Partiler söyleyeceğini söyledi, diyeceğini dedi ve artık “Karar Milletindir.”

Söyleyecek çok şey var ama her şeyi kısa ve öz söylemeye çalışırsak sonuçların özellikle merak edildiği yerlerden Ankara’da seçimi Ak Parti kazanırsa sürpriz olacakken, İstanbul’da CHP kazanırsa asla sürpriz olmayacaktır.

Böyle bir durumda vatandaş nezdinde sürpriz karşılanması anlaşılabilir bir durumken eğer Ak Parti yönetim kadroları içinde böyle bir muhtemel sonucu sürpriz olarak addedecekler var ise şunu bilmeliler ki bu kişilerin durdukları yer, Ak Parti sorunun başladığı yerdir. Ak Parti’nin akordundaki cızırtıların nedeni de, vatandaşla olan bir takım iletişim kopukluklarının sebebi de bizzat bu kişilerdir.

CHP seçmeni, parti içinde makam mansıp kavgası verenleri bir tarafa bırakırsak hiç olmadığı kadar diri ve bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel siyasi başarısıdır. Temelinde derin ilkesizlikler yatan ve sonuca odaklanmış vaziyette gözü başka hiçbir şey görmeyen Kemal Beyin bu Makyavelist tutumu bir takım neticeler almaya dönük seçmende karşılık bulmuş gibi görünüyor.

Kılıçdaroğlu, sağdan bir kısım solcu olmayan adamları CHP’nin ön saflarına devşirerek la teşbih “Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını sallar.” atasözünün insicamını sergiliyor. Garanti gördüğü yerlerin adayları ile geride olduğu yerlerin aday profillerini karşılaştırınca bu kişilerin aynı partinin adayı olduklarına inanmak için “Kırklar Dağından kırk şahit” getirmek gerekiyor. HDP’den Saadet Partisi’ne komünistlerden ülkücülere acayip bir resim ortaya çıkıyor.

Ne Ak Parti İstanbul’unu sallayan ve Özal dönemi ülkücü bir ANAP Trabzon İl Başkanı babanın oğlu olan ve AK Parti’ye üye olmasına rağmen kendisine uygun gördüğü yeri bulamayan Ekrem İmamoğlu solcu, ne de iktidar partisinin çek senet tartışmasının merkezine çektiği ve bence hata ettiği Mansur Yavaş solcu.

Sağ seçmenin gönlünü değilse bile aklını çelebileceklerini düşünen CHP’liler, hem de Eyüp Camisinde İBB adaylarının ilkokul birinci sınıf seviyesinde kuran okuyan adaylarını büyük mutluluk içinde tebrik ederlerken, hayret ki içlerinden her hangi biri “şeriat geliyor” diye bağırmıyor. Laiklik elden gitmiyor! İrtica tehlikesi de yok.

Hem daha durun bu ne ki?

Konya’nın bir dağ kasabasında başörtülü belediye başkanı adayı gösteren CHP lideri Kemal Bey, bir daha ki milletvekili seçimlerini görebilirse başörtülü bir milletvekili adayını meclise girebileceği bir yerden aday gösterebileceğini çoktan ilan etti bile. Ki o günlere CHP lideri olarak erişmeyi başarabilirse bunu kesinlikle yapacaktır.

Fetö sufleli bu sağdan adam devşirmeye dönük hamlelerle Kemal Bey, sağ siyasetin zayıf karnını bulmuş durumda. Ve göreceksiniz daha “yok artık” diyeceğimiz neleri göreceğiz.

Bu seçimde propaganda üstünlüğünü ele geçirdiği ve sağdan adeta kaçak boru hattı gibi oy çalma hattı olarak devreye aldığı İYİ Parti ve kendisine stepne görevini layık gördüğü Saadet Partisi ve dahi tanımlamakta aciz kaldığımız HDP desteği ile CHP, seçime muazzam bir dinamizmle girerken gelecekten oldukça umutlu görünüyor.

Şahsen ben siyasal arenanın sağ cenahında doğmuş büyümüş ve mücadele etmiş biri olarak Ak Parti için çok fazla şey söylemek isterdim ama seçim gürültüsünde, sosyal medya eliyle canavarlaştırılmış bir mekanizma her aykırı sesi boğuyor ve maksadından kopartıyor. Onun için işin Ak Parti boyutunu seçimden sonra uzun uzun irdeleyeceğiz.

Şüphesiz ki burada derin yapısal ve işlevsel sorunlar var. İş Ak Parti açısından o raddeye vardı ki kendi haklı davasını A Haber ve Ülke Tv düzlemine indirerek intihar çukuruna doğru itiliyor. Turgay Güler’in Ülke Tv’de Ekrem İmamoğlu’nu sıkıştırabileceğini zannetmesi de bu devasa gafletin küçük bir boyutu. Muhatap aldığınız kişiyi ve hattı iyi tanımayınca böyle oluyor…

İşin en acı tarafı da Turgay Güler, Ekrem İmamoğlu’nu madara ettiğini zannediyor. İşte bu akıl Ak Parti’yi Ak Yokuşta zora sokan akıldır. Ben tüm bu olanları acı acı izlemekle meşgulüm. Bu emanet, embedıd ve sokma akıl, Ak Parti’yi o kadar zora soktu ki, AK Parti’nin propaganda üstünlüğünü derin derin zedeliyor bu tutum.

Oyunu Ak Parti ve Binali Beye vereceğinden emin olduğum birisi Binali Beyin adaylığı için “kötünün iyisi” diyebiliyorsa ki bunu CHP bile demedi şimdiye kadar, Ak Parti adayını anlatamamıştır demektir. Çünkü eğer bu ülkede her hangi birisi Binali Bey için kötünün iyisi diyebiliyorsa ya aklı başında değildir ya da bu ülkede akıl muvazenesini kaybetmiştir.

Bu böyle olmuş mudur olmamış mıdır yaşayıp göreceğiz!