"Haberin İşçisi"
İstanbul
Parçalı bulutlu
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,4625 %-0.07
43,7198 %-0.08
3.998,35 % -1,77
3.662.682 %0.648
İşçi Haber Sendikadan Haberler Enerji İşçileri Sendikası, 1 Mayıs’ta Taksim’de coşkulu bir kutlama gerçekleştirdi!

Enerji İşçileri Sendikası, 1 Mayıs’ta Taksim’de coşkulu bir kutlama gerçekleştirdi!

Enerji İşçileri Sendikası, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Taksim’de gerçekleştirdiği coşkulu basın açıklamasında sendikal mücadele, işçi hakları ve geçmişten günümüze emek devrimlerine dikkat çekti. Genel Başkan Mahmud Altunsoy konuşmasında, Türkiye’deki sendikal sürece dair çarpıcı detaylar ve güçlü mesajlar verdi.

Okunma Süresi: 8 dk

Enerji İşçileri Sendikası, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla İstanbul Taksim Meydanı’nda görkemli bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Etkinlik, Genel Başkan Mahmud Altunsoy’un kalabalığa hitaben yaptığı kapsamlı konuşma ile başladı. Altunsoy, emekçilerin kalkınmanın ve refahın asli unsuru olduğunu, “Bugün, emeğin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ta, haiz olduğu kıymeti bir güne sığdırılamayacak olan emekçinin meydanlarda buluştuğu, hakkı ve hakikati haykırdığı bir bayram günü.” sözleriyle vurguladı.

Taksim’de Emek Fırtınası: Enerji İşçileri Sendikası’ndan Tarihi 1 Mayıs Mesajları…

Genç işçilere özellikle seslenen Altunsoy, sendikal mücadelede yıllarca süren engellemeleri ve bunlara karşı atılan devrim niteliğindeki adımları anlattı. Türkiye’de bir dönem noter masrafı ödemeden sendikaya üye olmanın mümkün olmadığını hatırlatan Altunsoy, “​1 Mayıs meydanlarında fütursuzca eleştirilen Sn. Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kurduğu hükümetlerin sosyal politikalarıyla sendikal kanun değiştirilmiş ve 6356 sayılı Kanun ile 33 yıl sonra e-Devlet sistemi üzerinden sendika üyelik işlemleri ücretsiz ve zahmetsiz hale kavuşturulmuştur.” diyerek geçmişteki sendikal faaliyetleri hatırlattı.

Konuşmasında eski sendikal baraj sistemini de gündeme taşıyan Altunsoy, %10’luk baraj uygulamasının işçileri tekel sendikalara mahkum ettiğini vurguladı. “Eski kanun döneminde bir sendikanın yetkili bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için işkolundaki çalışan sayısının %10’unu üye yapması gerekiyordu. Örnek olarak 200.000 işçinin çalıştığı bir işkolunda yeni kurulan bir sendikanın 20.000 üye kaydetmesi gerekiyordu. Tabi üye kaydetmek bugün konuştuğumuz kadar kolay değildi. Az önce bahsettiğim gibi 20.000 üyenin her birinin dört bin TL'ye kadar bir noter masrafına katlanması gerekiyordu. Bu şartlarda alternatif bir sendikanın ortaya çıkma imkanı yoktu. İşçi ve işveren tekelleşmiş cunta yapısının sendikalarına mahkum bırakılmıştı. ​Peki, bu tekel yapıyı kim kırdı? ​Evet, bu devrimin mimarı da 6356 sayılı Kanun ile çalışma hayatının devrimlerinden birine daha imza atan Sn. Cumhurbaşkanımız yaptığı devrimle işçinin sendikal iradesi önündeki tüm engelleri kaldırarak işçiyi noter sisteminden de noter masrafından da kurtarmıştır.” diyerek sistemin adaletsizliğini gözler önüne serdi. Bu engelin yine aynı yasa ile kaldırıldığını belirtti.

‘Patates Sendikalar’ Çöktü: E-Devlet Gerçeği Ortaya Çıkardı

Altunsoy, noter sistemiyle oluşturulan sahte üyeliklerin e-Devlet’e geçişle ortaya çıktığını belirtti. “e-Devlet sisteminin yürürlük kazandığı ilk istatistiklerde bir gördük ki üye sayıları 60-70 binlere düşmüş. 100 bin işçi bir gecede buhar olmuş. Karanlık girdaplarda işçiyi, memuru, işvereni, ekonomiyi, ülkeyi, milleti kendisine mahkum eden yapılar 6356 sayılı Kanun ile sağlanan devrimlerle bir bir çökmüştür.” sözleriyle bazı yapıların mezar taşlarından dahi üye kaydettiğini iddia etti. Bu tür karanlık yapıların e-Devlet sistemiyle tarihe gömüldüğünü detaylarıyla aktardı.

Konuşmasının son bölümünde 600 bin kamu işçisinin beklediği Kamu Çerçeve Protokolü’ne de değinen Altunsoy, “600.000 kamu işçisinin merakla beklediği, kamu çerçeve protokolü ne yazık ki bir türlü imza altına alınamamış, emekçiler ve aileleri 5 aydır bu sürecin tamamlanmasını bekliyor. En kısa sürede en kazançlı şekilde sonlandırılmasını yetkili temsilcilerden özellikle istirham ediyorum.” açıklamasında bulunarak ilgili tüm kurumlara süreci hızlandırma çağrısı yaptı.

Mahmud Altunsoy: Asil Gazze Halkının yanındayız!

Altunsoy, konuşmasını dünyadaki mazlum halklara selam göndererek bitirdi. “Elbette asla unutmayacağımız, unutturmayacağımız en önemli konumuz mazlum coğrafyalarda zulüm altında yaşam mücadelesi veren tüm insanlığı gönülden selamlıyorum. Asil Gazze Halkının mücadelesinde sonuna dek yanlarında olduğumuzu tekraren haykırıyor, dünya üzerindeki zulmün bir an evvel sona ermesini diliyorum.” sözleriyle konuşmasını tamamlayan Genel Başkan Altunsoy, büyük alkış ve gururla selamlandı.

Basın açıklamasının ardından Enerji İşçileri Sendikası üyeleri ellerinde karanfillerle Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk sundu. Katılımcılar, “Enerji iş ile işçiler zafere”, “İşçiler üretir, memleket yücelir”, “600 bin işçi KPÇ’yi bekliyor” gibi sloganlarla alanda birlik ve dayanışma mesajı verdi. Coşkulu kutlamaya çevre halkı da yoğun ilgi gösterdi.

 

Enerji İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mahmud Altunsoy'un 1 Mayıs Basın Açıklaması;

Kalkınmanın, refahın, büyüme ve gelişmenin, aydınlık yarınların mimarları, üreten Türkiye’nin baş aktörleri çok kıymetli emekçi dostlarımız, arkadaşlarımız,

Can ve mal güvenliğimizin, kamu düzeninin, toplumsal huzurun kaynağı Kıymetli Emniyet mensuplarımız,

Özgürlükçü ve demokratik Türkiye’nin en önemli unsuru Değerli Basın mensuplarımız ve

Emeğiyle, canıyla, kanıyla yediyüz seksen üç bin km² vatan toprağında ülkesine, milletine, devletine katkı sunmak için var gücüyle, elinden gelenin fazlasıyla çabalayan Aziz Milletimizin her bir ferdini saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Bugün, emeğin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ta, haiz olduğu kıymeti bir güne sığdırılamayacak olan emekçinin meydanlarda buluştuğu, hakkı ve hakikati haykırdığı bir bayram günü.

Bugün burada bir kesimin bildiği ama kulağının üstüne yattığı, toplumun büyük kesiminin ise pek de haberdar olmadığı birçok hakikati paylaşmak için karşınızdayız.

Enerji İşçileri Sendikası olarak yalnızca enerji çalışanları için değil, özel sektörün tüm işkollarından, kamu çalışanlarının işçisinden memuruna tüm emekçiler için sesimizi değil sözümüzü yükseltiyor, bilinmeyen ya da bilmemezlikten gelinen birçok hakikatten, çalışma hayatındaki devrim niteliğinde gelişmelerden sizlere bahsedeceğim.

Aziz Milletimiz, Kıymetli Emekçilerimiz!

Sendikal Hareket köhne zihinlerin tüm engellemelerine rağmen bugün Türkiye’de uluslararası normlara yaklaşan güçlü bir yapı haline geldi.

Genç işçi Arkadaşlarım, Kardeşim!
Bu anlatacaklarımı iyi dinle. Bunları kimse konuşmuyor, konuşamaz.

Sendikaların faaliyetlerini engelleyen cunta yönetiminin bir sendikacıyı neden Çalışma Bakanı yaptığını, bu sendikacıyı nereden seçtiklerini varın siz araştırın.

1. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan Noter Sistemiyle sendika üyeliği ve istifa düzeni.

​Bir işçi kardeşimiz tercih ettiği sendikaya üye olmak istediğinde mesai saatleri içerisinde işvereninden sendikaya üye olmak için notere gideceği için izin alacak da noter masrafını ödeyecek ve bir sendikaya üye olacak ya da bir sendikadan istifa edecek. Bugünün rakamıyla dört bin lirayı aşan masraf ödeyecekti.

​1 Mayıs meydanlarında fütursuzca eleştirilen Sn. Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kurduğu hükümetlerin sosyal politikalarıyla sendikal kanun değiştirilmiş ve 6356 sayılı Kanun ile 33 yıl sonra e-devlet sistemi üzerinden sendika üyelik işlemleri ücretsiz ve zahmetsiz hale kavuşturulmuştur.

2. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan %10 barajı skandalı.

​Eski kanun döneminde bir sendikanın yetkili bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için işkolundaki çalışan sayısının %10’unu üye yapması gerekiyordu. Örnek olarak 200.000 işçinin çalıştığı bir işkolunda yeni kurulan bir sendikanın 20.000 üye kaydetmesi gerekiyordu. Tabi üye kaydetmek bugün konuştuğumuz kadar kolay değildi. Az önce bahsettiğim gibi 20.000 üyenin her birinin dört bin tlye kadar bir noter masrafına katlanması gerekiyordu. Bu şartlarda alternatif bir sendikanın ortaya çıkma imkanı yoktu. İşçi ve işveren tekelleşmiş cunta yapısının sendikalarına mahkum bırakılmıştı.
​Peki bu tekel yapıyı kim kırdı?
​Evet bu devrimin mimarı da 6356 sayılı Kanun ile çalışma hayatının devrimlerinden birine daha imza atan Sn. Cumhurbaşkanımız yaptığı devrimle işçinin sendikal iradesi önündeki tüm engelleri kaldırarak işçiyi noter sisteminden de noter masrafından da kurtarmıştır.

3. Noter sisteminden e-devlete geçişte patlayan patates sendikalardan bahsedelim.

​Emek camiasının kıymetli mensupları ve muhterem aileleri, bu tekelleşmiş zihniyetin attığı kazıklar  bunlarla biter mi sandınız, bunlar azla doyar mı?
​Noter sistemi üzerinden sendika üyeliklerinin sağlandığı eski kanun döneminde mezar taşlarından aldıkları isimlerle patates imza ve mühürlerle ölüleri, emeklileri üye göstererek, üye sayılarını şişiren karanlık yapı, teknolojiye adaptasyonda dünya devletlerini geride bırakan e-devlet sisteminin altında ezilmişlerdir.
​Eski kanun döneminde enerji işkolunda 150 bin çalışan varken cunta yönetiminin elinden tuttuğu karanlık yapılar, patates mühürlerle 170-180 bin üye gösteriyorlardı.
​e-devlet sisteminin yürürlük kazandığı ilk istatistiklerde bir gördük ki üye sayıları 60-70 binlere düşmüş. 100 bin işçi bir gecede buhar olmuş.
​Karanlık girdaplarda işçiyi, memuru, işvereni, ekonomiyi, ülkeyi, milleti kendisine mahkum eden yapılar 6356 sayılı Kanun ile sağlanan devrimlerle bir bir çökmüştür.
​Emeği geçenlere, her türlü kulise rağmen bu yasal değişikliğe imkan sağlayan siyasi iradeye emek camiası adına teşekkürlerimi sunuyorum.

​Aziz Milletimiz, Kıymetli Emekçi Dostlarım,

​Son olarak bugün burada Taksim Meydanı’nda bir araya gelişimize vesile olan emeğin ve emekçinin bayramı olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, İşçi Bayramı’nda dikkat etmemiz gereken en önemli hususu da tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum.
​12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yasaklanan 1 Mayıs, 27 Nisan 2009 tarihinde tam 29 yıl sonra bir başka devrimle işçinin sahici bir bayrama kavuşması, 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi ile yine Sn. Cumhurbaşkanımızın katkılarıyla olmuştur.

​Görmezden gelinen bu devrimler, işçi hareketinin kavuştuğu özgürlükleri açıkça ortaya koymaktadır.

​Sözlerimi 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün tüm emek camiası için yeni özgürlüklerin, refahın, büyüme ve gelişmenin kapılarının açıldığı, hep birlikte aydınlık yarınları inşa edeceğimiz Türkiye Yüzyılı’nda bir milat olmasını diliyor, emek dünyasının İşçi Bayramı’nı tebrik ediyorum.

600.000 kamu işçisinin merakla beklediği, kamu çerçeve protokolü ne yazık ki bir türlü imza altına alınamamış, emekçiler ve aileleri 5 aydır bu sürecin tamamlanmasını bekliyor. En kısa sürede en kazançlı şekilde sonlandırılmasını yetkili temsilcilerden özellikle istirham ediyorum.

Elbette asla unutmayacağımız, unutturmayacağımız en önemli konumuz mazlum coğrafyalarda zulüm altında yaşam mücadelesi veren tüm insanlığı gönülden selamlıyorum. Asil Gazze Halkının mücadelesinde sonuna dek yanlarında olduğumuzu tekraren haykırıyor, dünya üzerindeki zulmün bir an evvel sona ermesini diliyorum.


Mahmud ALTUNSOY
Enerji İşçileri Sendikası
Genel Başkanı

Kaynak: İŞÇİ HABER